Yaşlanma ve beraberinde getirdiği sağlık sorunları, dunyadaki tum canlıların muzdarip olduğu bir surec. Dolayısıyla bu sureci yavaşlatmak demek, her turlu hastalığı azaltmaya yardımcı olmak anlamına geliyor. Şimdi bilim insanları, farklı hucresel yolları deneyerek, solucanların omrunu yuzde 500 oranındauzatan oldukca onemli bir adım attılar.
C. elegans, genellikle kendini yaşlanma calışmalarının merkezinde bulan bir solucan turu. Cunku bircok hucresel yolu insanlarla ortak. Tipik olarak uc veya dort hafta yaşayan bu canlılar, bu sayede yaşlanma sureclerinin hızlı bir şekilde gorunmesini ve olculmesini sağlıyor.
[h=2]Bilim insanları, solucanların omrunu 5 kat uzatmayı başardı[/h]
Bilim insanları, onceki calışmalarda genetik muhendisliği kullanarak, C. elegans ’ın omrunu yuzde 50 ila 100 oranında artırmayı başarmıştı. Yaklaşık 80 yıllık ortalama insan omrune doğrudan uyguladığımızda bu, 120 ile 160 yıl arasında yaşamak anlamına geliyor; ancak yeni calışmada ekip, beklenmedik bir şekilde solucanları normalden beş kat daha uzun yaşamasını sağladı. Bu, insan yaşı ile 400 yıla tekabul ediyor.
Araştırmacılar, solucanlardaki hucre yapısını iki farklı yontemle değiştirdiler: İnsulin sinyali (IIS) ve TOR. Gecmişte yapılan calışmalar, IIS yolunu değiştirmenin solucanların omrunu yuzde 100 arttırdığını, TOR yolunu değiştirmenin ise yuzde 30 artırdığını gostermişti. İki mutasyonun birlikte yuzde 130'luk bir yaş artışı ile sonuclanması gerekiyor. Fakat ortaya cıkan tablo, temel matematik bilgilerimizin cok otesinde.
[h=2]İnsan omru, neden solucanlar gibi kolaylıkla uzatılamıyor?[/h]
Calışmanın baş yazarı Jarod Rollins, “Sinerjik uzantı gercekten vahşi. Bulgularımız, doğada hicbir şeyin boşuna olmadığını gosteriyor. Etkili yaşlanma karşıtı tedavileri geliştirmek icin bireysel yollardan ziyade uzun omurlu ağlara bakmalıyız” diyor.
Ekip bu bulgunun, neden insanlarda daha uzun yaşamayı sağlayacak bir spesifik gen bulunamadığını acıklamaya yardımcı olabileceğini soyluyor. Bu calışmanın şu an icin insanlara doğrudan uygulanması mumkun gorunmuyor; ancak yaşlanmasurecini yavaşlatmak icin uygulanan anti-aging cozumlerine yeni bir bakış acısı getirmesi muhtemel.