Harvard Universitesi'nden araştırmacı Juan Pérez-Mercader, insanların kuşlara ozenerek ucak yapmasına benzer şekilde biyolojik hucreye bakıp onun işlevlerini yerine getirebilecek cansız sistemler geliştirmeye calıştı. Pérez-Mercader ve meslektaşı Marta Dueñas-Díez, cansız kimyasal bir sistemin canlı hucrenin işlevlerini taklit edip etmeyeceğini inceledi.
Veriyi işleme şekli ve hesap yapma tarzı, biyolojik hucrelerin en onemli ozellikleri arasında yer alıyor. Araştırmacılar, calışmalarıyla birlikte cansız kimyasal sistemlerin de hesap yapabileceğini gosterdiler. Kimyasal bir Turing Makinesi de denilen bu sistem, damıtılmış suyun konulduğu basit bir deney kabı ile iş gormeye başlıyor.
[h=2]Turing Makinesi esas olarak karmaşık matematiksel hesapların belirli bir duzenek tarafından yapılıp yapılamayacağı sorununa odaklanıyor:[/h]
"KÂğıt uzerinde makine" diyebileceğimiz bu sanal duzenek, bir bilgisayarın ne yapabileceğine ve nasıl calışabileceğine ilişkin bir model oluşturuyor. Makine, semboller dizisini girdi olarak tek tek okuyor ve bunlara tekabul eden bir cıktı dizisi oluşturuyor.
Girdi olarak kullanılan semboller bir alfabe oluşturur ve bir dil oluşturmak icin kullanılabilir. Bu da bilgiyi temsil eder. Sıradan bir bilgisayarın bilgiyi elektronik bir bicimde işlediğini belirten Pérez-Mercader, kendi yarattıkları sistemin aynı işlemi kimyasal bicimde yaptığını belirtiyor.
Kimyasal Turing Makinesi, damıtılmış su ve pH'ı kontrol eden bazı bileşenlerden oluşuyor. Tıpkı matematiksel Turing Makinesi gibi o da kelime girişi yapılınca calışıyor. Bizim molekuler makinemiz, DNA ve RNA'da depolanan kendi bilgisini ribozom adlı kucuk organel aracılığıyla kullanıyor. Orneğin DNA ve RNA, sizin hucrenize goz renginizin ne olacağını soyluyor.

İlk yaşam formlarının doğal yollardan oluşmuş kimyasal bilgisayarlar kullanmış olabileceğini belirten Pérez-Mercader, bunun icin ekzotik bileşenlere (doğallaştırılmamış yabancı bitki ya da hayvan) ihtiyac duyulmadığını soyluyor. Turing Makinesi'ni oluşturmak icin kimyasal bir dile ihtiyac duyan bilim insanları, "L3" adı verilen ve hÂlihazırda var olan bir Turing Makinesi dilini kullanmışlar. Bu dil; "a", "b" ve "c" harflerinden oluşuyor ve dildeki kelimeler, harflerin alfabetik dizilimdeki eşit kombinasyonlarından (abc ya da aabbcc gibi) meydana geliyor.
Bu Turing Makinesi'nin, dildeki gecerli ve gecersiz sozcukleri de ayırt edebilmesi gerekiyor. Bunu yapabildiği durumlarda, bilgisayarın daha genel problemleri de cozebileceği belirtiliyor. Bilim insanları, kendi kurdukları duzenekte, L3 dilinde gecersiz olan sozcuk dizilimleri oluşturulduğunda duzeneğin tepki vermediğini ya da gecerli sozcuklerden farklı tepkiler verdiğini keşfettiler.

Araştırmacılar, bu kimyasal sistemin bir algoritma cozduğunu duşunuyorlar. Harflerin dizilimini ayırt edebilen ve bunların L3 dilindeki olup olmadığını soyleyebilen bir duzenek, kimyasal Turing Makinesi olarak nitelendiriliyor. Pérez-Mercader, makinenin daha karmaşık problemleri cozme yeteneğine kavuşabileceğini ileri suruyor.