Uzaylı diye adlandırdığımız canlıların var olup olmadığı konusu, gecmişten gunumuze insanların gundemini coğu zaman meşgul eden bir tartışma konusu olmuştur. Bircok insan, uzaylıların var olduğunu ve hatta aramızda olduklarını duşunurken diğer taraf ise bu teorinin tam anlamıyla sacmalık olduğunu ve uzaylı diye tanımlanan bir varlığın gercek olmadığını savunuyor. Uzaya cıkan ilk İngiliz astronot Helen Sharman ise uzaylıların var olduğunu duşunuyor.
30 Mayıs 1963 tarihinde dunyaya gelen Helen Sharman, İngiltere ’nin uzaya cıkan ilk astronotu. Aynı zamanda 1991 yılının mayıs ayında Rusya tarafından yonetilen Mir isimli uzay istasyonuna cıkan ilk kadın astronot olan Sharman, The Observer gazetesi ile bir roportaj yaptı. Roportajda anılarını ve duşuncelerini anlatırken Sharman, "Dunyayı yukarıdan gormek gibisi yok" acıklamasını yaptı. Helen Sharman, roportajın bir noktasında uzaylı konusuna da değindi.
[h=2]'Uzaylılar var ve aramızda dolaşıyorlar. Yalnızca onları goremiyoruz'[/h]
Helen Sharman, “Uzaylılar var, bunun başka bir ihtimali yok. Evrende milyarlarca yıldız var ve bunlarda farklı yaşam formları olmaması mumkun değil. Sen ve benim gibiler mi onu bilmiyoruz ancak şu anda aramızda dolaşıyor olmaları mumkun, yalnızca onları goremiyoruz” acıklamalarında bulunarak uzaylıların gezegenimiz uzerinde de bulunduklarını ve bizim fark edemediğimiz şekilde dolaştıklarını duşunduğunu belirtti.
Sharman, kendisinin ‘ilk kadın İngiliz astronot ’ olarak anılmasına da sitem etti. Sharman, “Kendimi asla cinsiyetim ile tanımlamadım ve bu şekilde devam edeceğim. İnsanlar, beni genellikle uzaydaki ilk İngiliz kadın olarak tanımlıyor ancak aslında ben uzaya cıkan ilk İngiliz astronotum. Bu durum, kadın olduğum belirtilmese ilk uzaya cıkan kişinin erkek varsayılacağını gosteriyor. İlk olarak bir erkek gidiyor olsaydı herhalde bu cok normal olurdu dolayısıyla bu duzeni bozmuş olmak beni heyecanlandırıyor” acıklamasını yaptı.
Uzayda neler hissettiğini de anlatan Sharman, “Uzayda olmanın bana oğrettiği en onemli şey; asıl olanın eşyalar değil, insanlar olduğuydu. Orada hayatta kalmak icin her şeye yeterli olarak sahiptik ve yeryuzunde sahip olduğum eşyaları hic duşunmedim. Oradayken duşunduğumuz tek şey, geride bıraktığımız sevdiklerimizdi” acıklamalarında da bulundu.