KONU:AHİRET HAYATINA HAZIRLIK
İsra, 17/13-14
Aziz Muslumanlar!
Hayatta hep yuz yuze olduğumuz halde, bir turlu idrakine varamadığımız bir gercek vardır. Olum ve otesi…
Şoyle geriye doğru donup baktığımızda goruyoruz ki, zengin-fakir, genc-yaşlı, iyi-kotu, zalim-mazlum nice insanlar bu dunyadan gelip gectiler. Bircoğunun yerinden yurdundan eser bile kalmadı. Her gecen gun bir sevdiğimiz bizi bırakıp gidiyor. Biz de bir gun sevdiklerimizi bırakıp gitmek icin, her an gelmesi muhtemel ecelimizi bekliyoruz. Şurası bir gercektir ki, bugune kadar olumden yakasını kurtaran hicbir insan yoktur. Her gecen gun yıpranan bedene, ağaran saca dur demek mumkun değildir. İstesek te istemesek te doğumla geldiğimiz dunyadan olumle cıkıp gideceğiz. Oyle ise şu soruyu kendimize sormalıyız. “Bu dunyada nicin varız”? bu sorunun cevabını yuce Allah Kur’an-ı Kerimde şoyle bildiriyor: “O, hanginizin daha guzel amel yapacağını sınamak icin olumu ve hayatı yaratandır. O mutlak guc sahibidir, cok bağışlayandır.”[1]
Muhterem Muslumanlar!
İmanın altı esasından biri de ahirete inanmaktır. Ahiret yurdu, bu dunyada yaptıklarımızın karşılığını bulacağımız, halimize gore mukÂfat ya da azap goreceğimiz yerdir. Oyle ki; artık dunyaya geri donuş yok, herkes bu dunyadaki amelinin karşılığını eksiksiz gorecektir. Kimseye haksızlık da yapılmayacaktır. Yuce Allah bu hakikati şoyle dile getirmiştir: “Her kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mukÂfatını gorecektir. Kim de zerre ağırlığınca kotuluk işlerse onun cezasını gorecektir.”[2]
Hesap gununde hicbir şeye itiraz etme hakkımız olmayacaktır. Zira karşımıza cıkan kendi işlediklerimizden başkası değildir. Yuce Rabbimiz bu konuda şoyle buyuruyor: “Her insanın amelini boynuna yukledik. Kıyamet gunu kendisine acılmış olarak karşılaşacağı bir kitap cıkaracağız. Oku kitabını, bu gun hesap sorucu olarak sana nefsin yeter”[3 ]denilecektir. O gunun manzarasını yine Cenab-ı Hakkın kelamından dinleyelim: “Kişinin kardeşinden, anasından, babasından, eşinden ve cocuklarından kacacağı gun kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gun herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. O gun bir takım yuzler vardır ki pırıl pırıl parlarlar, gulerler sevinirler. O gun nice yuzler de vardır ki toz toprak icindedirler. Onları bir siyahlık burur. İşte onlar kÂfirlerdir, gunaha dalanlardır.”[4]
Muhterem Kardeşlerim!
Dunya pazarında hicbir şey karşılıksız verilmezken, ebedi Âlemde vaat edilen nimetler calışmadan, hazırlanmadan kazanılır mı? Mademki olum var, ahiret var, hesap var, mizan var, sırat var, cennet var, cehennem var oyle ise hazır olalım. Hesaba cekilmeden once kendimizi hesaba cekelim.
Kendimizi hesaba cekmemizi hatırlatan bir hadisi şerifle hutbemi bitiriyorum. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)şoyle buyuruyor: “Âhirette insan şu beş şeyden sorguya cekilmedikce Allah’ın huzurundan ayrılamaz; omrunu nerede tukettiğinden, gencliğini ne şekilde yıprattığından, malını (servetini) nereden kazanıp nerelere harcadığından ve bildikleriyle amel edip etmediğinden”[5]
________________
[1] Mulk, 2.
[2] Zilzal, 7-8.
[3] İsra, 13-14.
[4] Abese, 33….42.
[5] Tirmizi, Kıyamet 1 (353
www.diyanet.gov.tr
__________________
BugUnkU Cuma Hutbesİnİn Konusu
Dini Bilgiler0 Mesaj
●35 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- BugUnkU Cuma Hutbesİnİn Konusu