Her veda bir adım daha sana gelmekmiş, ayrılıklar yeni doğuşlara gebeymiş, her yol bitişi zannedilen nokta sana donuşun bir nişanesiymiş. Oysa yolun başında veda ile sozlenmiş, ayrılıkla nişanlanmış, duğun olarak ithaf edilen vuslata boylece varmıştık. İlk veda sozumuzdu, r0;Elestu birabbikumr1; kelamına verilen r0;BelÂr1; yanıtı, bu yanıt ki, bir nevi ruhlar Âlemine veda edip, muthiş bir intizamla donatılmış rahim koşkune kısa bir sureliğine misafirliğe surukleyendi, aciz varlığımızı. Sayılı her gun yeni bir vedayı buyutur derinliklerinde, beklenen gun gelir ve ufukta yeni bir veda bekler bizleri. Bu veda omur hikÂyesinin ucuncu sayfası dunyanın koynuna salar, tum varlığımızı.

Belki de vedaların yorgunluğunu en cok hissettiğimiz limandır, dunya hayatımız. Onca yaşanılana şahit olmuştur, her ayrılığın adımını sinesine kazımıştır titizlikle. Dunya semasından her daim veda yağmurları yağmış olsa da, rahmeti ve bereketi bizim yureklerimizde hep senin iklimini yeşertti. Veda ettik bebekliğimizin sevimliliğine, veda ettik cocukluk muzipliğimize, veda ettik genclik heveslerimize, veda ettik erişkinliğin sorumluklarına, veda ettik yaşlılığın yorgunluğuna gun geldi. Her veda huznun rengi olsa da, başka bir baharında habercisi oldu. Her vaktin uzerine coken veda seherinin ardından, muhakkak bir vuslat guneşi doğdu.


Vedalar ki, varlık tulunun aralanış sebebi, vedalar ki, hayat yolculuğunun kaldırım taşları, vedalar ufukta acılan yeni kapılar, veda eşittir yeni doğuşlar. Her vedar17;nın huzun ruzgÂrı savursa da varlığımızı, acıtsa da yurek derinliklerini, ya da umutsuzluğa buruse de bir anlığına hayallerimizi, her seferinde kapına bıraktı, bicare varlığımızı, kÂh yorgun, kÂh caresiz, kÂh umutsuz ama her ne olursa olsun senin kapına ulaştırdı bizleri.


Veda eder hazan yaprağına, baharda gulde seni bulalım diye, veda eder kış soğuğa, yazda senin şefkatinin sıcaklığına burunelim diye, veda eder bulut yağmura, toprağın bağrından ikram ettiklerine şukredelim diye, veda eder gun geceye, koynunda sakladığım seni cıkarmak adına. Veda eder bulbul gule, gule olan sevdasını değil Onu yaratana olan hayranlığını anlatmak icin. Veda eder coller yağmura sen sen diye kavrulmak adına. Veda eder ruzgÂrlar sensiz iklimlere. Veda eder sevdalılar cismani sevdalarına, yurekteki hakiki sevdana kavuşmak icin. Veda eder her varlık, bir onceki suretine yeniden seninle var olmak adına. KÂinat her vedanın ardından el sallarken, her yeni doğuşa da kucak acmakta.


Velhasıl gun gelir bu fani dunyaya yapılan son veda da sana kavuşmaya atılmış koca bir adım oluverir. Veda ile yıkanmış koca bir hikÂye haşir sabahıyla ebedi bir vuslatı bağrında yeşertir. Her veda biraz huzun, bir tutam burukluk, bir nebzede ozlem bıraksa da uzerimize, her kaybettiğim dediğimiz, bitti dediğimiz, sonların şarkılarını ezberlediğimiz bir zaman da *ben buradayım* sozunu fısıldadı ruhlarımıza. Vadenin yalnızlığa surukleyen koylarında dolaşırken, şah damarından daha da yakınlarda birinin varlığı serinletti, ayrılığın kavurucu ateşiyle tutuşmuş benliğimizi. Belki her veda da bir şeyler bırakı verdi ellerimizi, ama sen hep yeni başlangıclarla, sana kavuşmakla susledin ezeli ve ebedi duşlerimizir30;



Allah Razı OLSUN - ALıntıdır

__________________