Namazın bir şekli bir de ruhu vardır ki, her bir şartını ruknunu yerine getirmekle ruhuna eriler. Mesela namazın şartlarından birisi olan abdestin her bir farzında, sunnetinde, edebinde namazın dosdoğru kılınmasına insanı hazırlayan bir sır ve işaret vardır.
Abdestle dış organları temizleyen ve gunahlardan arındıran kul, namazda nefsini ma'siyetlerden tezkiye, kalbini de kin, nefret, haset... gibi manevi hastalıklardan tasfiye eder. Namazda vucudunu Kabe-i Muazzama'ya cevirdiği gibi, kalbini de butun varlığıyla Allah'a yoneltir. Hangi namazı kıldığını ve kimin huzurunda bulunduğunu hatırlar.
Namazda "Allahu Ekber" diye tekbir alarak başlarken, "en buyuk" vasfıyla Allah'ın buyuklukte eşsiz olduğunu, hicbir mahlukun ibadetine olmadığını duşunur ve Allah'ın buyukluğunu ve azametini de kalbinde hisseder.
Ellerini kulaklara kadar kaldırmak, kulun dunya işlerinin hepsini geriye atarak, dunyaya sırt cevirdiğine ve butunuyle Allah'ın huzuruna vararak ilahi munacata yoneldiğine işarettir.
Tekbirden sonra kulun, efendisi onunde dikildiği gibi Allah'ın huzurunda durur. Ellerini bağla***** gozlerini yere diker. Hicbir uzvu kımıldamadan tam bir edeple "Subhaneke" duasını okur. Tekbir Allah'ın huzuruna girmeye bu dua da Onunla konuşmaya başlamak olur.
Daha sonra şeytanlar, vesveseleriyle kalbi huzurdan ayırmaya, insanı şaşırtmaya calıştıklarından; namaza girişin arkasından " Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım" diyerek gizli duşmanlar olan bu varlıkların şerrinden Allah'ın himayesine sığınır ve rahman ve rahim olan Allah'ın yuce ismiyle Fatiha suresini okumaya başla***** Allah ile konuşmak şerefini kazanır. Artık kul, Allah ile mukÂlemenin sonsuz lezzetini tadar. Bu suredeki mubarek duaların kabulu icin "Amin" diyerek sozunu bitirir.
Biraz daha Kur'an okuduktan sonra onu yuce zatını saygıyla anıp tekbir getirerek rukûa varır. Rukûda kendisi hicbir şeye muhtac olmayıp, butun varlıkların kendisine muhtac olarak sığındığı yuce rabbini "subhane rabbiyel-azim" yani (yuce rabbimi tenzih ederim) diyerek azamet ve vakar duygusu ile uc defa tespih eder. Kul, bu hareketiyle "Rabbim! Gunahkar vucudum senin huzurunda ve onunde eğilmiştir. Şuphesiz Sen ululuk sahibisin, Senin ululuğun onunde ben başımı eğiyorum." Demek ister.
sonra rukûdan doğrulur Rabbine hamdını sunar, tekrar tekbir alarak alnını yere koyar. Saygısı son haddine varınca uc defa "subhane rabbiyel-ala" yani (en yuce olan rabbimi tenzih ederim) diyerek yuce rabbinin buyukluğunu duşunerek arkası arkasına tespihlerle anar. Bunun arkasından, Rabbine, buyukluğune layık bir şekilde hakkıyla ibadet edemediğini itiraf ederek tekbirle başını secdeden kaldırır (Huseyin Cisri Efendi, Risale-i Hamidiyye, s 115).
Fakat secdeden başını kaldırınca, secde halinde daha şerefli ve faziletli bir ibadet olmayacağını duşunerek bir kere daha secdeye varır ve secde etmekten kacınan şeytana tabi olmayacağını kuvvetle ifade etmek ister. Kul bu secdeleriyle şoyle soylemiş olur. "Ey rabbim! Benim bu en değerli ve şerefli organlarım senin huzurunda, senin bana lutfedip merhamet etmen icin yerlere kapanmıştır."
Artık başını secdeden kaldırarak ta'zimle oturur. Ettahiyyatu'yu okurken; bir taraftan ondaki engin manaları tefekkur eder, diğer taraftan Hazret-i Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- 'in miracından bir nasip almaya calışır. Zira secdeden sonra teşehhudde, enaniyyet perdelerinden kurtulmaya işaret olduğu gibi, Rabbani cezbelerle Hakkın cemalini gormeye vasıl olma işareti de vardır. (Ramazanoğlu Mahmut Sami, Bakara suresi tefsiri, 28)
Daha sonra , namazı ummetine bir hibe olarak getiren Peygamber-i zişana selam okur. Selam verirken sağdaki ve soldaki meleklere de selam verdiğini hatırlar. Sağa, sola selam verişte iki dare selam vermeye işaret bulunduğu gibi, sağdan cennet nimetlerine, soldan da lezzet ve şehvetlere davet eden her cahil davetciye selama işaret vardır. Şekilciler namazı edadan selamla cıkarlar. Hakikat ehli ise, selamla namazı devam ettirmeye girerler. Nitekim Allah Teala: Onlar namazlarına devam ederler. Buyurmaktadır. (Mearic, 23)
Kulun Allah karşısında acizliğini sunan ilk hareketi, ellerini bağla***** saygıyla durmasıdır. Bu ilerleyerek Allah'ın huzurunda baş eğme (Rukû

Kaynak: Osman ERSAN, Gozumun Nûru Namaz, Erkam Yayınları.
__________________