Sual: Teganninin mubah olması icin şartlar nelerdir?
CEVAP
Buyuk İslam Âlimi Seyyid Abdullah-i Dehlevî hazretleri buyuruyor ki:
Sima ancak, Allahu teÂlÂya muteveccih olanlara caizdir. Aletsiz, calgısız olan sese sima [teganni] denir. Yalnız calgı ile veya calgı ile birlikte olan insan sesine gına [muzik] denir. (İlk teganni eden şeytandır) ve (Gına, kalbde nifak hÂsıl eder) hadis-i şerifleri de gınanın [muziğin] haram olduğunu gostermektedir. Âlimler, simanın haram olmasında ihtilaf etti. Gınanın haram olduğunda ihtilaf yoktur. Kadın sesi gınaya dÂhildir. Simaya helal diyen Âlimler de, bazı şartlar bildirdi. Bu şartlar bulunmayan sima da haram olur. (Durr-ul-mearif)

Teganninin mubah olması icin şu beş şartı gozetmek gerekir:

1- Yabancı kadın sesini, yanında dinlemek haramdır. Bunları gorunce, temiz kalb sıkılır, hasta olur. Nefs ise, zevk alır, kuvvetlenir, azar. Boylece kuvvetlenen nefs, haramları, kalbe yaptırır. Cunku her aza kalbin emrindedir. Kadınların okuduğu ilahileri, mevlidleri erkeklerin dinlemesi haramdır. [Kasetten, radyodan dinlemek ise mekruhtur.] Şehveti harekete getiren şiirleri teganni ile okumak haramdır.

2- Calgı bulunmamalıdır. Cunku keyif icin, eğlence icin, her calgıyı calmak ve dinlemek haramdır.

3- Calgısız olsa da, gunah olan şarkı ve turkuleri dinlememelidir.

4- Dinleyiciler arasında yabancı kadın bulunmamalıdır.

5- Nefsinde şehvet hissi olmayan kimselerin, zevk icin, guzel ses dinlemeleri caiz ise de, devamlı olmamalıdır. Bazı mubahları sık sık işlemek, abes olur, boş yere zaman oldurmek olur. Bunlar ise haramdır. (Durr-ul-mearif, Hadika, K. Saadet)

İmam-ı Gazalî hazretleri buyuruyor ki:
İnsanların yureğinde kalb [gonul] denilen bir kuvvet vardır. Celik, taşa surtulunce ateş cıktığı gibi, ahenkli ses de, gonlu harekete getirir. Kalbde, Allah sevgisi varsa, guzel ses, bu sevgiyi arttırır. Calgı ve her gunah nefsi kuvvetlendirir, zararlı olur.

Temiz kalb muzikten zevk alamaz. Guzel ses, kalbe, dışarıdan bir şey getirmez. Sağlam kalbdeki helal olan bağı harekete getirir. Hasta olmayan kalbin teganni dinlemesi helal olur. Kalbde bir bağlılık yoksa, guzel sesten lezzet alması, kuş sesi dinlemek, yeşillik, akarsu seyretmek gibi olur. Bunları seyir, goze lezzet verdiği gibi, guzel koku, burna hoş geldiği gibi, guzel ses de, kulağa lezzet verir ve mubah olur.

Kalbi hasta olanın [Allah’tan başka şeye bağlananın] nefsi azar, calgı dinleyince, haram işleme arzusu artar. Musikiden ruh değil, Allahu teÂlÂnın duşmanı olan nefs lezzet alır. Zavallı ruh, nefsin elinde esir olduğu icin, kendi lezzeti sanır.

Musikinin tadı, zehirli bala, yaldızlanmış pisliğe benzer. Hasta olmayan kalbin, helal şeylere olan sevgisini arttıran ve nefsi zayıflatan sesleri dinlemek de, bazı şartlarla mubah olur.

Hacca gidecek olanın KÂbe, hac, Mekke, Medine şarkılarını dinlemesi, askerlerin harb, kahramanlık şarkılarını dinlemesi mubah, hatta sevap olur. Duğun, ziyafet, bayram, sefer donuşu gibi sevinmesi gereken yerlerde helal olan ses ile neşelenmek mubahtır. Bu sesler, nefse değil, kalbe kuvvet verir. (İhya)

Raks nedir?
Sual: Raks, sima ve teganni nedir, haram mıdır?
CEVAP
Raks, eli, ayakları tempo ile oynatmak ve dans etmek demektir. Eskiden raks eden erkeğe rakkas, kadına da rakkase denirdi. İhtiyari olmayan, yani kendi elinden olmadan raksa vecd denir. Vecde gelmek, kendi elinde olmadığı icin gunah değildir.

Sima, nağmeli ses demektir. Nağmeli sesin de, mubah ve haram olanı vardır.

Aletsiz, calgısız olan insan sesine, sima [teganni] denir. Calgılı veya calgıyla birlikte olan insan sesine gına [muzik] denir.

Buyuk İslam Âlimi Seyyid Abdullah-i Dehlevî hazretleri buyuruyor ki:
Sima kalbi oldurur ve kalbde nifak hÂsıl eder. (Mekatib-i şerife m.99)

Teganninin bir sunnet olan kısmı, bir de haram olan kısmı vardır:

Sunnet olan teganni, Kur'an-ı kerimi tecvide uyarak okumaktır. Teganni, kelimenin manasını değiştirmezse ve harfler, iki harf kadar uzamazsa, yalnız sesi guzelleştirip okumayı suslerse, caiz olur. Hatta namaz icinde de, namaz dışında da, mustehab olur.

Haram olan teganni, ırlamaktır, sesini hanceresinde tekrarlayıp turlu sesler cıkarmaktır. Harfleri, kelimeleri bozarak turlu sesler cıkarmak demektir. Bir hadis-i şerif meali şoyledir:
(İlk teganni eden şeytandır.) [Taberanî]

Teganni yaparken harfler bozulursa haram, harfler bozulmazsa mekruh olur. Burada kelimeler bozuluyor. Kur'an-ı kerimi teganni ederek, yani kelimeleri bozarak okumak, caiz değildir.

Kalbde helal olan şeyin sevgisi [mesela Allah sevgisi] varsa, sima [ilahi, kaside gibi nağmeli sesler] onu artırıyorsa o kimsenin teganni dinlemesi helal olur. Kalbinde, dinimizin yasak ettiği bir şey olanın, teganni dinlemesi gunah olur. (K. Saadet s.322)

Sima ancak, Allahu teÂlÂya muteveccih olanlara caizdir. (Durr-ul mearif s.4)

Teganni ile okuyan bir imam arkasında kılınan namazın iadesi gerekir. (Halebi)

İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: İlahi ve kasideleri teganni ile okumak ve dinlemek, bizim yolumuzda yasaktır. (1/266 ve 3/7)

İmam, amel-i kesir olacak kadar teganni ederse namaz bozulur. (Ebussuud efendi fetvası)

Kur’an-ı kerimi, zikri, duayı, teganni ile okumanın haram olduğu, Bezzaziyye’de yazılıdır. (Berîka)

Teganni ile okunan ezanı, Kur’an-ı kerimi ve mevlidleri dinlemek de gunahtır. Kelimeleri bozmadan teganni etmek, yani sesi guzelleştirmek caizdir ve iyidir. (S. Ebediyye)

Teganni haramdır. (Tıbb-un-nebevi)

Kur’an-ı kerimi teganni ile okumak ve dinlemek haramdır. Burhaneddin-i MergınÂnî buyurdu ki:

Kur’an-ı kerimi teganni ile okuyan hÂfıza, ne guzel okudun demek, kufur olur. Tecdid-i iman gerekir. KuhistÂnî de boyle yazmaktadır. (Durr-ul-muntekÂ)

Musiki ile okunan şeyleri dinlememeli. Cahil tarikatcılar teganni ile ilahi okuyorlar. Musikiden hÂsıl olan şehvet lezzetlerine, ibadette lezzet hÂsıl olduğunu, feyiz geldiğini sanıyorlar. Boyle sapıklar, Deccal’ın askeridir. Kur’an-ı kerimi, zikri ve duayı teganni ile okuyanları dinlememek gerekir. Tatarhaniyye fetva kitabı, bunları teganni ile okumanın haram olduğunda sozbirliği bulunduğunu yazmaktadır. (Birgivî vasiyetnamesi şerhi)

Kur’an-ı kerimi teganni ile okumak haramdır. (K. Saadet) [Tecvide uygun olarak teganni edilirse mahzuru olmaz.]

Mescitlerde Kur’an-ı kerimi teganni ile okuyanları nehyetmek farzdır. (İhya 2/823)

Tekkelerde ilahiler okuyarak raks etmek, oynamak, donmek haramdır. (Hindiyye)

Sima esnasında raks gunahtır. (Merec-ul-bahreyn)

Hicbir Âlim, hicbir zamanda, teganninin mubah olduğunu soylememiştir. (Multekıt)

Hak sevgisi ile sima dinleyen sıddık, nefse uyup dinleyen zındık olur. (Siyerul-aktab)

Şeyh-i ekber Muhyiddin-i Arabî hazretleri, zamanındaki sofileri sima ve rakstan men etmişti. (Mektubat-ı Masumiye 4/29)

Tasavvuf ehlinde meşhur olan sima ve raks iki turludur:

Birincisi, kalbin ve nefsin fani olmasından sonra, cemal veya celal sıfatlarının tecellisinde hÂsıl olur ki, bunda aklın ve nefsin mudahalesi yoktur. Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin ve Sunbul Sinan efendinin zikir ve simaları boyleydi. Şah-ı Nakşibend hazretleri, (Biz, bunları yapmayız, buyuk zatların yaptıklarına da gunah demeyiz) buyurdu.

İkincisi, bazı cahil ve gafil tarikatcıların, noksan akıllarına ve azgın nefislerine uyarak, bağırmaları ve zıplamalarıdır. (Makamat-i Mazheriyye m.11)

Kur’an-ı kerim okumaya, namaz kılmaya vakit bırakmayan her mubah iş mekruhtur. Tarikatcıların raks etmeleri, donmeleri haramdır. Onları seyretmek de haramdır. Her ceşit calgı calmak haramdır. (FetÂvÂ-yı Hindiyye)

Eğlence veya para kazanmak icin başkalarına şarkı soylemek haramdır. Calgıyla raks etmek buyuk gunahtır. Sıkıntısını gidermek icin, kendi kendine şarkı soylemek gunah değildir. Calgı olarak, yalnız kadınların duğunlerde def calması caizdir. (Redd-ul-Muhtar)

Mevlidde, salihlerle salevat okumak, her zaman sevabdır; fakat buna haram karıştırmak, mesela calgı, şarkı, raks gibi şeyler yapmak buyuk gunah olur. (Allame Zahiruddin bin Cafer)

Buyuk Âlim İbni Arabi hazretleri Futuhat-ı Mekkiyye kitabında, raks ile ve donerek olan simanın yasak olduğunu bildirmiştir. (Mektubat-ı Rabban&#238

Raksla, sozle [şarkıyla, calgıyla] başkalarını eğlendirenin şahitliği kabul edilmez. (Mecelle m. 1705)

Ney de, diğer calgılar gibi, asla caiz değildir. Eğlence ve para kazanmak icin şarkı soylemek haramdır. Her calgıyı calmak ve dinlemek, raks etmek caiz değildir. (Redd-ul-muhtar)

Allahu teÂlÂnın aşkı ile dolmuş, evliyanın buyuklerinden olan Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri, ney ve başka hicbir calgı calmadı. Musiki dinlemedi ve raks etmedi. Zikrin kalble, sessiz olacağını Mesnevi’de bildirmektedir. (S. Ebediyye)

İbadet, eğlence ve muzik
Sual: Ramazan eğlenceleri, ramazan konserleri duzenleniyor. Bir de, tasavvuf muziği eşliğinde iftarlar veriliyor. Bunlar dine uygun mu?
CEVAP
Hicbirinin dinde yeri yoktur. İslam Âlimleri buyuruyor ki:

Cağıranın yemeği şupheliyse veya İslamiyet’in yasak ettiği şey varsa, mesela calgı calınıyorsa, oyun, kumar gibi şeyler varsa, o cağrılan yere gidilmez. (İhya)

Gıybet, oyun, şarkı bulunan yemeğe gidilmez. (Muhit, Metalib-ul-muminin)

Ramazan ayı, eğlence ayı değil, ibadet ve fırsat zamanıdır. Ramazan ayında, ceşitli calgılı programlar, konserler duzenlenmesi dine aykırıdır. En tehlikelisi de, bunların bir kısmı, tasavvuf muziği, semah gosterisi vs. adı altında yapılarak, ibadet olarak sunulmaktadır. HÂlbuki dinimizde, her ceşit calgı haramdır. İbadete haram karıştırmak ve bundan daha da kotusu, bizzat ibadet olarak sunmak, kufre kadar goturur, fakat maalesef, bugun Muslumanların coğu bu gaflet icindedir. Calgının haram olduğunu bilen azalmıştır. Bu durumu mucize olarak, sevgili Peygamberimiz şoyle bildiriyor:

(Bir zaman gelecek, ummetimden bazıları, mizmarı [calgıyı] helÂl sayacaktır.) [Buharî]

(Şarkıcı kadın ve calgı aletleriyle eğlenenleri, Allahu teÂlÂ, yerin dibine batırır.) [İbni Mace]

(Şu beş şey zuhur ederse, ummetimin helaki hak olur: Lanetleşme, icki icme, erkeklerin ipekli giymesi, calgılar ve erkeğin erkekle, kadının kadınla iktifa etmesi.) [Deylemî, HÂkim]

(Ben, mizmarları [calgıları] ve putları yasaklamak icin de gonderildim.) [İ. Ahmed, Ebu Nuaym]

(İblis’e, senin muezzinin mizmarlar [calgılar] denildi.) [Taberanî]

(Nimete kavuşunca calgıyla eğlenmek lanetlenmiştir.) [Bezzar]

(Resulullah, calgı aletleriyle para kazanmayı yasakladı.) [Begavî]

İncil’in yasakladığı muziği, sonradan papazlar, Hristiyanlığa soktu. (Mevahib-i ledunniyye şerhi)

Muzik, calgı diğer dinlerde de buyuk gunahtı. (Durr-ul-munteka)

Calgısız da olsa, tegannili sesleri cok dinlemekten sakınmalı, cunku sima, kalbi oldurur. Kalbde nifak hÂsıl olur. (Mekatib-i şerife, m. 90, 99)

İbni Âbidin hazretleri de buyuruyor ki: Tarikatcıların yaptığı gibi, olculu hareketlerle sallanıp oynamaya raks denir. Fıkıh Âlimleri, (Raksı helÂl sayıp, bilhassa tefle oynayarak teganni eden kimse kÂfir olur) demişlerdir. Bezzaziyye kitabının sahibi Kurtubî’den, (Calgının ve raksın haram olduğu hususunda muctehid imamların icma’ı vardır) diye nakledip, (Şeyhulislam Kirmani’nin, “Raksı helÂl goren kÂfir olur” fetvasını gordum) demiştir. Raksı helÂl sayanların, fÂsık olacağını bildiren Âlimler de olmuştur. Butun bunlar, kÂfirlerin Âdetidir. Her calgı haramdır. Eğer ansızın kulağına gelirse, mazur sayılır. Dinlememek icin, butun gucunu sarf etmek farzdır. (Redd-ul-muhtar)

İbadete haram karıştırmak
Sual: Calgı calmak ve dinlemek haram olduğu gibi, mevlidi ve ilahileri calgı eşliğinde okumak da haram mı? Bir de, (Muzik kotudur, ama halk muziği, tasavvuf muziği olursa caizdir, mevlidi ve ilahileri halk muziği le veya tasavvuf muziği ile okumalı) deniyor. Bu da yanlış değil mi?
CEVAP
Elbette cok yanlıştır. İlahi ve mevlid okumak ibadettir. Muziğin, calgının her ceşidi haramdır. Halk muziği de olsa, tasavvuf muziği veya adına dînî muzik de dense hepsi haramdır. Hele ibadet etmeye, Kur’an okumaya, namaz kılmaya, zikir cekmeye, mevlit okumaya haram karıştırmak kufur olur. İmam-ı Gazalî hazretleri buyuruyor ki:
Resulullah’ın “sallallahu aleyhi ve sellem”, geldiği bir evde, kucuk zenci kızlar [cariyeler] def calıp şarkı soyluyorlardı. Şarkıyı bırakıp, Resulullah’ı ovmeye başladılar. Resulullah, (Onu bırakın, oyun arasında beni ovmeyin! Beni ovmek [Mevlid, ilahi] ibadettir. Eğlence, oyun arasında ibadet caiz değildir) buyurdu. (K. Saadet)

Bazıları, bu hadis-i şerife istinaden kadınların şarkı soylemesinin ve calgının caiz olduğunu soyluyorlar. HÂlbuki şarkı soyleyen kızlar cariyeydi. Cariyenin statusu farklıdır. Sesi de avret değildir. (İhya)

Defle zikir cekmek
Sual: Zikretmek icin Avrupa’dan zilli def istediler. Defin zilli olup olmaması fark eder mi?
CEVAP
Zilli olup olmaması fark etmez. Defle veya ney gibi başka calgı aletiyle zikir cekilmez, ilahi soylenmez. Cunku zikir de, ilahi de ibadettir. İbadete calgı karıştırılmaz. Tasavvuf muziğinin dinde yeri yoktur. Bir evde, kucuk zenci kızları [cariyeler] def calıp şarkı soyluyorlardı. Resulullah efendimiz gelince, şarkıyı bırakıp, Resulullah'ı ovmeye başladılar. Resulullah efendimiz “sallallahu aleyhi ve sellem”, (Onu bırakın, oyun arasında beni ovmeyin! Beni ovmek [mevlid, ilahi] ibadettir. Eğlence, oyun arasında ibadet caiz değildir) buyurdu. (K. Saadet)

Resulullah efendimiz, Rubeyyi binti Muavviz’in duğununde, def calarak Bedir savaşıyla ilgili kahramanlık turkuleri soyleyen iki kucuk kızı dinlemiştir. Bu esnada şarkı soyleyenlerden birinin, (Aranızda, yarın ne olacağını bilen bir Peygamber var) demesi uzerine, Resulullah Efendimiz, (Bırak o sozu, onceki soylediklerine devam et, gaybı ancak Allah bilir) buyurmuştur. (İbni Mace)

(Beni ovmeyi bırak, onceki sozlerine devam et!) buyurması haram işleyerek ibadet yapılamayacağını gostermektedir. Bunun kufur olduğu bildirilmiştir.

Kadınların duğunde kendi aralarında def calıp oynamaları caizdir. (Redd-ul-muhtar)

İmam-ı Munavî hazretleri, (Mescitlerde def calınmaz, yalnız nikÂh yapılır) buyuruyor. (Hadika)

Bazı tarikatcıların yaptıkları gibi, donmek, dumbelek, ney, saz calmak haramdır. (TahtÂvî şerhi)

Musikiden hÂsıl olan şehvet lezzetlerini, ibadetten lezzet hÂsıl oldu, feyiz geldi sanan kimse, sapıktır, Deccal’ın askeridir. Kur'an-ı kerimi, zikri ve duayı teganniyle okuyanları dinlememek gerekir. Tatarhaniyye fetva kitabında, (Bunları teganniyle okumak sozbirliğiyle haramdır) buyuruluyor. (Birgivî vasiyetnamesi şerhi)

Hazret-i Ebu Bekir, def icin (Şeytanın duduğudur) buyurmuştur. (Buharî, Muslim)

Ney denilen calgıyla veya başka calgılarla Kur’an, salevat, ezan ve ilahi okumak ve boyle zikir yapmak da bidattir, buyuk gunahtır. Bazı bidatler, kufre sebep olur. (M. Nasihat)

Şu hÂlde defle veya başka calgılarla ilahi soylemek ve zikretmekten cok sakınmalı. İbadete, bir calgı aleti olan defin zillisini de, zilsizini de karıştırmamalıdır.

İlahi dinlemek
Sual: Calgısız ilahi dinlemekte mahzur var mıdır?
CEVAP
Ara sıra, uygun ilahileri dinlemekte mahzur olmaz. Her zaman dinlememeli. Cunku bazı mubahları, sık sık işlemek, zamanı boşa harcamak olur. Bu ise caiz olmaz. Gunahları, kusurları, azapları anlatan ilahileri ara sıra dinleyerek, uzulmek, tevbeye sebep olmak sevabdır, ama olume, kaza kadere karşı uzulmeye sebep olan ilahileri dinleyerek uzulmek haram olur. Bunun icin, mevlidlerde vefat bahsi okunmamalıdır. (S. Ebediyye)

Calgı ile ibadet
Sual: Fıkıh kitaplarında, fısk meclislerinde, calgı calınan yerlerde, tesbih, zikir, cekmek, hatta din kitabı okumanın bid’at ve haram olduğu, cunku Peygamber efendimizin boyle okumaları yasak ettiği bildiriliyor. Minibuslerde kadın erkek karışık olduğuna gore fısk meclisi olmuyor mu? Bir de calgı calınıyor. Boyle minibuslerde giderken Kur’an okumak, zikir ve tesbih cekmek haram değil mi?
CEVAP
Calgı calarak zikretmekle, bir yerde calgı calınırken zikretmek ayrıdır. Gormekle bakmak ayrı olduğu gibi dinlemekle duymak da ayrıdır.

Minibuslerde biz calgı eşliğinde zikir etmiyoruz. Biz istemeden kulağımıza geliyor. Herkes gaflette iken, zikir cekmek gunah olmaz aksine cok iyi olur.

Boyle bir durum olmadan calgı ile zikir cekmek elbette buyuk gunahtır. Din kitaplarında deniyor ki:
Musiki ile okunan şeyleri dinlememeli. Cahil tarikatcılar teganni ile ilahi okuyorlar. Musikiden hÂsıl olan şehvet lezzetlerine, ibadette lezzet hÂsıl olduğunu, feyiz geldiğini sanıyorlar. Boyle sapıklar, Deccal’ın askeridir. Kur'an-ı kerimi, zikri ve duayı teganni ile okuyanları dinlememek gerekir. Tatarhaniyye fetva kitabı, bunları teganni ile okumanın haram olduğunda sozbirliği bulunduğunu yazmaktadır. (Birgivî vasiyetnamesi şerhi)

Kilisede org calarak İncillerden parcalar okunduğu gibi, Kur'an-ı kerimi calgı calarak okumak kufurdur. (S. Ebediyye)

Ney calgısı
Sual: Dini yayınlarda fon muziği olarak kullanılan ney, diğer calgılardan farklı mıdır?
CEVAP
Farklı değildir. Ney de diğer calgılar gibidir. Calgı ve diğer gunahları ibadete karıştırmak daha buyuk gunah olur. Tasavvuf muziğinin dinde yeri yoktur. Tabiîn’in buyuklerinden Hazret-i NÂfi anlatır: Sahabeden Abdullah bin Omer’le beraber gidiyorduk. Ney sesi işittik. Kulaklarını parmaklarıyla kapadı. Oradan hızla uzaklaştık. (Ney sesi daha işitiliyor mu?) dedi. (Hayır, işitilmiyor) dedim. Parmaklarını kulaklarından ayırdı. (Resulullah da boyle yapmıştı) dedi. Ben o zaman cocuktum.

Cocuğa gunah olmayacağı icin, ona da kulaklarını kapat dememiştir. Hazret-i NÂfi, (Abdullah bin Omer takvası sebebiyle kulaklarını kapattı) denmemesi icin cocuk olduğunu ozellikle bildirdi. (Eşiat-ul-lemeat)

Ney calgısı
Sual: Mesnevi’de, (Dinle neyden…) deniyor. Buradaki ney’den maksat calgı mıdır, yoksa bir benzetme mi yapılmıştır?
CEVAP
Ney calgıdır; fakat buradaki ney calgı değildir. Calgının her ceşidi haramdır. Mevlana Cami hazretleri buyuruyor ki:
Mesnevinin birinci beytinde, (Dinle neyden, nasıl anlatıyor, ayrılıklardan şikÂyet ediyor) deniyor. Burada neyden maksat, İslam dininde yetişen kÂmil, yuksek insan demektir. Bunlar, kendilerini ve her şeyi unutmuştur. Zihinleri her an, Allahu teÂlÂnın rızasını aramaktadır. Ney, Farsca’da, yok demektir. Bunlar da, kendi varlıklarından yok olmuştur. Ney denilen calgı, ici boş bir cubuk olup, bundan cıkan her ses, onu calan kimseden hÂsıl olmaktadır. O buyukler de, kendi varlıklarından boşalıp, kendilerinden, Allahu teÂlÂnın ahlakı, sıfatları ve kemalatı zahir olmaktadır. Neyin ucuncu manası, kamış, kalem demektir ki, bundan da, insan-ı kÂmil kastedilmektedir. Kalemin hareketi ve yazması kendinden olmadığı gibi, kÂmil insanın hareketleri ve sozleri de, hep Allahu teÂlÂnın ilhamı iledir. (Mesnevi şerhi)

Fon muziği
Sual: Bazı belgesel programlarında, dini filmlerde ve dini şiirlerde, fon muziği kullanılabiliyor. Bunları izlemek, dinlemek gunah olmaz mı?
CEVAP
Faydalı belgesel veya uygun dini film izlerken, uygun olan dini şiir dinlerken, fon muziği, elde olmadan kulağa gelebiliyor. Elde olmadan kulağa gelen şeyler, duyan icin gunah olmaz; fakat piyasada, fon muziği olmaktan cıkıp, muzik sesinin on planda olduğu programlar da mevcuttur. Boyle yayınları izlemek, muzik dinlemek olup, gunah olur. Bir başka husus da, bunlar dinlemek icindir; zaruretsiz fon muziği calmak caiz olmaz.

Cirkin istek
Sual: Bazı radyolarda, Peygamber efendimiz icin şarkı, turku veya calgılı ilahiler soylenmesini istiyorlar. Radyo da, (Bu şarkıyı Peygamberimiz icin yayımlıyoruz) diyor. Boyle bir istek uygun mudur?
CEVAP
Hic uygun değildir. Peygamberimizin ismini gunaha bulaştırmak, cok cirkin olur. Mubah olan bir şey olsa bile, yine uygun olmaz.

Dinimizislam
__________________