"Kim ayrılık yaparsa, bizden değildir."(Hds.; TaberÂnî

***
Birşeyin değeri, daha cok o şeyin yokluğunda anlaşılmaktadır. Sağlığın kıymetini, hastalık zamanlarında; genc*li*ğin kıymetini, ihtiyarlık anında; boşa harcadığımız zamanların kıymetini, cok onemli bir işimizi yapmak icin zaman bu*la*madığımızda; zenginliğin kıymetini, fakirliğe duştu*ğu*muz*de daha iyi anlarız. Allah Resulu de, bir hadislerinde ay*nı hususlarda bizleri uyarmıştır.
Butun bu hususlarda olduğu gibi, birlik-beraberliğin, huzur ve kardeşliğin kıymetini de; ayrılığın, fitne fesadın, kin ve nefretin, kısır cekişmelerin toplumumuzu altust edip huzur ve guvenin yok olduğu zamanlarda daha ziyade an*la*rız.
Kur'an; her konuda olduğu gibi bu konuda da on beş a*sır evvel mu'cize beyanıyla tesbit ve cozumu ortaya koymuştur. Bir ayette mealen şoyle buyurulmaktadır:
"Topluca, Allah'ın ipine sarılın; ayrılmayın(tefrikaya duş**meyin.) Ve Allah'ın uzerinizdeki nimetini duşunun. Ha*ni siz duşman idiniz de O, kalplerinizin arasını uzlaş*tırdı ve O'*nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz, bir ateş ucurumunun tam kenarında iken sizi oradan O kurtardı. Doğru yo*la erişesiniz diye işte Allah, ayetlerini size boylece acıklar. " (Âl-i Imran Sûresi, 103)
Muhammed b. Ishak'ın Sîret'inde belirttiğine gore; bu a*yet Evs ve Hazrec Kabilesi hakkında nÂzil olmuştur: Yahu*di*lerden birisi, bu iki kabileden birlik ve beraberlik icinde bulunan bir topluluğa rastlar. Onların ittifakı Yahudinin ca**nını sıkar. Adamlarından birisini, "Buas" gunundeki harp**le*ri*ni hatırlatmak ve fitne cıkarmak goreviyle aralarına gonderir. Adam, gorevini yapar ve birlik icindeki bu toplulu*ğun arasına gecmişteki kavgaların sebeplerini hatırlatarak hamiyet(ırkcılık) fitnesini sokar. Oyle ki; birbirleri*ne kızmaya, bağırıp cağırmaya, silahlarını istemeye başlarlar. "Har*re" denen yerde karşılaşmaya karar verirler. Du*rum, Pey*gamber Efendimize bildirince; Allah Resulu, he*men yanla*rı*na gider ve; "Ben aranızda iken yine mi cahiliyet da*vası?!" di*ye*rek onları uyarır ve nazil olan mezkur ayeti okur. Onlar da yaptıklarına pişman olur, silahlarını atıp bir*birlerine sa*rı*larak barışırlar.
Bu husustaki ayetin sebeb-i nuzûlunun hususi olması, hukmunun umumi olmasına mani değildir. Yani bu ayet, bu**tun zamanlarda benzeri meselelere ışık tutmaya devam edecektir.
Bugun de; Evs ve Hazrec kabilelerinde olduğu gibi farklı etnik grublara, farklı mezheplere mensup oldukları hal*de yıllardır birlikte yaşayan insanlarımızın arasına birtakım şer gucler fitne-fesat sokarak kardeşi kardeşe kırdırmak is*te*yeceklerdir ve bunu da zaman zaman denemektedirler. An*cak, Allah'a ve Resulune bağlılığın gunbegun kokleştiği top*lumumuzda bu gibi tertipler/tezgahlar(provakasyonlar) ba*şarılı olamamaktadır. Duşmanlık ve kavga şoyle dursun; insanlarımız, olaylar karşısında birbirlerini daha iyi an*la*ma**nın ve daha da kardeş olmanın gayretine duşmuştur...
Rahmet Peygamberi(s.a.v.); "Cemaat rahmet, ayrılık azaptır," buyuruyor. Tarih boyu birtakım sun'î ayrılıkların elim a*za**bını tatmış bir millet olarak bir daha aynı oyunlara gel*me*mekte kararlıyız. Islam'ın buyuk şairi merhum M. Akif Ersoy'un haykırışı ne kadar da anlamlıdır!:
"Girmeden tefrika bir millete, duşman giremez;
Toplu vurdukca yurekler, onu top sindiremez!"
Birlik ve beraberlik elbette kendiliğinden oluşamaz. Bu hu*susta devletimize, eğitim kurumlarımıza, gonullu kuruluşlarımıza ve basın-yayına(medya) buyuk gorevler duş*mek*tedir.
Ancak bu hususta, tarihte olduğu gibi gunumuzde de merkezî-manevî otoritelerin saygınlığı ve hizmetleri her şe*yin ustundedir. Abdulkadir Geylani'nin, Şah-ı Nakşi*ben*di'*nin, Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-ı Veli, Hacı Bayram-ı Veli, Mev*lana ve Yunus Emre'lerin; Peygamber vÂrisi olarak sac*tıkları birlik, barış ve sevgi tohumlarını gunumuzde yeşertmekte olan gercek Allah dostlarının mesajını gonullere ta*şı**mayı en kestirme cozum olarak goruyorum. Cunku on*lar; 'yureklerin toplu vurmaları icin' insanların kalplerini kin, nefret, gurur, kibir, hased gibi -sosyal hayata yansıdığı za*man- birliği bozacak ve insanları kavgaya surukleyecek ma*nevi hastalıklardan arındıran gercek eğitimciler(mur*şit*ler)*dir. Cunku onlar, -butun mu'minlerin yegane ittifak noktaları olan- Allah'a ve Resulune itaatin ve olaylar kar*şı*sın*da sabır ve sebatın ornek temsilcileridirler.
Yazımızı, tam da bu noktada bizlere ışık tutacak bir ayet-i celile mealiyle noktalayalım:
"Allah'a ve Resulune itaat edin. Birbirinizle cekişmeyin. Yok*sa korkuya kapılırsınız ve devletiniz(kuvvetiniz) gider. Sab*redin; cunku Allah, sabredenlerle beraberdir."(el-Enfal, 46 )
kaynak:hakikat.net
__________________