İlim dediğin otuz uc senelik
tahsil hayatımda sekiz fayda oğrendim
Halka baktım bir kısmı şeref ve izzeti, akraba, kavim ve kabilenin cokluğunda zannederek bununla iftihar ediyorlar, bir kısmı da izzet ve şerefi kibirlenip boburlenmekte, kabadayılık, satıp sovup saymakta, dovup kan akıtmakta goruyorlar.
Sakiki Belh, talebesi Hatemi Asam'a:
–"Kac senedir benden ilim tahsil ediyorsun?" diye sordu. Hatem:
–"Otuz uc senedir," dedi.
–"Hangi ilimleri tahsil ettin, tahsil ettiğin ilimlerden ne kadar faydalandın?"
–"Sekiz fayda temin ettim." Sakik hayıflandı... biz yine Allah–u TeÂlÂ'ya doneceğiz Âyetini okuyarak:
–"Ben omrumu senin yolunda, senin talim ve terbiyende harcadım. Sen sekiz
faydadan başka bir şey istifade edemedin mi?"
–"Evet ustadım, doğrusu soylediğimden başka bir şey istifade etmedim. Başka bir şey de tahsil etmek istemem. Zira dunya ve Âhiret saadeti ancak bu sekiz fÂide ile elde edilir."
–"Peki soyle nedir bu sekiz faide?"
–BİRİNCİSİ, halka baktım, herkes bir sevgili secmiş, herkesin sevgilisi kabre kadar arkadaş oluyor, kabre girmiyorlar, definden sonra cekip geliyorlar. Duşundum, ben oyle bir sevgili bulmalıyım ki devamlı refikim, kabirde enîsim olsun. Boyle bir sevgili ancak amÂl–i sÂliha olurdu, ben de onu sectim. Nasıl yapmışım?
– Guzel yaptın...
–İKİNCİSİ, halkı nefsi havasinin esiri gordum. NÂziat sûresinin "Amma kim Rabbisinin makamından korkup da nefsini heva ve hevesten alıkoyduysa iste onun varacağı yer muhakkak Cennettir." mealindeki Âyet–i kerîmeleri duşundum. Kur'Ân–ı Kerîm'in hak olduğunu yekînen bildiğim icin nefsi emmareye muhalefet ederek onunla mucadeleyi şiddetlendirdim. İhtiyac ve isteklerini vermedim. Boyun eğmek mecburiyetinde kalarak Hakkin tÂati altına girdi. Nasıl etmişim?
–Allah seni mubarek etsin...
– UCUNCUSU, halka baktım, her biri dunya meşgalesi icinde boğulmuş didinip duruyor, kazandığını biriktiriyor ve bir şey kazandığını zannederek onunla seviniyor. Nahl sûresinin "Sizin nezdinizdeki tukenir, Allah'ın indindeki ise bakîdir." Âyet–i kerîmesindeki hakikati duşunerek senelerdir kazanıp topladıklarımı hazır Âhiret azığı olması icin hep bakî kalmak uzere Allah'ın indinde emanet ettim. Yani tasadduk niyetiyle fakirlere dağıttım. Nasıl yapmışım?
– Guzel yaptın...
– DORDUNCUSU, halka baktım bir kısmi şeref ve izzeti, akraba kavim ve kabilenin cokluğunda zannederek bununla iftihar ediyorlar, bir kısmı da izzet ve şerefi kibirlenip boburlenmekte, kabadayılık satıp sovup saymakta, dovup kan akıtmakta goruyorlar. Bir kısmı da ırkının, soy ve sopunun ustun olduğunu zannederek onunla iftihar ediyorlar. Bir de HucurÂt suresinde gecen "Muhakkak ki sizin Allah nezdinde en şerefliniz takvaca en ileride olanınızdır." kavli kerimini duşundum ki, şuphesiz Kur'Ân haktır ve insanlar yanılıyor. Ben de Allah indinde mukerremlerden olmak icin takvayı sectim. Nasıl etmişim?
– Guzel ettin...
–BESİNCİSİ, şu halka baktım, mal ve şohret sevgisi yuzunden birbirlerine haset ve buğz ediyorlar. Bir de Zuhruf suresindeki "Dunya hayatında onların maişetlerini aralarında biz taksim ettik." Âyet–i kerîmesini duşundum ki bu taksimat ezelde sabit olduğundan bunu değiştirmeye kimsenin gucu yetmez. Bu hakikati oğrendiğimden beri hic kimseye haset etmedim. Hak TeÂlÂ'nın taksimatına razı oldum, dunya ehli ile sulh akteddim. Nasıl etmişim?
– Guzel ettin...
– ALTINCISI, gordum ki nefsanî garez ve şeytanî vesveseler yuzunden herkes birbirine duşmanlık ediyor. Bir de Allahu TeÂlÂ'nın "Şeytan sizin duşmanınızdır." Kavli kerimini duşundum. Kur'Ân haktır, şeytan ve şeytana tÂbi olanlardan başkası duşman olamaz. Boylece şeytanı duşman bilerek hic bir hususta ona itaat etmedim. Allah'ın emrine sarıldım. Hic kimseye duşmanlık etmedim ve bildim ki doğru yol, Allahu TeÂlÂ'nın Yasin suresindeki "Ey Âdem oğulları, şeytana tapmayın, cunku o sizi Rabbinizden ayıran bir duşmandır. Bana ibÂdet edin, iste sıratı mustakim budur diye size emretmedim mi?" kavli kerîmindedir. Ben de bu yolda devam ettim. Nasıl etmişim?
– Guzel yapmışsın ey HÂtem...
– YEDİNCİSİ, halka baktım, gordum ki, nefsini zillete duşurerek dunyevî ihtiyaclarını kazanmak icin butun gayretlerini sarf ediyorlar, bu sebeple haram ve şupheli şeylerden kacamıyorlar. Bir de Allahu TeÂlÂ'nın Hûd suresindeki "Hic bir canlı yoktur ki rızıkları Allah'ın uzerine olmasın." kavli kerîmi ile Necm suresindeki "İnsan icin kendi calıştığından başkası yoktur." Âyet–i celîlesini duşundum ki, ben de yer yuzundeki canlılardan biriyim. Allah rızkımı tekefful etmiştir, ben Âhireti talep etmekle mukellefim. Yaratılış gayemi duşunerek butun gayretimle Allah icin kulluk vazifemi yapmaya calıştım. Nasıl etmişim?
– Guzel etmişsin...
– SEKİZİNCİSİ, halka bakıp gordum ki, kimi malına mulkune guveniyor, kimi yuksek diplomasına, kimi bileğine kimi sanatına, kimi oğluna kızına, kimi babasının bıraktığı mirasa, kimi aklına, kimi de bu işten ayrılsam daha cok kazanırım. Ekmeğimi taştan cıkarırım diyerek Âciz nefsine guveniyor. Ben ise Allahu TeÂlÂ'nın Talak suresindeki "Kim tam bir tevekkul ile Allah'a guvenip dayanırsa O, kendisine yetişir." Kavli celîlini duşunerek tam bir tevekkul ile Allah'a itimat edip guvendim. O bana yeter ve O ne guzel bir vekildir. Nasıl beğendin mi?
– En guzelini yapmışsın ey Hatem, Allah seni muvaffak etsin, hakikaten ben Tevrat'a, İncil'e, Zebur'a ve Furkan-ı Hakime baktım, bu dort kitapta mevcut olan ilim ve maarifi ilÂhiyenin bu sekiz faidenin dışına cıkmadığını gordum. Bu sekiz usûl ile amel eden kimse dort kitapla amel etmiş gibi olur. Allah seni mubarek kılsın ey Hatem!
__________________
İlim dediğin otuz uc senelik
Dini Bilgiler0 Mesaj
●32 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- İlim dediğin otuz uc senelik