Allah'a gonulden bağlı olan musluman kadınlar, tum yaşamlarını Allah'ın bildirdiği hukumlere gore duzenler ve Kuran ahlakını yaşamak konusunda buyuk bir titizlik gosterirler. Bu nedenle İslam dini tum insanlara olduğu gibi, omurleri boyunca Allah yolunda yaşayan değerli mumin kadınlara da hem dunya hayatında hem de ahirette gercek anlamda onur, şeref ve saygınlık verir ve onlara ustun bir ahlak kazandırır.
Bir insanın kişiliğini guzelleştirip ustun hale getiren, karakterini sağlamlaştıran, ahlakını guzelleştiren, tavırlarını etkileyici kılan asıl olarak o kişinin imanı, Allah korkusu ve takvasıdır. Bu, Allah'ın Kuran ile bildirdiği onemli bir sır, insanların dikkatle duşunup oğut almalarını gerektiren onemli bir bilgidir.
Kuran ahlakı, insanlara olabilecek en guclu, en sağlam ve en guzel kişiliği kazandırır. Allah'ın, "... Biz onlara kendi şan ve şeref (zikir)lerini getirmiş bulunuyoruz..." (Muminun Suresi, 71) ayetiyle bildirdiği gibi, Kuran ahlakını yaşamak insanlara 'şan ve şeref' kazandırmaktadır. Dolayısıyla bu ahlakı yaşayan bir kadın, saygı duyulacak, onurlu ve vakarlı bir karaktere sahip olur.
İman sahibi insanlar, yaşadıkları toplumdan, ailelerinden ya da arkadaş cevrelerinden aldıkları telkinler her ne olursa olsun, bunları bir kenara bırakır ve Kuran'da bildirilen Musluman karakterini yaşarlar. İşte mumin bir kadın da karakterini Allah'ın beğendiği ve hoşnut olacağı ahlakı olcu alarak, Kuran ahlakına gore belirler. Kuran ahlakından uzak yaşayan toplumlarda kadın ya da erkek karakterinde gorulen tum zaaflardan, zayıflıklardan, saplantılardan ve tavır bozukluklarından kurtularak, bunların yerine guzel ahlakın getirdiği guclu bir karakter geliştirirler.
Musluman kadının olcusu Kuran ahlakıdır. Eğer Allah'ın Kuran'da bildirdiği guzel ahlakı gosterdiği icin cevresindeki bazı insanlar tarafından kınanıyorsa, bu durum onun bu yondeki şevkini, iradesini ve isteğini daha da guclendirir. Allah'ın rızasını kazanabilmesi onun icin, insanların hoşnutluğunun ve duşuncelerinin cok uzerindedir.
Musluman Kadın Allah'a Teslim Olmuştur
Musluman bir kadın Allah'a samimi bir kalple iman etmiş ve derin bir Allah korkusuyla boyun eğmiştir. Allah'tan başka bir İlah olmadığını, O'nun tum varlıkların tek hakimi ve herşeyin ustunde, sonsuz guc sahibi olduğunu kavramıştır. Bu nedenle yalnızca Allah'tan korkar ve yalnızca O'nun rızasını hedefler. Yalnızca Allah'a ibadet eder, O'nu dost edinir ve sadece O'ndan yardım ister. Kendisine ulaşacak bir guzellik varsa bunu ona ancak Allah'ın verebileceğini ve aynı şekilde başına bir kotuluk gelecekse bunu da Allah'ın engelleyebileceğini, kendisini ancak Yuce Allah'ın koruyabileceğini bilerek yaşar. Dolayısıyla hicbir zaman icin insanlara yonelik bir beklenti icerisinde olmaz. Kendisine, her ne zorlukla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, "... Şuphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gosterecektir" (Şuara Suresi, 62) diyerek Allah'a tevekkul eden peygamberlerin ustun ahlakını ornek alır. Gucunu imanından ve Allah'ın rızasını kazanma konusundaki kesin kararlılığından aldığı icin, dayanıklılığı cok kuvvetli olur. Allah Kuran'da muminlerin bu ahlaklarını "... Hic şuphesiz Allah'ın yolu, asıl yoldur. Ve biz alemlerin Rabbine (kendimizi) teslim etmekle emrolunduk." (Enam Suresi, 71) sozleriyle dile getirdiklerini bildirmektedir.
Mumin kadın, Allah'a olan derin imanı ve korkusu nedeniyle onurlu ve vakarlı bir kişilik sergiler.
Musluman Kadının Rehberi Kuran ve Peygamberimiz (sav)'in Sunnetleridir
Kuran ahlakına gore yaşamayan toplumlarda kadınların genel olarak benimsedikleri ahlaka bakıldığında, coğunun alışkanlıklarına ya da nefislerinin isteklerine gore hareket ettikleri gorulur. Onların yol gostericileri, genellikle diğer kadınların genel uygulamaları ve nefislerinin o anki istekleridir.
Mumin kadınlar ise, her işlerinde Kuran'ı rehber edindikleri ve Peygamberimiz (sav)'in ahlakını ornek aldıkları icin, daima isabetli tavırlarda bulunur, hikmetli kararlar alır ve bundan dolayı yaptıkları her işte en iyi neticelere varırlar.
Bunun da otesinde, Kuran ahlakından uzak yaşayan toplumlarda kadınlara yaşatılan tum huzursuzluklardan ve sıkıntılardan uzak bir yaşam surerler. Allah'ın, "Erkek olsun, kadın olsun, bir mu'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hic şuphesiz Biz onu guzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en guzeliyle muhakkak veririz." (Nahl Suresi, 97) ayetiyle mumin kadınlara ve mumin erkeklere vadettiği gibi, guzel bir hayat yaşarlar.
Musluman Kadının Tek Hedefi Allah'ın Rızasını Kazanmaktır
Kuran ahlakına gore yaşamayan toplumlarda kadın karakterinin onemli ozelliklerinden biri, bu kimselerin ufuklarını olabildiğince daraltmış, ideallerini, duşuncelerini ve yaşam tarzlarını olabildiğince dar bir alan ile sınırlandırmış olmalarıdır. Musluman kadın ise tum sorumluluklarının bilincinde olan insandır. Bu yuzden hicbir zaman sadece kendi ihtiyaclarının peşine duşup, yalnızca kendisini ilgilendiren birkac sorumluluğu yerine getirip Allah'ın bildirdiği yukumlulukleri goz ardı edemez. Hayata dair ideallerini, duşuncelerini sadece bu şekilde sınırlandırmaz. Dunyanın dort bir yanındaki zorluk icerisindeki insanların, aclık ceken, salgın hastalıklarla mucadele eden, savaş ve catışma ortamlarının zorluğunu yaşayan cocukların, kadınların, yaşlıların tum sıkıntılarını adeta kendi sorunuymuş gibi duşunup onlara cozum ulaştırabilmek icin elinden gelen gayreti gosterir.
Musluman Kadın Asildir
Musluman kadın asildir; basit tavırlara, kucuk cıkarlara tenezzul etmeyen bir karaktere sahiptir. Kıskanclık, dedikodu yapmak, alaycılık, kapris, ikiyuzluluk ve benzeri tavırların Allah'ın razı olmayacağı, insanı kucuk duşuren, asaletten uzaklaştıran ve kişiliğini zedeleyen davranışlar olduğunu bilir. Bu ve benzeri tavırların hicbirine tenezzul etmez.
Mumin kadın, Allah'ın beğendiği tevazulu ve teslimiyetli ahlakından hicbir zaman taviz vermez; Allah'ın emrettiği sınırları titizlikle korur.
Kuran ahlakına uygun bir tavır icerisinde olmanın insanı daima en asil konuma getireceğini bilerek bu konuda kararlılık gosterir. Kuran ahlakını yaşaması nedeniyle her an vakarlı bir kişilik sergiler. Orneğin karşısındaki insanların bir kusurunu gorduğu zaman bunu asla alay konusu yapmaz, aksine en guzel şekilde telafi etmeye calışır. Bir başkasının kendisinden ustun olan bir yonu varsa, buna karşı kıskanclık duymak yerine, onu guzel bir tarzda onore edip bu yonunu over. Karşılaştığı her tavra, olabilecek en asil karşılığı vermeye calışır, Kuran ahlakına en uygun olan tavrı gosterir. Karşısındaki insanlar kendisine basit tavırlarla karşılık verseler bile, o yine de asil ve vakarlı tavırlarından odun vermez, asaletinde kararlılık gosterir.
Musluman Kadın Guclu Bir Karaktere Sahiptir, İradelidir
Musluman kadınların bir başka ozelliği de, insanların kınamalarından etkilenmeyen guclu bir şahsiyete sahip olmalarıdır. (Maide Suresi, 54) Kuran ahlakınını yaşamayan kadınlarda gorulebilen zayıflıklara hicbir zaman kapılmazlar. Bir kimsenin yersiz bir sozu, tavrı ya da eleştirisi, zayıflık gosterip gucsuz duşmelerine, cesaretlerinin kırılmasına neden olmaz. Alınganlık, karamsarlık gibi duygusal tepkiler vermeyi hicbir zaman icin kendilerine yakıştırmazlar. Her ne olursa olsun Allah'a tevekkul ederler. Başlarına her ne gelirse gelsin, Allah'ın sonsuz adaletli olduğunu, herşeyi gorup bildiğini, kimsenin 'hurma cekirdeğindeki bir iplikcik' kadar bile haksızlığa uğratılmayacağını bilmenin rahatlığını yaşar ve Allah'a teslim olurlar. (Nisa Suresi, 49)
Allah Kuran ayetleri ile insana doğruyu ve yanlışı tum detaylarıyla bildirmiştir. Musluman kadının olcusu Kuran ahlakıdır. Eğer Allah'ın Kuran'da bildirdiği guzel ahlakı gosterdiği icin cevresindeki bazı insanlar tarafından kınanıyorsa, bu tam tersine onun bu yondeki şevkini, iradesini ve isteğini daha da guclendirir. Allah'ın rızasını kazanabilmesi onun icin, insanların hoşnutluğunun ve duşuncelerinin cok uzerindedir. Cunku insanı asıl olarak değerli kılan Allah Katındaki konumudur. Bunu belirleyen de onun Kuran ahlakına uygun hareket edip etmediğidir. Bu nedenle mumin kadınlar insanların ne dediğine ya da coğunluğun kanaatine gore değil, Kuran ahlakına gore bir kişilik geliştirirler. Tek başlarına kalsalar dahi coğunluğa uymaz, Kuran ahlakına uygun bir tavır gosterirler. Bediuzzaman Said Nursi de sozlerinde bu konuya dikkat cekmiş, Allah'ın rızasına uygun hareket ettikten sonra insanların rızasının hicbir onemi olmayacağını şoyle ifade etmiştir:
" Rıza-yı İlahi kÂfidir (Allahın rızası kafidir). Eğer O yÂr (dost) ise, herşey yÂrdır (dosttur). Eğer O yÂr değilse, butun dunya alkışlasa beş para değmez..." 1
Musluman Kadın İtidalli ve Dengelidir
Allah korkusu, mumin kadını her turlu yapmacık tavırdan uzak tutar. Hicbir zaman kucuk menfaatler uğruna insanların hoşnutluğunu kazanmaya calışmaz.
Musluman Kadın Duygusal Bir Kişilik Gostermez
Duygusallık, din ahlakının yaşanmadığı toplumlarda olumsuz bir tavır olarak algılanmaz. Bu nedenle bu toplumlarda duygusallıktan kaynaklanan 'alınma, yakınma, darılma, ağlama, icine kapanma, durgunluk, kıskanclık, kızgınlık' gibi tavır bozuklukları, 'insanın icinden gelen duygular' olduğu one surulerek olabildiğince teşvik edilir.
Oysa bu duşunce tumuyle yanlıştır. Ozellikle de Kuran ahlakının yaşanmadığı toplumlarda hakim olan kadın karakterinde gorulen duygusallık, insanın zayıf bir kişilik gostermesine neden olur. Kişi olaylar karşısında duygularının kendisini yonlendirdiği şekilde hareket ettiği icin akılcılıktan buyuk olcude uzaklaşır. Mantıklı ve doğru duşunemeyecek, isabetli cıkarımlar yapamayacak hale gelir.
Musluman kadın, tum hayatını ve kişiliğini Kuran ahlakına gore belirlemesi sebebiyle, nefsin bu ozelliği ve ona karşı nasıl bir mucadele verilmesi gerektiği konusunda en doğru bilgilere sahiptir. Duygusallığın, insanın aklını perdelediğini, doğru duşunebilmesini, gercekleri olduğu gibi gorebilmesini engellediğini, insanı zayıf, direncsiz ve gucsuz hale getirdiğini bilir. Kuran ahlakına gore yaşamayan toplumlarda kadın karakteriyle ozdeşleşen; duygulanmak, uzuntuye kapılmak, ağlamak, soylenmek, ofkelenmek, kıskanclığa kapılmak, kusmek ve icine kapanmak gibi tavırların, iman sahibi bir insanın karakteriyle bağdaşmayacak ozellikler olduğunun da şuurundadır. Ayrıca bu tarz tavırlardan sakınıp guclu bir kişilik sergilemenin, bu hatalı karaktere sahip kadınlar icin guzel bir ornek olacağını bilir, bu şuur ve sorumluluk bilinciyle hareket eder.
Musluman Kadın Boş Sozlerden ve Boş İşlerden Sakınır
Boş sozlere dalmak ya da boş işlerle oyalanmak, Kuran ahlakına gore yaşamayan toplumlardaki kadın karakterinde sıkca gorulebilen tavırlardır. Oysa Allah Kuran'ın bir ayetinde iman edenler icin, "Onlar, 'tumuyle boş' şeylerden yuz cevirenlerdir." (Muminun Suresi, 3) diye buyurmuştur. 'Boş işlerden ve boş sozlerden yuz cevirmek' onemli bir mumin ozelliğidir.
Musluman kadın, Kuran ahlakına gore yaşamayan kadın karakterine ait tum ozelliklerden uzak bir kişilik sergiler. Allah'ın insan icin dunya hayatında cok kısıtlı bir omur suresi belirlediğini ve zamanın hızla tukendiğini bilmektedir. İnsanların ahiret hayatında Allah'ın sonsuz cennetini, rahmetini ve rızasını kazanabilmek icin ellerindeki tek imkan ise dunya hayatındaki bu omur sureleridir. Bu nedenle Musluman kadınlar, yaşadıkları her anın kendileri icin cok kıymetli olduğunu bilerek hareket ederler. Tek bir anlarını bile boş bir işle oyalanarak, boş sozlere dalarak gecirmelerinin buyuk bir kayıp olacağının ve bunun, ahirette insanın buyuk bir pişmanlık duymasına neden olabileceğinin farkındadırlar. Her anlarını bu dikkat acıklığı ile gecirir ve daima Allah'ın rızasını kazanabileceklerini umdukları işlere yonelirler. Allah'ın "Bunlar, Allah'a ve ahiret gunune iman eder, maruf olanı emreder, munker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır." (Al-i İmran Suresi, 114) ayetiyle bildirdiği gibi, yaşadıkları her anı Allah'ın rızasını kazanabilmek icin 'hayırlarda yarışarak' gecirirler.
Allah'a karşı sevgisi, guveni, bağlılığı ve teslimiyeti mumin kadına guclu bir cesaret, gozukara ve yiğit bir karakter kazandırır.
Musluman Kadın İffetli ve Onurludur
Allah, "Size yasaklanan buyuk gunahlardan kacınırsanız, sizin kusurlarınızı orteriz ve sizi 'onurlu-ustun' bir makama sokarız." (Nisa Suresi, 31) ayetiyle, onuru, Kuran ahlakını yaşamada samimi bir caba gosteren, Kendisi'nden gereği gibi korkup sakınan kimselere vereceğini bildirmiştir.
Gercek onur, insanın sahip olduğu Allah korkusu ve ahiret inancı nedeniyle, basit davranışlara, kucuk cıkarlar elde etmek icin kucuk sahtekarlıklara, yalana, ikiyuzluluğe tenezzul etmemesidir. İnsanların cahilce tavırlarına olgun davranışlarla ve guzel ahlakla karşılık vermesidir.
Mumin kadın da Allah'a olan derin imanı ve korkusu nedeniyle, onurlu ve vakarlı bir kişilik sergiler. Kuran ahlakına uygun bir tavır sergilemenin insanı daima ustun konuma getireceğini bilerek, Allah'ın beğendiği tevazulu ve teslimiyetli ahlakından hicbir zaman taviz vermez.
Allah Kuran'ın pek cok ayetiyle iffetin onemine ve kadına kazandırdığı değere de dikkat cekmiştir. Allah, bir ayette iffetin onemini "... onların (ozgur ve iffetli) tanınması ve eziyet gormemeleri icin en uygun olan budur..." (Ahzab Suresi, 59) ifadesiyle bildirmiştir. İffet bir kadına saygınlık ve onur kazandırmakta ve onun toplum icerisinde eziyet gormesini engellemektedir.
Mumin kadınlar, Allah'ın Kuran'da bildirdiği tum sınırlara en guzel şekilde uyarak onur, vakar ve saygınlık kazanmış olurlar. Boyle bir insanın tum tavırlarından, konuşmalarından, hareketlerinden, yuzundeki ifadeden, bakışlarından, guluşunden ne kadar iffetli ve vakarlı bir kimse olduğunu anlayabilmek mumkundur. İffetli bir kadının doğal bir asaleti, insani bir heybeti ve guvenilir bir kişiliği vardır. Nitekim Allah bir Kuran ayetinde "... Belirtileri, secde izinden yuzlerindedir..." (Fetih Suresi, 29) ifadesiyle, muminlerin yuzlerinden tanındıklarını haber vermiştir.
Musluman Kadının Ustun Şahsiyeti
Samimiyet, insanın iciyle dışının bir olması, kalbinde hissettiklerini karşısındaki insana da olduğu gibi yansıtması, alabildiğine durust, acık ve net olmasıdır. Samimi insanın tum tavırları doğal ve icinden geldiği şekildedir ve bu doğallık da insanlar uzerinde cok derin ve olumlu bir etki oluşturur.
Ancak pek cok insan, samimiyetin bu gucunden ve etkisinden habersizdir. Bu nedenle de, ancak samimiyet ile kazanılabilen bu ozellikleri cok farklı tavırlarda ararlar. Kimi insanlar karşılarındaki kişileri etkilemek icin yapmacıklığa başvururlar. O kişinin en cok hangi tavırlardan, hangi duşuncelerden etkileneceğini duşunuyorlarsa, iclerinden gelmediği ya da o şekilde duşunmedikleri halde, karşı tarafı hoşnut edebilmek icin o şekilde gorunmeye calışırlar. Ya da cekinmeden birbirlerine yalan soyleyip aldatabilir, bir insan hakkındaki olumsuz kanaatlerini gizleyip, sorulduğunda tam tersi yonde bilgi verebilirler.
Musluman bir kadın ise kalbindeki Allah korkusu nedeniyle bu tur tavırlardan titizlikle kacınır. Hicbir zaman icin kucuk menfaatler uğruna insanların hoşnutluğunu kazanmaya calışmaz. Tum bunların, insanı hem Allah Katında hem de insanların gozunde kucuk duşurecek basit tavırlar olduğunu bilir ve hicbir zaman icin bu kalitesiz tavırlara tenezzul etmez. Amacı hayatının her anında Allah'ın rızasını kazanabileceği umulan davranışlarda bulunabilmektir. Musluman kadın Allah'ın beğendiği ahlakın ancak samimiyet ile yaşanabileceğini bilmektedir. Allah'ın "... O, sinelerin ozunde olanı bilendir." (Şura Suresi, 24) ayetiyle bildirdiği gibi, insanların kalplerinde gizlediklerini bildiğinin de şuurundadır.
Musluman Kadın Cesurdur
Allah'a karşı olan sevgileri, guvenleri, bağlılıkları ve teslimiyetleri Musluman kadınlara guclu bir cesaret, gozukara ve yiğit bir karakter kazandırır. Allah'ın insanları zorluklarla deneyeceğini; bunlar karşısında cesaret ve teslimiyetle Allah'a bağlılıkta kararlılık gosterenleri ise rahmetine kavuşturacağını bilirler. Bu da onları daha kararlı ve şevkli kılar.
Musluman kadının cesareti, dunya hayatına dair hicbir kaygı yaşamıyor olmasından kaynaklanır. Allah'a olan derin teslimiyeti ve guveni, mal ya da can kaygısına kapılmasını engeller. İnsanı Allah yaratmıştır ve hayatına son verecek olan da yine ancak O'dur. Aynı şekilde dunya hayatında sahip olduğu maddi manevi tum nimetleri; sağlığını, gencliğini, malını, mulkunu herşeyini kendisine veren Allah'tır. Bunları alacak olan yine ancak Allah'tır. Mumin kadın, Allah'ın herşeyi hayır ve hikmet uzerine yarattığını bildiği icin, sahip olduğu değerlerden (maddi ya da manevi) herhangi birine zarar geldiğinde de, bunun Allah'tan bir guzellik ve bir hayır olarak kendisine ulaşacağını bilmenin rahatlığını yaşar. Bundan dolayı, bir tehlike, zorluk ya da risk durumu ile karşı karşıya kaldığında asla yılgınlığa kapılmaz.
Bunun yanı sıra Musluman kadının cesareti onun Allah'ın sınırlarını koruma konusundaki kararlılığından da anlaşılır. Şartlar ne olursa olsun, Kuran ahlakından kesinlikle taviz vermez. Allah'tan başka hicbir şeyden ve hic kimseden korkmaz; Allah'ın rızasına en uygun davranışı sergilemekte hic tereddut etmeden buyuk bir kararlılık gosterir. Allah iman edenlerin bu ozelliklerini Kuran'da şoyle bildirmiştir:
"Ki onlar, Allah'ın risaletini tebliğ edenler, O'ndan icleri titreyerek-korkanlar ve Allah'ın dışında hic kimseden korkmayanlardır. Hesap gorucu olarak Allah yeter." (Ahzap Suresi, 39)
TESETTURUN ONEMİ
Mumin kadınlar, Allah'ın Kuran'da bildirdiği tum sınırlara en guzel şekilde uyarak onur, vakar ve saygınlık kazanmış olurlar. Boyle bir insanın tum tavırlarından, konuşmalarından, hareketlerinden, yuzundeki ifadeden, bakışlarından, guluşunden ne kadar iffetli ve vakarlı bir kimse olduğunu anlayabilmek mumkundur. İffetli bir kadının doğal bir asaleti, insani bir heybeti ve guvenilir bir kişiliği vardır. Mumin kadının belirleyici bir diğer ozelliği ise Allahın Kuranda emrettiği uzere giyiminde tesettur olculerine dikkat etmesidir. Kuranda bu konudaki hukum şu şekildedir:
Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mu'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) ustlerine giymelerini soyle; onların (ozgur ve iffetli) tanınması ve eziyet gormemeleri icin en uygun olan budur. Allah, cok bağışlayandır, cok esirgeyendir. (Ahzab Suresi, 59)
Kuran Ahlakında Kadın ve Erkeğin Ahlak Ozellikleri Aynıdır
Yazımızda bir kısmına yer verebildiğimiz mumin kadınların ustun ahlak ozellikleri, verilen orneklerde de gorulduğu gibi Kuran ahlakına gore yaşamayan toplumlarda yaygın olarak yaşanan kadın karakterinden cok farklıdır. Cunku Kuran ahlakından uzak olan toplumlarda yaşayan kadınlar, genellikle toplum tarafından kendilerine uygun gorulen ve nesilden nesile aktarılarak gunumuze kadar gelen ortak bir karakteri yaşamaktadırlar. Bu tur toplumlarda kadın icin ayrı erkek icin ayrı ahlak ozellikleri belirlenmiştir.
Kuran'da ise Allah kadın ve erkek icin ayrı birer karakter bildirmemiş, tum insanları "tek bir Musluman karakteri"ne uymaya cağırmıştır. Kuran ahlakına gore kadın ve erkek aynı sorumluluklara sahiptir. Bu karakterde erkeğin sorumlu tutulduğu tum ahlak ozelliklerinden aynı şekilde kadın da sorumludur. Salih amellerde bulunan her insan, kadın ya da erkek olsun, hicbir fark gozetilmeksizin Allah'ın rızası, rahmeti ve nimeti ile karşılık gorecektir. Allah bir ayette Musluman kadın ve Musluman erkeğin yaşamakla yukumlu olduğu bu ortak İslam ahlakını şu şekilde bildirmektedir:
"Şuphesiz, Musluman erkekler ve Musluman kadınlar, mu'min erkekler ve mu'min kadınlar, gonulden (Allah'a) itaat eden erkekler ve gonulden (Allah'a) itaat eden kadınlar, sadık olan erkekler ve sadık olan kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, saygıyla (Allah'tan) korkan erkekler ve saygıyla (Allah'tan) korkan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruc tutan erkekler ve oruc tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah'ı cokca zikreden erkekler ve (Allah'ı cokca) zikreden kadınlar; (işte) bunlar icin Allah bir bağışlanma ve buyuk bir ecir hazırlamıştır." (Ahzab Suresi, 35)
Yuce Rabbimiz'in ayette de buyurduğu uzere Kuran ahlakına gore kadının ve erkeğin karakteri, toplumun değer yargılarına ya da suregelen gelenek ve goreneklere gore değil, Allah'ın bildirdiği "ideal Musluman ahlakına" gore şekillenmektedir. Bu ahlakı yaşayan Musluman kadınlar ve erkekler son derece guclu ve sağlam bir kişiliğe sahiptirler. Ayrıca en onemlisi bu kişiliği toplum nezdinde bir ustunluk elde edebilmek icin değil, sadece Allah'ın rızasını ve sevgisini kazanabilmek icin yaşamaktadırlar. Omurleri boyunca bu ahlakı sergileyen muminlerin Allah Katında gorecekleri karşılık bir ayette şoyle mujdelenmiştir:
"Erkek olsun, kadın olsun inanmış olarak kim salih bir amelde bulunursa, onlar cennete girecek ve onlar, bir 'cekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar' bile haksızlığa uğramayacaklardır." (Nisa Suresi, 124)
__________________
Musluman Kadın
Dini Bilgiler0 Mesaj
●29 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Musluman Kadın