arkadaşlar son donemin modası ateizm turkiyeyi de sardı tabi forum da da belli başlı kişiler goruluyor ki felsefe bolumunu ateizm bolumu haline getirmişler inanların bazen akıllarının karışmasına sebep oluyorlar. işte bu başlık altında elimden geldiğince cevaplar niteliğinde bir konu hazırladım umarım yararı dokunur siz değerli uyelere:

ATEİSTLERE CEVAPLAR Ve Dinimiz:

Ateistlere gore moda dedik ya onlar zeki bilim insanı her ateist de bilim insanı oluyor nedense inanlar ise gerici bazen aptal iki uc evrim vs.. kitabı okuyup gelipte kasıla kasıla dolaşmak ne egoist dimi.. evet gecelim konumuza..


Alıntı:
Ateistlerin Kuranda celişkiler iddialarına genel cevap !!
(ozellikle ateist arkadaşlar tarafsızca okusunlar)

Ateist sayfalara GORE Muhammed Kuranı kendi uydurmuş ve Kuranda yuzlerce celişki varmış.

Bu celişki İDDİALARI arasında o kadar basitleri var ki. Yani guya Kuran okuyan herkesin bu celişkileri gormesi gerekir anlamında.

Şimdi bu iddiacılara soruyorum. Peki o zaman Muhammed diye hitap ettiğiniz insan şu ayeti neden Kurana eklemiş ? :

Onlar hÂl Kur'Ân'ı gereği gibi duşunup anlamaya calışmazlar mı? Eğer o Allah'tan başkası tarafından indirilmiş olsaydı mutlaka onda bircok celişkiler bulurlardı. (nisa suresi 82.)

Hicbir aklı başında insan (guya) tutarsızlıkların bu kadar rahat anlaşılacağı bir metine insanları peşinden cekmek icin ustune basa basa "Eğer bu kitap Allahtan değilse onda bircok celişki bulursunuz" gibi bir soz eklemez !!

Bu mantığa uymaz !! Bu iddialara gelecek olursak , bunların hepsi muslumanlar tarafından curutulmuştur. 21. yuzyılın onde gelen islam alimlerinden Dr. Zakir Naik celişki iddiacılarına meydan okuyor ve diyor ki: eğer Kuranda birbiriyle celisen 2 ayet bula bilirseniz dinimden vazgececem.

Dahası nisa suresinin 82. ayeti gibi ayetleri başka hicbir dinde bulamazsınız. Bu Kuranı diğer dinlerden ayıran en buyuk ozelliklerden biridir. Kuran bizzat Kuranı sorgulamamızı istiyor. Ve bu sadece bu ayette değil başka bircok ayette de sozkonusu dur. Yeryuzunde başka hicbir dinde bu ayetlerden bulamazsınız. Bu aynı zamanda neden islam sorusunun cevaplarından biridir.

Sanal ortamda beyninizin yıkanmasına izin vermeyin !!
Alıntı:
iddia:

Mekke donemindeki inen ayetlere gore islam barış dini idi fakat daha sonra medine doneminde muslumanlar guclenince islam savaş dini oldu. Muhammed once insanları yumşak sozlerle kandırdı daha sonra savaş gibi ağır şeyler uydurdu.

cevap:

Bu iddia ateistlerin cok dile getirdikleri iddialardan biridir. Medinedeki ayetlerin hukumlerine bakarsak genelde daha ağır oldukları bir gercektir evet. Fakat islamın barış anlayışı baştan beri hic değişmemiştir. Medinedeki hukumlerin daha ağır olması muslumanların sayılarının artmış olduğu ve muslumanların hukumlere uymaları kolaylaşmış olduğu icindi.

Eğer Ateistlerin iddia ettikleri gibi olsaydı medinede inen ayetlerde barışa dair ayetler bulunmaması gerekirdi.

Halbuki Kurana baktığımızda mesela muslumanların galip geldikleri bedir savaşından sonra medinede inmiş olan enfal suresinin 61. ayertinde soyle yazıyor:

''Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah'a tevekkul et, cunku O işitendir, bilendir.''

Bu Ayet tek başına bile butun iddiaları curutmeye yeterlidir.

Bir başka medinede inmiş olan ayette bakın bakalım ne diyor:

Andolsun ki, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana cekileceksiniz; sizden once kendilerine kitap verilenlerden ve muşriklerden bircok uzucu sozler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve takv gosterirseniz, muhakkak ki bu, (yapılacak) işlerin en değerlisidir. (ali imran 186)

Bu ayet kotu soz soyleyen kafirleri oldurun de diyebilirdi değil mi ?

Yine medinede inmiş olan bir sureden başka bir ayet daha:

Kim, bir cana veya yeryuzunde bozgunculuk cıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa butun insanları oldurmuş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa butun insanları kurtarmış gibi olur. Peygamberlerimiz onlara apacık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan coğu yine yeryuzunde aşırı gitmektedirler. (maide 32)

Gormuş olduğunuz gibi bu iddia tutarsız bir iddiadır.
Alıntı:
iddia:

Kurandaki bazı kıssalar mitoloji efsanelerine benziyor. Buyuk ihtimal Kurandaki kıssalar bu efsanelerden alınıp Kuran'a eklenmiş

cevap:

Bu iddia sık sık ateistler tarafından one surulmektedir. şimdi bu iddiayı kokten curutelim.

Oncelikle Kurandaki kıssaların tarihine dair hicbir bilgi verilmediğini iyi bilmek lazım. Yani Kuran herhan gibi bir tarih vermiyor.

Ayrıca butun peygamberlerden bahsetmediğini de iyi bilmek lazım. Nisa suresinin 164. ayetinde sadece bir kısmını sana bildirdik diyor. (ayrıca Kur'an'a gore butun kavimlere peygamber gonderilmiş olabilir. mesela cine bile peygamber gonderilmiş olabilir.)

Ateistler mesela Adem-Havva kıssasının sumer mitolojisinden alıntı olduğunu iddia ediyorlar.

Bu aslında cok komik bir iddiadır. Cunku islama gore hz adem ve hz havva ilk insanlardır ve bu ilk insanların ne zaman yaşadıklarına dair tarih verilmiyor. Bu yuzden adem ve havva kıssasının sumerlilerden geldiğini iddia etmek sacmalıktır.

Benzer kıssalara gelecek olursak. Bu kıssaların bir vahiyden alıntı olmadığı ne mağlum ? Kuranın sumerlilerden alıntı olduğunu duşunuyorsunuz da sumerlilerin bu kıssayı bir vahiyden alabilmiş olduklarını neden hic duşunmuyorsunuz ?

Elinizde bir kanıt mı varda bu kadar emin konuşuyorsunuz?

Bu yuzden boyle bir iddia tutarlı değildir. Bu alıntı iddiaların coğu milletin aklını bulandırmak icin uydurulmuş iddialardır. Herhan gibi bir mitolojide Kurana benzer kıssaların olmasını doğal karşılamak lazım. Cunku Allah bu kıssaları vahiy ile daha once başka kavimlere bildirmiş olabilir. Ve daha sonra bu kıssalar tahrif edilerek sumerlilere filan yansımış olabilir.
Alıntı:
iddia:

islam sadece inanmamızı emrediyor, islama gore duşunmek ve sorgulamak şeytan işidir

cevap:

Bu iddia Kuranı bimeyenlerin ya da islamı kulaktan dolma bilenlerin ağzından cıkacak bir iddiadır.

Bu iddiayı Kuran'dan bir ornekle ele alalım.

Kuran'da cehenneme gidecek olanların pişmanlıklarından ve Allahın bunlara nasıl cevap vereceğinden haber veriliyor.

Fatır suresinin 37. ayetine gore cehennemlikler şoyle diyecekler:

''Rabbimiz! Bizi cıkar, (once) yaptığımızın yerine iyi işler yapalım!''

Yine Fatır suresinin 37. ayetine gore Allah bu insanlara şoyle cevap verecektir:

''Size duşunecek kimsenin duşunebileceği kadar bir omur vermedik mi?''

Demek ki cehenneme gitmemek icin... doğru yolu bulmak icin duşunmek gerekiyormuş.

Ayete dikkat edin normal bir cevap yerine soru sorularak cevap veriliyor. ''Eğer duşunseydiniz cehenneme gitmezdiniz'' de diyebilirdi. Fakat ayetin bu şekilde bir yapıya sahip olmasında muhteşem bir incelik var. Bununla hem nasıl cevap verileceğini bilmiş oluyoruz hem de bizim sorgulamamız sağlanıyor. Daha fazla duşunmemiz icin ayetin onu bir nevi acık bırakılıyor.
Alıntı:
iddia:

Bilim adamları evreninin yaşının yaklaşık 13.8 milyar yıl olduğunu tahmin ediyorlar halbuki islama gore evrenin yaşı 6bin yıl. Bilime gore bu mumkun değildir. Bu yuzden islam ve bilim celişiyor.

cevap:

Bu iddia kesinlikle doğru değildir. Hicbir ayette evrenin yaşından bahsedilmez. 6bin yıl hristiyanlardan gelen bir iddiadır. İslam kesinlikle evrenin yaşının 6 bin yı olduğunu soylemez. Evrenin yaratılışı ile ilgili ayetlerde Arapcada ''yevm'' kelimesi kullanılmıştır. ve yevm kelimesinin anlamlarından biri evre'dir. Bir evre herhan gibi yıla tekabul edebilir. Bir ayette evrenin 6 evrede yaratıldığı yazıyor. Bunun dışında hicbir yaş verilmiyor. Eğer bilim 13.8 milyar diyorsa bir musluman olarak bu kabul edilir. İslamın başka dinler gibi evrenin yaşı ile bir alıp veremediği yoktur.
Alıntı:
celişki iddiası:

Kehf suresinin 50. ayetinde iblisin (şeytanın) cin olduğu yazıyor halbuki bakara suresinin 34. ayetinde iblisin bir melek olduğu anlaşılıyor. bu bir celişkidir.

cevap:

bahsedilen ayet:

''Hani biz meleklere: Âdem'e secde edin, demiştik. İblis haric hepsi secde ettiler. O yuz cevirdi ve buyukluk tasladı, boylece kÂfirlerden oldu.'' (bakara 34)

Bu ayetin arapcasında kesinlikle iblisin bir melek olduğu anlaşılmıyor ! Bakara suresinin 34. ayeti turkce mealde yanlış anlaşıldığı icin ayetlerde celişki olduğu sanılıyor. Bu ayette Arapcada ''tağlib sanatı'' diye bilinen bir gramer kuralı mevcuttur. Tağlib sanatına gore coğunluğa hitap edilir. Mesela bir sınıfta yuz oğrenci var ise ve bu yuz oğrencinin arasında yalnızca bir tane kız var ise... ve oğretmen butun erkekler ayağa kalsın derse arapcadaki bu kurala gore o tek kızı ayrı belirtmeye gerek kalmıyor. yani butun erkekler dediğin zaman otamatikmen o bir kızı da kapsıyor. (Tabi bu tersi icin de gecerlidir. Bir tane erkek olsaydı da durum aynı olurdu)

Aynı şekil ayette iblisi ayrı belirtmeye gerek kalmıyor. Dolayısıyla bu ayette iblisin melek olduğu anlaşılmıyor. Kehf suresinin 50. ayetinde iblisin acıkca cin olduğu yazıyor.

sonuc: İblis bir cindir ve ayetlerde kesinlikle celişki yoktur.
Alıntı:
iddia:
Kehf suresinin 86. ayeti bilimle celişiyor

cevap:
Kehf suresinin 86. ayeti ateistler tarafından cok carpıtılıyor. Bu ayette guneşin balcığa battığı soylenmiyor !!

ayetin doğru cevirisi:

''Zulkarneyn guneşin batışına (batış vaktine) ulaşınca guneşi balcığa batar gibi buldu (gordu)''

yani ayet guneşin balcığa battığını soylemiyor. Zulkarneyne yansıyanı anlatıyor.

Eğer ben ''ahmet 2+2=5'' dedi dersem. Benim bunu soylediğim icin ben mi hatalı olurum yoksa ahmet mi? Tabi ki ahmet, cunku ben ahmetin sandığını soyluyorum. Aynı şekilde Allah zulkarneyne yansıyanı aktarıyor. Zulkarneyn oyle gordu ... bu kadar basit.

Ayrıca eğer ayette fiziksel olarak guneşin balcığın icine girdiği tarif edilseydi ayette Arapcada 'tağrubu' değil de 'dahale' kelimesi kullanılması gerekirdi. 'dahale' olsaydı ''guneş balcığın icine girdi'' demek olurdu. Fakat bilerek bu kelime kullanılmamıştır. Bu da ayetin kesinlikle bilimle celişmediğini gosteriyor.
Alıntı:
celişki iddiası:

Kuranda bir ayette insanın topraktan yaratıldığı yazıyor, başka bir ayette sudan yaratıldığı yazıyor ve başka bir ayette ise meniden yaratıldığı yazıyor. Bu ayetlerin hepsi birbiriyle celişiyor

cevap:

celişki nedir? Birbirine aykırı olan kavramlardır. Bu ayetlerdeki kavramlar birbirine aykırı değildir. Bu ayetlerde celişki yoktur, farklılık (toplama) vardır. Eğer ayetlerde YALNIZCA sudan, YALNIZCA topraktan vs. yaratıldı diye yazsaydı celişki olurdu.

Bir ornek vereyim. Ben bugun size Turkiyede yaşadığımı soyleyebilirim. Yarın size İstanbulda yaşadığımı soyleyebilirim. Ve yarından sonra size taksimde yaşadığımı soyleyebilirim. Şimdi ben farklı şeyler soyluyorum diye bu bir celişki midir? elbette hayır, cunku hepsi de doğrudur (hepsi de aynı yerdir). Ama ben bugun size izmirde yaşıyorum desem ve ertesi gunu istanbulda yaşıyorum desem işte o zaman celişki olur. Farkı goruyor musunuz?

Aynı şekil kuran'da farklı maddelerden bahsedilmesi celişki değildir. İnsan hem sudan yaratılmıştır hem topraktan hem de meniden. (not: bazı ayetlerde aşamalardan da bahsediliyor. Sadece oluşumdan değil) Yani bu ayetlerde kesinlikle celişki filan yoktur.
Alıntı:
celişki iddiası:

Ali imran suresinin 67. ayetinde Hz. İbrahimin ilk musluman olduğu yazıyor halbuki en'am suresinin 14. ayetinde Hz. Muhammedin ilk musluman olduğu yazıyor. Bu ayetlerde celişki var.

cevap:

Hz. ademden beri butun peygamberler muslumandı. Bu ayetlerdeki ifadeler yeryuzundeki ilk musluman oldukları manasına gelmek zorunda değildir. Gonderilen toplumlar icinde ilk iman edenler olduklari icin ilk musluman oldukları yazıyor.

onrek: bankada bir gun ilk sırada bekliyor olabilirsin. Ve daha sonra ben bekleyenlerin ilkiydim diyebilirsin. Bu elbette Bankanın acılış gununden beri ilk bekleyen olduğun anlamına gelmez.
Gelelim diğer kısma

Alıntı:
Allahın varlığına dair kısa bir bilimsel işaret

Oncelikle ateistlerin evrenin kendiliğinden hiclikten oluşabiliyor tezi doğru değildir. Kendiliğinden oluşabiliyor dedikleri şey kuantum vakumdan'dır (boş hava) ve bu kuantum vakumda enerji, basınc ve kuantum dalgalanmaları mevcuttur. Yani hicbir şeyden oluşmuyor. Eskiden bu kuantum vakumun sonsuz olabilceği duşunuluyordu. Bu ateistleri evren kendiliğinden oluşabiliyordu diye umutlandırmıştı fakat daha sonra (2003'te) bu sonsuz kuantum tezleri curutulmuştur*. yani evrenin mutlak bir başlangıcı olduğu tespit edilmiştir. Yani tamamen yoktan varlığa... ve bunun kendinden oluşabildiğine dair hicbir bulgu yoktur. Kendinden bir şeyin oluşabildiğine dair hicbir gozlemimiz olmadığı icin de bu başlangıcı bir şey başlatmış olması lazım.

Bunun en mantıklı acıklaması 'tanrı' kavramıdır. Eğer daha mantıklı acıklamam var diyen ateistler varsa buyursun yorum yapsınlar...

*kaynak: Inflationary spacetimes are not past-complete, 2003


Alıntı:
Ateist sayfalarda en cok carpıtılan konulardan biri Kuran'da bazı ayetlerde 'de ki' ifadesi kullanılmadığı icin bu ayetlerin 'muhammedin' sozu olması iddiasıdır. Gorduğunuz resim ateist sayfadan alıntıdır. Bilgisiz insanlar buna cabuk kanabilir.

Arapcası iyi olan herkes bu iddia edilen ayetlerde konuşan Hz. Muhammed (sav) olmadığını bilir. Kuran edebi bir kitaptır. Kuran'da emirler bazen "de ki" ifadesi ile bazen de "de ki" demeden doğrudan hz. Muhammed'in demesi gereken şeyin soylenmesi ile ifade edilir. De ki denmeksizin bunun soylenmesi ile ozne değişmektedir ve Allah konuşmaktadır. Arapca'da bu bir soz sanatıdır ve kullanımları Arap literaturunde gozlenebilir. "De ki" ve "dediler ki" ifadeleri Kuran'da farklı ayetlerde gecer. Bazen de ki der ve peygamberin soylemesi gerekeni ifade eder. Bazen de soz aktarır ve dediler demez. Bu failin kim olduğunun anlaşıldığı bir soz sanatıdır, buna İltifat Sanatı denir ve Arapca'da bu cok kullanılan bir sanattır.

Bazı Meallere 'de ki' yanlış anlaşılmayı onlemek icin ekleniyor, resimde carpıtıldığı gibi ustunu ortmek icin değil.

Belki şoyle duşunebilirsiniz: hani Kuran evrenseldi ? Arapca bilmeyen bunu nerden bilecek ?

Bunun cevabı cok basit. Allah Nahl suresinin 43. ayetinde 'Eğer bilmiyorsanız, bilenlere sorun' diye buyuruyor. Yani Arapca bilmeyenler takıldıkları ya da anlamadıkları yerlerde aracı edinebilirler. Hem bu sadece Kuran'a ozel bir durum değildir. Butun dillerde bir metin en iyi orjinal şeklinde anlaşılır. Cevirmede daima anlam kaybı olur.

Bu soz sanatı uzerine detaylı incelemeler yapan kaynakları inceleyebilirsiniz:

1. Durmuş, İsmail, ‚İltifat‛, DİA, İstanbul, 2000, cilt: XXII, s. 152-153;
2. Mollaİbrahimoğlu, Suleyman ‚Kur’Ân-ı Kerîm’de İltifat Sanatı‛, Diyanet İlmi Dergi, cilt 33, sayı: 1, 1997, ss. 15-35;
3. Ozdemir, Abdurrahman, ‚Kadîm Bir Soz Sanatı: İltifat ve
Kur’Ân’da İltifat Ornekleri‛, İslÂmî İlimler Dergisi, yıl: 1, sayı: 2, 2006;
4. Kadir Kınar, Belağatta İltifat, BilimnÂme (Duşunce Platformu), Kayseri, 2006, VII/2, s.75-106;
5. Dağ, Mehmet ‚Kur’Ân’da Uslûp Diyalektiği: İltifat (Zamanlar ve Şahıslar Arası Geciş) Salkımsoğut Yay., 1. Bas. Ankara, 2008.


Alıntı:
Bu ateist sayfaya gore Allah evrenin buyukluğunden habersizmiş.

Kuranı okumuş olan herkes bu iddiayı rahatca curutebilir.

Oncelikle Goğu ve yer demişler, halbuki ayetlerde gokLER ve yer diye geciyor. Yani 'gok' kelimesi coğul haliyle kullanılmış. Havaya bakınca bir tek gok gorduğumuze gore Kuran evrenin buyukluğunu zaten biliyordu.

Fusillet suresinin 12. ayetinde ise Allahu teala şoyle buyuruyor: ''Boylece onları, iki evrede YEDİ GOK olarak yarattı ve her goğe gorevini vahyetti. Ve biz, EN YAKIN goğu kandillerle donattık.'' Biz bugun yalnızca en yakın yıldzların dunyayı aydınlattığını biliyoruz. Bu ayetten Allahın evrenin buyukluğunu zaten bildiği anlaşılıyor.

Enbiya suresinin 33. ayetinde ise ''GOK CİSİMLERİN hepsi birer yorungede yuzmektedir'' diye geciyor. Bu ayet yıldızlardan bahsetmiyor cunku Arapcada yıldız 'necm' diye geciyor. Bu ayette necm kelimesi yoktur. Ayet yıldızlardan bahstmediğine gore diğer gezegen ve galaksilerin varlığından bahsediyor.

Bu konu hakkında detaylı acıklama videosu: http://www.youtube.com/watch?v=rxQi5dZUc-U
Alıntı:
iddia:
Herkes benim dinim doğru diyor ve dunyada yuzlerce belki de binlerce din vardır. Bu durumda doğru dini bulmamı nasıl beklersiniz. Bu yuzden dinler sacmalıktır.

cevap:
Herkesin benim dinim doğru demesi gercektende bir dinin doğru olmadığı anlamına gelmez ki. Bunu iyi anlamak lazım. Bir insanın butun dinleri araştırması mumkun değildir zaten. Peki bir insan butun dinleri araştıramadığına gore bu insan nasıl doğru yolu bulacak? nasıl cennte gidecek? Bir insan her dini araştıramaz fakat HER insan ailesinin dininin yanlış olduğunu anlayabilir. onemli olan asıl mesele budur! İslama gore Kur'ana ulaşmayan (dikkat okumayan demiyorum!!) insanların yalnızca tek bir yaratıcıya inanmaları yeterlidir. Yani bu insanlardan musluman olmaları zaten beklenmiyor. Dolayısıyla ortada mantıksızlık ya da haksızlık yok.Ya peki ateist ailede doğanlar? Bunlar da akıllarını kullanarak ailesinin goruşunun yanlış olduğu sonucuna varabilirler. Zaten bilimsel araştırmalar insanların doğuştan bir dine ya da bir yaratana inanmaya meyilli olduklarını gostermiştir. (KAYNAK: The Cognition, Religion and Theology Project' Oxford University)
en cok carpıtılan konu

Alıntı:


cevap:

evrenin yaratılışını sorgula (enbiya 30)
insanın yaratılışını sorgula (kıyame 37)
Atalarının dinini sorgula (bakara 170)
Kuran'ı sorgula (nisa 82)
Peygamberi sorgula (yunus 38)

ve bunun gibi yuzlerce ayet... !!

dinden mi cıkmak?
Alıntı:
ateistlerden cifte standart orneği:

Bircok daha henuz tam olarak işlevini bilmediğimiz organı ateistler kusur olarak ya da gereksiz olarak goruyorlar. Yani tasarlayan yoktur demeye getiriyorlar. Bircok işlevini bilmediğimiz organın gereksiz olamdığı zaman gectikce bilim tarafından kanıtlamıştır.

Mesela apandis eskiden gereksiz bir organ diye biliniyordu. Daha sonra işlevi olduğu tespit edilmiştir.

Şimdi bazı Allaha inananlar bilmediğimiz cok karmaşık şeyleri Allahın ispatı olarak sunuyorlar (yanlış anlamayın bunun doğru olduğunu soylemiyorum) Ateistler genelde bu kişilere bunu henuz bilmiyoruz belki bilim adamları ilerde bulurlar diye itiraz ediyorlar. Fakat aynı ateistler aynı şeyi bu organlar icin soylemiyorlar. Hemen evrime ya da tasarım hatasına bağlıyorlar.

bu ne yaman celişki ?
Alıntı:
Az once guya bilimsel olan bir ateist sayfada ''sigara sizi surundurur'' başlığı altında akciğerlerin sigaradan once ve sigaradan sonra olan goruntulerini gordum.

şimdi soruyoruz: Siz kotu sonucu gostererek insanları caydırmaya calışınca iyi oluyor da Allah kotu sonucu gostererek insanları caydırmaya calışınca mı kotu oluyor?
Alıntı:
Hayatının buyuk kısmını ateizmi savunarak geciren ve bir doneme damgasını vuran unlu ateist Antony Flew'a bir sempozyumda, hayatın kaynağına dair son calışmaların bir yaratıcı zekayı işaret edip etmediği soruluyor. Ve Flew şoyle yanıtlıyor:

“Evet artık ettiğini duşunuyorum..neredeyse tamamen DNA araştırmaları nedeniyle.Dna materyalinin yapmış olduğunu duşunduğum şey ,uretmek icin gerekli duzenlemelerin neredeyse inanılmaz karmaşıklığıyla, bukadar akıl almaz ceşitlilikteki oğelerin bir arada calışmasını sağlamak icin işin icinde mutlaka zeka olması gerektiğini gostermiş olmasıdır. Soz konusu olan bircok oğenin korkunc karmaşıklığı ve bunların birlikte calışma şekillerinin korkunc inceliği. Bu iki şeyin doğru zamanda şans eseri bir araya gelmiş olması cok duşuk bir ihtimal . Bunların hepsi bana zekanın eseriymiş gibi gorunen, ortaya cıkan sonucların elde edilmesini sağlayan bu karmaşıklık meselesidir. Bu acıklama benim icin oneli bir yon değişikliğini temsil ediyordu ancak yine de, felsefi hayatımın başından beri benimsediğim prensiple de tutarlıydı - İDDİANIN GOTURDUĞU YERE GİTMEK''

(Kaynak: Yanılmışım Tanrı Varmış S.72-73)
Alıntı:



Ateist sayfaların neden ''Kur'an Meali okuyun'' dediklerini hic merak ettiniz mi ?

Ateist sayfaların Kuran meali okuyun demelerinin altında bir menfaat yatıyor. Cahil insanlara psikolojik etkide bulunmak istiyorlar.

Şimdi bunu size acıklayalım.

Oncelikle şunu belirteyim. Biz de Kur'an Meali okuyun diyoruz ama aynı zamanda sadece Kur'an meali okumakla kalmayın diyoruz. Ayetleri orjinal diline gore de araştırıp detaylarına kadar analiz edin diyoruz. Yani biz Kuranın okunmasını onlardan daha fazla istiyoruz.

Gelelim ateist sayfaların insanlardan Kuranın turkce mealini okumalarını istemelerine.

Kur'an okumamış olan insanların şoyle duşunmesini istiyorlar: ''Ateistler bile bunu bizden istediklerine gore Kuran'dan gizlenen bir şeyler var''

Yani Kuran'da gizlenen bir şeyler var izlenimi vermek istiyorlar. Bu da insanlarda bir korku psikolojisi oluşturuyor. Kuran okumamış olan biri ateistlerin bu paylaşımlarından sonra okumaya karar verdiğinde Kuranı korka korka okuyacaktır.

Şimdi size bu korkarak okuyacak olan kişini karşılaşacağı sorunlardan bahsetmek istiyorum.

1. Kuranı butunune gore değerlendirMemesi.

Okuyacak kişi muhtemelen Kuranı parca parca okuyacaktır. Bu yuzden ayetleri birbirinden bağımsız değerlendirecektir. Mesela bugun savaşla ilgili olan ayetleri okuduğunu var sayalım ve bir hafta sonra Kuranı okumaya devam ettiğini var sayalım. Bir hafta sonra şu ayetle karşılaşacaktır: ''kafirleri bulduğunuz yerde oldurun''. Aradaki zaman buyuk olduğu icin bu ayetin savaş icin gecerli olduğunu ya hatırlamayacaktır ya da ayeti bağımsız değerlendirecektir. Bu kişi kulaktan dolma bilgilerle islamın barış dini olduğunu biliyordur. Ama bu ayeti gorunce aklına ateist sayfaların paylaşımı gelecektir. Ve ''demek ateistler bu yuzden Kuran meali okumamızı istiyorlarmış'' diye duşunecektir. Dolayısıyla islamın aslında savaş dini olduğu sonucuna varacaktır.

2. Arapca bilMemesi.

Kuranın orjinal dili Arapca olduğu icin en iyi Arapca olarak anlaşılır. Ceviride daima anlam kaybı olur. Bu zaten evrensel bilinen bir şeydir. Bazı kelimelerin ya da ifadelerin başka dillerde tam karşılığı yoktur. Ayrıca gramer gibi şeyleri ceviriye iyi yansıtamazsın. Mesela ingilizce bir espiriyi Turkceye cevirdiğinde bu espiri Turkcece hic komik olmayabilir. Bu yuzden her metin en iyi orjinal dilinde anlaşılır.

Bu kişi Arapca bilmediği icin:

-hud suresinin ikinci ayetini meale bakarak peygamberin sozu diye anlayıp Kuran'da bir gaf olduğunu sanacaktır.
-nebe suresinin 33. ayetini meale bakarak değerlenidirerek Kuranı sapıkca bir kitap sanacaktır.
-bakara suresinin 34. ayetinde şeytanın da bir melek olduğunu sanıp Kuranda celişki olduğunu sanacaktır.
-fussilet suresinin 11. ayetinde bilimsel hatanın olduğunu sanacaktır.

vs. vs.

Arapca bilmeyen ve yalnızca meale bakan bir kişi oyle ya da boyle mutlaka sorunlarla karşılaşacaktır.

3. Mealleri doğru ceviri sanması

Meal bir ceviridir ve bu ceviri mealcinin kelime tercihlerine gore yapılır. Eğer bir mealci titiz davranmazsa Kuranda hata olmamasına rağmen mealde hata oluşacaktır. Yani meallerde yalnızca anlam kaybı sorunu yok. Aynı zamanda anlam bozulması sorunu da var.

4. Ayetlerin iniş sırasına dikkat etMemesi

Kuran iniş sırasına gore yazılmamıştır. Bu yuzden bunun hesaba katılması lazım. Mesela Kuran'da bir ayette 10 benzer sure getirin diye meydan okuma var ama başka bir ayette 1 benzer sure getirin diye meydan okuma var. Eğer Kuranı iniş sırasına gore değerlendirmezsek once birdi daha sonra on oldu diye anlaşılır ve bu da mantıklı gelmez. Halbuki iniş sırasına gore değerlendirdiğimizde tam tersidir.

Bunlar meal okumadaki temel sorunlardır. Başka sorunlarda var ama bunlar en onemlileri.

Peki ne yapalım ? hic meal okumayalım mı ?

Hayır! eksik olmasına rağmen yine de meal okuyun. Meal eksik olduğu icin mutlaka takılacağınız yerler olacaktır. Takıldığınız yerleri detaylı şekilde araştırırsınız. Coğu kişi Arapca bilmediği icin Arapcası iyi olan kişilere danışabilirsiniz. Ya da sozluk ve tefsirlerden de faydalanabilirsiniz.

Zaten Nahl suresinin 43. ayetinde ''bilmeyenler bilenlere sorsunlar'' diye yazmaktadır.

Bazı muslumanlarda şoyle bir yanılgı da vardır. Ne diyorlar meal okumadan once tefsir okuyalım. Aslında bu duşunce de doğru değildir. Kuran'da ''anlayasınız diye apacık kitap yaptık'' diye geciyor. Kuran dili bilen herkes icin acıktır. Bu yuzden herkes once kuranı kendi okuyup anlamaya calışmalıdır. Dil yuzunden takılan noktalarda tefsire başvurula bilir. Ayrıca tefsirlerde başka birinin şahsi goruşleri de yer alabilir. Bu yuzden once herkes kendi okumalıdır.

Biz de ateist sayfalara şoyle bir gonderme yapalım. Siz meal okuyun diyorsunuz. Biz ise imkanı olanlara Bizzat Arapca oğrenip Kuranı anlayarak okumalarını tavsiye ediyoruz. Eğer Kuran'da gercektende sorun varsa oyle daha iyi anlaşılır değil mi ATEİSTLER(?)
Alıntı:




1.) eline bir Kur'an al
2.) 284. sayfasını ac
3.) o sayfadaki 33. ayete bak
4.) ne diyor o ayette? Haksız yere bir CANA kıymayın diyor.

Ayet insan demiyor CAN diyor. 'can' insanları, hayvanları, bitkileri vs. kapsıyor.

haksız yere insanların oldurulmesini yasaklıyor > insan hakları
haksız yere hayvanların oldurulmesini yasaklıyor > hayvan hakları
haksız yere bitkilerin oldurulmesini yasaklıyor > bitki hakları

Bitkileri ve hayvanları oldurMemek aynı zamanda ekolojik dengeyi korumak demektir.

Benim de sana bir sorum var: Cok cağdaş bulduğun batılılar insan, hayvan ve bitki haklarını tanımak icin neden 20. yuzyıla kadar beklemişler?

hatırlatma: Kur'an 1400 yıllık bir kitaptır
Alıntı:


Şimdi ayette kalpten bahsediyor değil mi? Kalpler insanların neresinde yer alıyor? goğuslerinde değil mi?

Kurandaki diğer kalple ilgili butun ayetlere baktım. Diğer ayetlerde hep ''goğuşlerindeki kalpler'' diye geciyor fakat bu ayette ''goğuslerine iki kalp koymadık'' diye gecmiyor !! Halbuki ayette oyle yazması beklenirdi.

Ama bu ayette Arapcada 'cevfih' diye geciyor ve bu kelime genel olarak tum bedeni ifade eder. Yani insanın İCİNE. Peki neden bu ayette farklı bir kelime kullanılmıştır biliyor musunuz ? Cunku kadın hamile kaldığında kalbin biri goğusunde yer alıyor ve diğeri karnında yer alıyor. Eğer goğusunde yazsaydı bu kast edilmiş olamazdı.

Bu ayetteki kelime seciminde (dil kullanımında) muazzam bir incelik var. Halbuki ateistlerin iddia ettiği gibi peygamberimiz kuranı uydurmuş olsaydı uzerinde durmadıktan sonra asla tespit edilmeyecek kadar bir inceliye yer vermesine hicbir mecburiyeti yoktu.
Alıntı:
Kuranda bircok ayette ayetin hatalı ve doğru olması arasında ''iğne ucu'' kadar mesafe olduğunu biliyor muydunuz?

Sadece bir harfin ya da sadece bir kelimenin değişmesi durumunda bir suru ayet hatalı olurdu.

orneğin: enbiya suresinin 33. ayetinde ''felek'' kelimesi geciyor. Eğer o ayette ''El-felek'' yazsaydı kurtarılmayacak kadar buyuk bir bilimsel hata olurdu.

ve bu durum yalnızca bu ayet icin gecerli değil, yuzlerce ayet icin de gecerlidir.

Bunu aslında şu şekil de duşunebiliriz: Ayetlerde hata olmamasına rağmen Allah adeta inkar edenlere ayetleri carpıtma fırsatı vermiş.

Allah zaten Hacc suresinin 51. ayetinde Kuranı bozmak icin uğraşanların olacağından bahsediyor.

Nisa suresinin 82. ayetinde ise ozellikle Kuran'da hicbir tutarsızlık bulamazsınız diye vurgu yapılmış.

Bunları cok iyi duşunmek lazım !







Her ateisttin muslumanlara yonelttiği soru buyrun cevap:



eveet sonuc olarak Kuran-ı Hz.Muhammed yazmadı O ALLAH kelamıdır cunku

Alıntı:
Kuran ve Hadislerin anlatım stillerinin tamamen farklı olduğunu biliyor muydunuz?

Kurandaki belagatı hicbir ama hicbir hadiste bulamazsınız. Şimdi, Kuran ''Muhammed'in'' sozu diyen ateistlere soruyoruz. Muhammed dediğiniz adam nasıl olur da tamamen aynı dil olmasına rağmen 23 yıl boyunca bir kere bile karıştırmadan bu farkı sağlayabildi?
ve de kapanışı YUCE RABBİM YAPIYOR bakın gunumuz modacılarına itafen ne diyor.

Alıntı:
''Yoksa, Onu (Muhammed) uydurdu mu diyorlar? De ki: Eğer sizler doğru iseniz Allah’tan başka, gucunuzun yettiklerini cağırın da (hep beraber) onun benzeri bir sûre getirin.'' (yunus 38)
biraz uzun ama umarım yardımcı ve yararlı olmuştur okuyan herkese cok teşekkur ediyorum



http://www.facebook.com/AteistlereCevap

sayfasına cok teşekkurler..

__________________