Herhangi bir insan bizi herhangi bir durumdan dolayı ovduğunde oldukca mutlu oluruz. Bununla birlikte yaptığımız ya da başardığımız şeyden daha cok gurur duyar ve bu işin uzerine daha fazla duşebilmek icin gerekli motivasyonu kazanırız.
Konumuz calışmaya geldiğinde bilim, birini ovmenin parasal odulden cok daha etkili olduğunu ortaya koymuştur. Mesela Gallup isimli bir araştırma şirketi, 4 milyondan daha fazla calışanın katıldığı bir anket duzenledi. Yaptıkları şeylerden ovgu alan calışanlarda bazı durumların gozlemlendiği ortaya cıktı.
[h=2]4 milyondan fazla kişiyle yapılan ankete gore ovgu alan insanlarda gorulen değişiklikler:[/h]
Kişisel verimlilikleri arttı. İş arkadaşlarıyla kurdukları iletişim iyileşti. Bulundukları yerde kalma istekleri arttı. Muşterilerden aldıkları bağlılık ve tatmin duzeylerinde artış yaşandı. İş kazalarında azalma goruldu. Araştırmacılar, ovgunun yalnızca calışan insanlar uzerindeki olumlu etkilerini de ortaya cıkarmadı. Bununla birlikte cocukları ve eşleri ovmek de olumlu etkiler yaratıyor ancak buradaki ana sorumuz şu: Ovgunun onemini biliyor ve hissediyor olsak da neden başkalarını daha sık ovmuyoruz?
[h=2]Neden birilerini ovmeliyiz?[/h]
Daha once ovulen şeyleri tekrar ovmek biraz sacma geliyor olabilir. Mesela bir patron yeni calışanının gosterdiği calışma disiplininden ve isteğinden memnun kalmış ve onu ovmuş olabilir ancak zaman gectikce patron daha az ovgu gosteriyordur. Peki neden?
Bunun sebebi, aynı durumu ovmenin artık işe yaramadığını duşunduğunden olabilir. Mesela bir patron, "Yapması gereken işi yaptıkları zaman neden ovmeliyim?" şeklinde soru sorabilir fakat bu sorunun cevabı da oldukca basit bir şekilde verilebilir: Ovmezseniz, o calışan yapmakta olduğu şeye daha az istekli hÂle gelebilir. Hatta daha kotusu, patronundan daha fazla oven başka bir patronla yakın hÂle gelebilir ve sonunda calışanınızı kaybedebilirsiniz.
Bu prensip, yalnızca iş durumlarında gecerli değil. Aile ve diğer ilişkilerde de aynı mantık soz konusudur. Peki nasıl diğer insanları daha cok takdir eder hÂle gelebiliriz? Ovgulerimizi nasıl değerli hÂle sokabiliriz?
[h=2]Ovgulerimizi nasıl daha değerli kılarız?[/h]
Zaman gectikce kendimizi yakın hissettiğimiz kişilere karşı daha eleştirel yaklaşıyor olabiliriz. Burada yapıcı eleştiriden bahsetmiyoruz. Daha cok bize neler yaptıklarına odaklanmak yerine neyi kacırdıklarına odaklanıyoruz ve bunları eleştiriyoruz.
Neden bu insanların yaptıkları doğru şeylere odaklanmıyoruz? Eşinizin, cocuğunuzun veya meslektaşınızın sevdiğiniz davranışlarını veya ozelliklerini listelemeye başlayabilirsiniz. Hatta bu kişilerin kendilerinde bile gormedikleri bir ozelliği gormeyi başarabilirseniz ortaya mucizeler cıkarabilirsiniz.
Bir başkasında bulunan ozelliği kendinizce takdir ediyorsanız bunu dışa da vurmalısınız. Dışa vururken de olabildiğince acık, anlaşılabilir ve samimi olmaya gayret gostermelisiniz.

Bir kişiyi takdir ederken hislerinizi net bir şekilde soyleyin, karşıdaki kişinin anlamaması ihtimalini ortadan kaldırın. Yalnızca takdir ettiğinizi de soylemeyin, bununla birlikte neden ve neyi takdir ettiğinizi de belirtin. Samimi olmayı da unutmayın. Etkili iletişim ve farklı duşunme konusunda danışmanlık yapan Justin Bariso, bir kişiyi nasıl takdir etmemiz gerektiğine dair şu orneği vermiş:
"Selam, konuşabilir miyiz? Bunu cok sık soylemiyorum ancak seni ve burada yaptığın her şeyi takdir ediyorum. (Bu kişinin hangi ozelliğini sevdiğinizi ve neden bu ozelliğini beğendiğinizi belirtin. Ne kadar ozel, o kadar iyi). Bu, (evimizi / iş yerimizi) cok daha iyi bir hÂle getiriyor. Seni tanıdığıma cok mutluyum."
Elbette bu ornek doğrudan kullanılmamalı. Kendi konuşmanız size ve icinde bulunduğunuz duruma uygun olmalı. Yalnız sakın samimiyeti unutmayın. Ayrıca birisini takdir etmeyi yapmanız gereken bir şeymiş gibi duşunmeyin, bunu bir duşunce yapısı hÂline getirin.