Allah Yolunda Cihad

Ekim 1983

Prof.Dr.Mahmud Esad COŞAN

Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) hazretleri Ebû Sa’îd el-Hudrî’den (ra.) rivayet edilen bir hadîs-i şerîfinde buyurmuşlar ki:
“Cennette yuz derece vardır ki her bir derecenin arası yer ile goğun arası kadar geniştir. Yerle gok arasından daha geniştir, daha uzaktır, araları o kadar mesafelidir. Bu dereceler Allah (celle celÂluh) yolunda cihad edenler icindir.”

Bu hadîs-i şerîften her muhakeme sahibinin hemen cıkartacağı gibi Allah yolunda cihad eden insan cennete girecek ve orada, onlara mahsus yuz derece verilecektir. Bu derecelerin arası da kolay ve merdiven cıkar gibi cıkıp da ulaşılabilecek dereceler değil, yer ile gok arası gibi buyuk mesafelerdir. Bu derecelere ancak Allah yolunda cihad edenler nail olur.

“Allah yolunda cihad etmek” sozunun, biraz acıklanması gerekmektedir. Cihad, Arapca cehd sozunden gelir. Cehd et; gayret goster, calış cabala, sabret demek. Cehd et, haydi bakalım sınıfını gec, cehd et şu işi başar, cehd et biraz daha sabret, şunu elde et şeklinde biz de kullanırız. Cihad o kokten geliyor. Ama onun mÂnasında karşılıklı cehd etmek, muşÃ‚reket anlamı vardır. Yani karşısında biri var, o cehd sarf edecek, bir de sen varsın, sen de ona karşı cehd sarf edeceksin. Karşındaki kim olabilir? Duşman… Bir duşmanın var. O seni İslÂm’dan uzaklaştırmaya cehd edecek, para sarf edecek; sen de kuvvet sarf edeceksin, karşı koyacaksın, koruyacaksın kendini…
Bu duşman kim olabilir? Birincisi ve ilk hatıra geleni; işte Yunanlı, daha başkaları… Yani memleketimize kasteden, malımıza kasteden! Bu topraklardan bunlar gitsin, ben almalıyım, buralar bizim olsun diyen insanlar, ilk hatıra gelen bu ve hepsi birbirine benzer. “Kufur tek millettir.” Hepsinin gozu bizim topraklarımızdadır. Bizim topraklarımız ta Viyana’ya kadar dayanıyordu, Yemen’e dayanıyordu. Basra, Bağdat bizim eyaletimizdi. Vali tayin ederdik. Mısır bizim, Libya bizimdi. Tunus, Cezayir, Fas bizimdi. Hepsi elden gitti. Başkaları aldı ve istismar ediyor. Amerika istismar ediyor, Fransız istismar ediyor. Zahirde bir başka şey gorunuyor ama İsrail istismar ediyor. Başkaları somuruyorlar netice itibariyle. Duşmanlarla uğraşmak ceşitli şekillerde olur. Saldırırsa sen de karşı koyarsın. İşte İstiklal Harbi! Yunanlı asker cıkarttı, biz de uğraştık, didindik, paramız yoktu, harplerden cıkmış, yorgunduk. Babalarımız, dedelerimiz, yiğitler harplerde şehit olmuşlardı. Kimi Yemen’de, kimi Galicya’da, kimi başka yerde. Bizi işte boyle gucsuz gorduler, artık bunlarda savaşacak adam kalmadı dediler… Ama nenelerimiz carpıştı, cocuklar carpıştı; ahalinin yaşlısı, genci, aksakallısı Allah’ın yardımıyla zafere ulaştı. Bu sonucu kendinden bilirsen yazıklar olsun sana! O, gene acıdı da bize buraları ihsan etti.
Bazen de duşman iceriden cokertmeye calışır bizleri. Kolaydır o zaman, kendisinin canı yanmaz. Bunlar asker millettir, bunları masada devirelim veyahut gizli olarak bir şeyler yapalım ve onları iceriden cokertelim derler. İclerinden donmeleri para vererek kandıralım ve bu memleketi icten cokertip hÂkim olalım, bunları İslÂm’dan ayıralım, kafalarını bozalım, zihniyetlerini, şuurlarını ifsat edelim de bize duşmanlık etmesinler derler. Gazeteyle, mecmuayla, mustehcen yayınla, eğlenceyle, zevkle, afyonla, ickiyle bu milleti curutup kendilerine kul kole yapmak isterler. Bunlara karşı koyacağız, bunlarla uğraşacağız.
Bizim nufusumuzun artmasından bile korkuyor. Korkusu bu 45 milyonun şuurlanmasından. O zaman halinin nice olacağından korkuyor. Kendisi cocuk yapmaktan ve buyutmekten tiksinmiş. Cocuğa bakmak kopek beslemekten daha zor geliyor. Kopeğe bir tasma takıp yanına alıyor, simidi bir ona ısırtıyor, bir kendi ısırıyor, dondurmayı bir ona yalattırıyor, bir kendisi yalıyor. Yatağına alıyor, odada gezdiriyor. Cocuk yetiştirmiyor, nufusu artmıyor. Bizim nufusumuzun arttığını gorunce de bunun onune gecmek icin care duşunmeye başlıyor. Duşmanın her hilesine bir tedbir lÂzım! O da cehd etmek, cihad etmektir. Cihad sadece hudutta bekleyip de kurşun sıkmak değil, duşman sana nereden, nasıl zarar vermek istiyorsa onun karşılığını vermektir. Seni İslÂm’dan ayırmak isteyene karşı İslÂm’ı oğreneceksin ve İslÂm’a hizmet edeceksin. KÂfirin burnunu surtmek icin inadına iyi musluman olacaksın.
KÂfir senin sadece kendi kendine ibadet etmeni istiyor. Evinde namaz kıl, evinde tesbih cek, bak hurriyet var! Daha ne istiyorsun? Başka hicbir şeye karışma, ben de burayı istediğim gibi somureyim diyor . Sen terleye terleye orakla buğdayı bic, harman yap cuvallara doldur, gemiler dolusu cuvalla buğdayı bana gonder. Ben onu yiyeyim. Ben de sana uc tane elektronik cihaz gondereyim, bir tane de ucak, hepsinin parasını telafi etsin. İşte duşman boyle istiyor, bizim gelişmemizi istemiyor. Hic duşundunuz mu bir savaş ucağı kac para? Milyarlar… Konya ovasının buğdayı kadar mala bir ucak veriyor, bir tıbbî cihaz veriyor. Uğraşacaksın, sabredeceksin o aleti kendin yapacaksın… Cihadın bir ceşidi budur. Duşmanın oyununa oyunla mukabele… Gecenlerde bir arkadaşın radyodaki şu sozu cok hoşuma gitti. Diyor ki: “Biz İslÂm’ı yukseltmeye calıştıkca Allah (celle celÂluh) bizi yukseltti.” Ne guzel bir soz… Biz İslÂm’ı yukseltmeye, Allah’ın dinini, kelimesini yaymaya calıştıkca Allah bizi yukseltti. Bizi uc kıtaya hÂkim kıldı. Biz o arzudan vazgecip keyfe, sefaya, zevke duşunce, Allah (celle celÂluh) bize yardım etmeyi bıraktı ve bu fecî duruma duştuk. Dunku vilayetlerimize, eyaletlerimize gidemez olduk. Adam musaade etmiyor, gelemezsin diyor. İbadet etmeye bile gidemiyorsun. Gelme diyor, istemem diyor, kulağımla duydum. Arabayla Riyad’dan cıktık. Yolda biri bağırıyor ve bize, “Ne arıyorsunuz burada? Gidin memleketinize!” diyor. Ben ibadet etmeye gidiyorum. Allah’a ibadet etmeye gidiyorum… Bak ne hallere duştuk.
İkinci cihad, şeytanla uğraşmak. Şeytan da buyuk duşmandır. Şeytan seni kandırmaya calışır. Senin damarına girer, damarlarının icinde dolaşır. Aldatmaya calışır. Şeytana uyma, onunla uğraş. Nefis insanın en buyuk duşmanıdır. Nefisle uğraş. Allah (celle celÂluh) senenin bir ayında bize nefsi yenmeyi oğretiyor. Başının ustunde guneş, karşında karpuz var, kesmişler, kıpkırmızı, simsiyah cekirdekleri var, kan gibi bir karpuz. Alamıyor, yiyemiyorsun. Neden? Orucluyum diyorsun. Boyle boyle nefsimizi yenmeyi oğreniyoruz. Oğrenirsek ne mutlu…
Cihadın bir şekli de Allah yolunda, “fî sebîlillÂh” haccetmektir der kitaplarımız. Allah rızası icin zahmetlere katlanıyorsun, tozlara topraklara bulanıyorsun. Allah yolunda baş acık, yalın ayak oraları ziyarete gidiyorsun. Allah (celle celÂluh) bize şuur versin de İslÂm’ı benimseyelim. Oyle ucundan tutmak değil, İslÂm benim dinim, imanım, inancım, dunya Âhiret sermayem, varım, her şeyim o diyerek… Biz İslÂm’ı benimseyelim ve İslÂm’a nasıl yardım edilecekse oyle yardım edelim. İslÂm’ı kucuk bir eşyamız kadar bile tutmuyoruz. İslÂm’a arabamıza baktığımız kadar bile baktığımız yok. Onu sadece yemeğimizin uzerindeki biber gibi tarcın gibi tuz gibi ağzımızın tadı daha iyi olsun diye tutuyoruz. Kendimize gore bir yaşayış yolu tutturmuşuz.
Musluman olmasak icimiz rahat etmeyecek, vicdanımız bizi iceriden durtecek, rahatsız edecek. Onun icin birazcık da muslumanız. Ama aslında yirminci yuzyılın dunyaya tapan, maddeye tapan insanlarıyız. Aman vicdanımız ikide bir bizi durtmesin, uykumuzu kacırmasın diye hafif hafif ucundan, kenarından Muslumanlık yapıyoruz. Oyle şey olmaz! İslÂm kale gibi sağlam bir şeydir. İcine girersin, her şeyinle musluman olursun. Ucundan kenarından, yarım yamalak tutmakla olmaz. Ama işte fiilen boyledir. Musluman diyarı mı, gor, dolaş bakalım dışarıyı… Biz bunları Avrupa’dan mı ithal ettik? Bu zavallıcıkların hepsi bizim akrabamız, kardeşimiz. Bak Avrupalı musluman oluyor. Biz eski ecdadımız gibi temiz, pak, ciddi, vakur, İslÂm’ı bilen, cevabı verebilen muslumanlar olsak adam musluman olacak. Arıyor kendisi, bizi gorunce yaklaşacak etrafımıza, musluman olacak. Niceleri musluman oluyor. İyi musluman olun. Başkasına da İslÂm’ı oğretin. Artık kendisine tedavi yapılan, uğraşılan insan olmaktan cıkın da başkalarına faydanız olsun. Başkalarını hak yola cekin, başkalarına oğretin, kendiniz oğrenin, başkalarını da musluman edin. Allah’ın dininin yardımcıları olun. Allah yolunda cihad edenlere bak cennette ne dereceler var. Cehd sarf edin, terleyin biraz. Para kazanmak icin sabahtan akşama kadar dolaşıyoruz, dağ taş demeden hepsini biliyoruz. Allah icin de tamamen oyle yapmamız lÂzım. Boyle nazlı musluman olmamak lÂzım. Sağlam, kavi musluman olmak lÂzım.

__________________