Ateş, insan cismine cok buyuk acı ve ızdırap verdiği icin ahirette kÂfir ve munÂfıkların cezası ateşle verilecektir. Boylelikle Cehennem, Allah'ın tutuşturulmuş ateşinin ismidir,
İşte Cehennem'in en acık vasfı ateş olduğu icin bazen, Cehennem yerine ateş manasına "nÂr" kullanılır:

"Şuphesiz ki munÂfıklar nÂr'ın en aşağı tabakasındadırlar. Onlara bir yardımcı bulamazsın."
(NisÂ, 145).
Cehennem'de gorulecek azabın miktar, şiddet ve şekillerini ancak Allah ve Rasûlu'nun bizlere bildirmesiyle ve bildirdikleri kadarıyla bilebiliriz.
Kur'an-ı Kerîm'de belirtildiğine gore;
a-Cehennem kÂfirleri cepecevre kuşatır:
"Cehennem inkÂr edenleri şuphesiz cepecevre kuşatacaktır."
(Tevbe, 49)
b-Cehennem ateşi sonmez:
"Biz sapık kimseleri kıyamet gunu yuzu koyun, korler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz. Varacakları yer Cehennem'dir. Onun ateşi ne zaman sonmeye yuz tutsa hemen alevini artırırız. "
(İsrÂ, 97)
c-Cehennem dolmak bilmez:
"O,gun Cehennem'e: "doldun mu?"deriz. O! " Daha var mı?" der. "
(Kaf, 30)
d- Kaynarken cıkardığı ses:
"Rablerini inkÂr eden kimseler icin Cehennem azabı vardır. Ne kotu bir donuştur. Oraya atıldıkları zaman onun kaynarken cıkardığı uğultuyu işitirler. Nerede ise ofkesinden catlayacak gibi olur. İcine her bir topluluğun atılmasında bekcileri onlara: "size bir uyarıcı gelmemiş miydi" diye sorarlar. Onlar evet, doğrusu bize bir uyarırı geldi; fakat biz yalanladık ve Allah hic bir şey indirmemiştir, siz buyuk bir sapıklık icerisindesiniz, demiştik " derler. "
(Mulk, 6-9)
e- "Ateş onların yuzlerini yalar, dişleri sırıtıp kalır. "
(Mu'minun, 104)
f- "Boyunlarında halkalar ve zincirler olarak kaynar suya surulur, sonra ateşte yakılırlar. "
(Mu'min, 70-72).
g- İnkÂr edenlere ateşten elbiseler kesilmiştir. Başlarına kaynar su dokulur de bununla karınlarındakiler ve derileri eritilir. Demir topuzlar da onlar icindir. Orada uğradıkları gamdan ne zaman cıkmak isteseler, her defasında oraya geri cevrilirler. Ve kendilerine "yakıcı azabı tadın"denir.
(HÂcc, 19-22).
h- Derileri yandıkca azabı tatmaları icin yeniden başka derilerle değiştirilir.
(NisÂ, 56).
i- Olumu isterler fakat azabları devamlıdır, olmezler.
(Zuhruf,74-77; Fatır,36).
Peygamberimizin (sav) ifadesine gore:
"Cehennem ateşi (miktarca ve sayıca) dunya ateşleri uzerine altmış dokuz derece fazla kılınmıştır. Bunlardan her birinin harareti butun dunya ateşinin harareti gibidir. "
Cezalar, işlenen suclar cinsinden olacaktır. Dilleriyle suc işleyenlerin cezaları dillerine; elleriyle gunah işleyenlerin cezaları ellerine vs. tatbik edilecektir.
CENNET ŞU ANDA VARMI ?
Ehl-i Sunnet inancına gore, Cennet halen vardır, yaratılmıştır, hazırlanmıştır. Nitekim şu ayet bunu acıkca ifade eder:

"Rabbinizin mağfiretine ve eni goklerle yer kadar olan Cennet'e koşun. O Cennet takva sÂhipleri icin hazırlanmıştır. "
(Âli İmrÂn, 133)
Peygamber Efendimiz (sav.) şoyle buyurmuşlardır:
"Demincek Cennet ile Cehennem şu duvarın yuzunde bana arz olundu."
"Cennet bana yaklaştı, o kadar ki, eğer cur'et edeydim salkımlarından bir tÂnesini size getirebilecektim."
CENNET'in GUZELLİKLERİ
Kur'an'da Cennet'in niteliklerinden bazılarına şu şekilde değinilir:
1- Altlarından ırmaklar akan, birbiri uzerine bina edilmiş yuksek koşkler (1), guzel meskenler (2)
2- Turlu ağac ve meyvalara, akar kaynaklara, gorunuş ve kokusu guzel, isteyenlerin yanına kadar sarktığından koparılması kolay, turlu bol meyvelere sahip (3)
3- Gonlun cekeceği her turlu yemek ve etler, turlu kokulu icecekler, temiz şaraplar ve ceşit ceşit tukenmez nimetleri iceren bir mekÂn.
"Onlara Cennet'te bir meyve, iclerinin cekeceği bir et verdik (vereceğiz)" (4)
"Canların isteyeceği ve gozlerin hoşlanacağı ne varsa, hepsi oradadır. Siz de orada devamlı olarak kalacaksınız. İşte bu, sizin calıştığınız ameller sebebiyle mirascı kılındığınız Cennet'tir. Sizin icin orada cokmeyveler vardır, onlardan yiyeceksiniz." (5)
"Cennet şarabından (dunya Şarabı gibi) mide ızdırabı yoktur" (6)
4- Cennet'te hayat sonsuzdur, kin yoktur, boş lÂf ve gunah'a sokacak soz işitilmiş. "Biz o Cennetliklerin kalblerindeki kinleri cıkarır atarız. Hepsi kardeşler olarak tahtlar uzerinde karşı karşıya otururlar. Orada kendilerine hic bir zahmet dokunmaz ve onlar oradan cıkarılacak da değillerdir" (7)
"Onlar Cennet'te ne bir boş laf işitirler ne de bir hezeyan. Ancak bir soz işitirler: SelÂm.. (birbirleriyle selÂmlaşır dururlar)." (8)
5- Cennet nimetleri insan hayalinin erişemeyeceği guzelliktedir. Cennet'i aslında dunya olculeriyle tarif etmek mumkun değildir. Bununla beraber Cennet'teki eşsiz nimet ve saltanatı anlayabilmemiz icin Allah TeÂl onu bize şu şekilde tasvir etmiştir: (9)
"İşte bu yuzden Allah onları o gunun fenÂlığından esirger.
* (Yuzlerine) parlaklık, (gonullerine) sevinc verir.
* Sabretmelerine karşılık onlara Cennet'i ve oradaki ipekleri lutfeder.
* Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar.
* Ne yakıcı sıcak gorurler orada, ne de dondurucu soğuk.
* Ağaclarının golgeleri uzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur.
* Yanlarında gumuş kaplar ve billur kaselerle, gumuşî beyazlıkta şeffÂf kupalarla dolaşılır ki olcusunde tavin ve takdir ederler.
* Onlara orada bir kÂseden icirilir ki karışımında zencefil vardır. (Bu şarap) orada bir pınardandır ki adına Selsebil denir.
* Cennettekilerin etrafında oyle olumsuz genc nedenler dolaşır ki, onları gorduğunde kendilerini etrafa sacılıp dağılmış inciler sanırsın.
* Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve ulu bir saltanat gorursun.
* Uzerlerinde ince yeşil ipekli, parlak atlastan elbiseler vardır.
* Gumuş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz icecekler icirir.
Onlara: "İşte bu sizin işlediklerinizin karşılığıdır, calışmalarınız şukre değer" denir. "
Cennet'in tasviri konusunda soylenecek son soz şu kudsî hadisin ifade ettiği durumdur:
Hz. Peygamber (s.a.s.) şoyle buyurmuştur:
CenÂb-ı Hak buyuruyor ki:
"Salih kullanım icin ben, Cennet'te hic bir gozun gormediği hic bir kulağın işitmediği ve hic bir insan gonlunun hatırlamadığı bir takım nimetler hazırladım."
Başka bir hadislerinde de, Rasûlullah (s.a.s.) Cennet'in gumuş ve Âltın kerpicten yapıldığını, harcının misk, taşlarının inci ve yakut olduğunu, oraya girenlerin bolluk ve refÂh icinde, uzuntusuz ve kedersiz yaşayacağını ebedî kalacaklarını, olmeyeceklerini, elbiselerinin eskimeyeceğini ve gencliklerinin yok olmayacağını ifade eder.
__________________