Beraat Gecesi Bunu Asla Yapmayın

Doğrusunu isterseniz, yapılmamasından bahsedeceğim konu sadece bu geceye mahsus bir olay değil Hayatın her karesinde bu konuya oldukca dikkat etmek gerekiyor Fakat bu mubarek gece hakikaten diğer gecelerden oldukca farklı… Bu gecenin, hepimizin yaşamını doğrudan ilgilendiren bazı yonleri var Kısaca hatırlatmak isterim

Fahreddin er-RÂzî, bu mubarek gecede, bir sonraki Beraat gecesine kadar kÂinatta olacak tum hadiselerin listesinin gorevli meleklere verildiğinden bahsetmektedir Buna gore; rızıkla ilgili defterler MikÂil'e (as), savaş ve zelzelelerle ilgili defterler CebrÂil'e (as), amel defterleri İsrÂfil'e (as), olum ve musibetlerle ilgili defter de AzrÂil'e (as) bu gece teslim edilmektedir

Yani bir sonraki Beraat gecesine kadar tum insanların yaşamındaki inişler cıkışlar, rızıklar ve kazanclar, aziz veya zelil olmalar, yukselmeler yada alcalmalar, zenginlik yada fakirlikler, başarı yada husranlar bu gece gorevli meleklere takdim edilmekte ve gelecek yılki Beraat gecesine kadar kainattaki tum olaylar buna uygun olarak cereyan etmektedir

Acaba var mıyız?
Konuyu ozetlersek, eğer bugun gunbatımına kadar omrumuz devam edecekse, bir onceki Beraat gecesi Azrail'e verilen listede ismimiz yer almamış demektir Eğer gelecek seneki Beraat gecesine kadar herhangi bir tarihte omrumuz sona erecekse, bu gece Azrail'e teslim edilecek listede ismimiz yer alacak demektir Eğer gelecek seneki Beraat gecesine erişme fırsatı bulacaksak, bu gece Azrail'e verilecek listede ismimiz yer almayacak demektir (İslami kaynaklarda bu gece ile ilgi verilen bilgiler bu istikamettedir Arzu edenler temel kaynaklardan daha ayrıntılı bilgi edinebilirler)

Gelelim, hic olmazsa bu gece asla yapılmasa iyi olur dediğimiz konuya…

Aman dikkat…

İnsanlık buyuk bir kirlenme cağında yaşıyor Gazete sutunlarından televizyon ekranlarına, sanal iletişim kanallarından yuz yuze iletişimin her turlusune varıncaya kadar toplumsal kirlenmenin ulaşmadığı ve bulaşmadığı yer nerede ise kalmadı

Boylesi bir ortamda kirlenen sadece doğa değil elbette… Ruhlar ve bedenler de kirlendi İnsan kaynaklı yanlış uygulamalar nedeniyle oluşan kuresel ısınma yuzunden kuraklığa ducar olan sadece yaşlı kuremiz (dunyamız) değil, sinelerimiz aynı zamanda… Doğallığını kaybeden sadece tabiat olmadı, doğmuş bedenler de ilk gunku saffetlerinden doğrusu cok uzaklaştılar

Boyle bir yazıyı yazma konusunda zihnimde cağrışım yapan konu, Sayın Fethullah Gulen'in "Kuraklığın tek sebebi kuresel ısınma değil…" şeklindeki acıklamasıydı Beni en cok etkileyen ise şu satırlar oldu; "Hz Musa, bir yağmursuzluk halinde yağmur duasına cıkıyor Bir cıkıyor, iki cıkıyor, uc cıkıyor, beş cıkıyor; ama yağmur bir turlu yağmıyor O olay vesilesi ile Hz Musa'nın Cenab-ı Hak'la mukÂlemesi (karşılıklı konuşması) meşhur "Ya Rabbi, yağmur duasına cıkın buyuruyorsun, cıktık, yine de yağmıyor" diyor Cenab-ı Hak bunun uzerine "Ya Musa, icinizde gunahkÂrlar var; hadiseye bir de bu zaviyeden bakın" diyor Hz Musa, "Ya Rabbi onlar herkimse bana soyle, ben de onlara gunahlarından arınmaları icin bir tevbe ettireyim" deyince, Allah: "Hayır, ben kullarımın ayıplarını sana faş edemem (acıklayamam, seninle paylaşamam) Hepiniz gidin topluca tovbe edin…" buyuruyor

Her yer dedikodu kaynıyor…

Yaz tatili nedeniyle surekli seyahat halindeyiz Cok sayıda insanla karşılaşıyoruz İki insan bir araya gelse, dedikodu carkı hemen calışmaya başlıyor Ulke bir baştan bir başa dedikodu kazanı gibi…

Dedikodu, başkalarını sahip oldukları iyi şeyler ve meziyetler nedeniyle ovmek değil elbette Kınamak ve cekiştirmek… Ayıpları ve kusurları faş etmek, yaymak…

Dedikodu; bahse konu olan kişi hakkında konuşulanlar meğer doğru olsa bile, eğer o sırada orada bulunsa yada bunların konuşulduğunu duysa uzulup kırılacaksa, o tur davranışlar icin kullanılan bir kavram Konuşulanlar yalan ise, o zaten iftira olur ki, o daha buyuk bir gunah… Dedikodu, biri hakkında doğru olan ayıbı veya kusuru başkasıyla paylaşmaktır

HÂlbuki dedikodunun oyle bir ozelliği var ki, birinin dedikodusunu yaptıktan sonra Allah'a binlerce kez tevbe etmek, af dilemek hicbir işe yaramıyor Kimin dedikodusu yapıldı ise, onunla yuzleşmek, ondan helallik dilemek gerekiyor "Ben senin hakkında şu kişiler arasında şoyle şoyle dedim, hakkını helal et demek…" icap ediyor Ne kadar zor değil mi?

Tıpkı, maddi konulardaki kul hakkı gibi… Ahmet'e borcun varsa Allah'ım bu borcum icin beni affet demeyeceksin Ahmet'e borcunu odeyeceksin Borcun kime ise onunla hesaplaşacaksın ve helalleşeceksin…

İnsan sevmediği ve hoşlanmadığı insanların dedikodusunu yapar HÂlbuki bu davranışı ile o, sevmediği ve hoşlanmadığı kişilerin gunahlarını da yuklenmiş olur Eğer kendinizi frenleyemeyip illaki dedikodu yapma ve dinleme keyfini yaşamak istiyorsanız, canınız kadar sevdiğiniz insanları cekiştirin ki, en azından sevmediğiniz insanların gunahlarını yuklenerek cehennem azabına ducar olmayın da, sevdiklerinizin gunahlarını yuklenmiş olun Daha mantıklı değil mi?

Hz Musa'ya ne demişti Allah'u Teala; "Yağmursuzluğun nedeni icinizdeki gunahkÂrlar Ama ben onların kim olduğunu sana acıklayamam"

Allah, kullarının ayıplarını, onları doğru yola iletsin diye gonderdiği peygamberi ile bile paylaşmazken, gunumuzdeki hale bakın… Gazete sutunları, televizyon ekranları, magazin programları, hatta haber programları, başkalarının ayıplarını, carpık ozel hayat ilişkilerini sanki normalmiş gibi yansıtan yayınlarla dolu… Bu tur yayınları izlemek ve kulak misafir olmak da aynı kapıya cıkar Kısacası anormal olan işler gunumuzde normal oldu…

Diyoruz ki, hic olmazsa bu gece, evet bu gece dilimize, gozumuze ve kulağımıza hÂkim olalım Başkalarının yapıp ettikleriyle değil, sadece kendimizle uğraşalım

Ben hic olmazsa sadece bu gece dedim ama elinizden geliyorsa her gecenizi Beraat'e cevirmek de mumkun…

Kandiliniz mubarek, geceniz beraata vesile olsun





Prof Dr Osman Ozsoy

__________________