Sadaka, talihsiz kavramlardan biri... Diğer bircok kavram gibi...

Muhammed Emin Gul / Semerkand Dergisi / Ocak 1999.

Sadaka, talihsiz kavramlardan biri... Diğer bircok kavram gibi... Zaman, yalnızca icini boşaltmakla kalmamış sadaka kavramının, kaldırıp sokmuş temelinden, izbe bir koşeye konduruvermiş.

İslam'ın ana değerlerinden biri iken, şimdilerde tenezzul buyurularak verilen, bir hakarete katlanmak gibi kabullenilen bozuk paradan ibaret oluvermiş.

Sadaka bu değildi aslında. Sadaka muminin her işinde, her adımında Rıza-yı Bari'ye ulaştıran bir kopru gibiydi. Sadaka muminin hayatı idi.

Her iyilik sadakadır

Resulullah (A.S.) Efendimizin emsalsiz ifadeleriyle:

"Her turlu hayır sadakadır. Din kardeşine gostereceğin guler yuz bir sadakadır. Kendi kovandaki suyu kardeşinin kovasına boşaltarak onun işini gormen de bir sadakadır." (Buharî, Muslim)

"İnsanın her gun butun ÂzÂları icin bir sadaka vermesi gerekir.
İki kişinin arasını duzeltmek bir sadakadır.
Hayvanına binene veya yuk yukleyene yardım edip yukunu kaldırmak bir sadakadır.
Yoldaki eziyet veren bir şeyi kaldırıp atmak sadakadır." (Buharî, Muslim)

"Guzel soz bir sadakadır.
Mescide giderken namaz icin atılan her adım bir sadakadır.
Yolunu kaybedene gideceği yeri tarif etmen,
Gozu gormeyene yardımcı olman,
Yoldan gecenlere zarar verecek taşı, dikeni, kemiği (vb.) atman bir sadakadır." (Tîrmizi, Ahmed b. Hanbel)

"Bir adam yolda giderken bir diken dalına rastladı. Kimseye eziyet vermemesi icin onu kenara attı. Bu işi Allah'ın cok hoşuna gitti ve onu affetti." (Buharî, Tirmiz&#238

"İmandan başka hic bir hayırlı ameli olmayan bir adam, yoldaki bir diken dalını kaldırdı. Bunu, yola sarkmış bir diken dalını kesip atarak ya da yola duşmuş bir diken dalını kaldırarak yaptı. Allah TeÂl onun bu yaptığından hoşnut oldu ve cennetine koydu." (Ebû Davud)

"Hangi Musluman elbisesi olmayan birini giydirirse, Allah'da ona cennetin yeşil elbiselerinden giydirir. Kim karnı ac olan birini doyurursa, Allah ona cennetin meyvelerinden ikram eder.
Kim susuz birine su ikram ederse, Allah ona cennetin misk kokulu iceceğinden icirir." (Ebu Davud, Tirmiz&#238

Efendimiz (A.S.), "her muslumanın sadaka vermesi vaciptir" buyurdular.
Ashap, "sadaka verecek bir şey bulamazsa ne yapar?" diye sordular.
"Calışıp kazanır; hem kendisi faydalanır, hem de başkasına sadaka verir."
"Calışamazsa ne yapar?"
"Muhtac olana bedenî gucuyle yardım eder."
"Yardıma gucu yetmezse ne yapar?"
"İyiliği emreder."
"Ona da gucu yetmezse?"
"Kimseye kotuluk etmesin, bu da kendisi icin bir sadakadır." (Buharî, Muslim)

Goruluyor ki, Allah'ın af ve mağfireti kulda kucuk bir vesile arıyor. Ve anlaşılıyor ki, o vesileyi bulduğunda rahmet kapılarını acıveriyor. Bu nedenle bu amellerden hic birini kucumsememek gerekiyor.

Gucumuz neye ve hangisine yetiyorsa ona talib olmalı, amelin kucukluğune değil, onu kim icin yaptığımıza bakmalıyız. Allah rızası icin yapılan hic bir amel kucuk ve basit değildir. Allah TeÂlÂ, rızasını taatları icinde saklamıştır. Bazen insanlar tarafından hic ehemmiyet verilmeyen bir amel, Allah katında insanın affına vesile olabilir. İman dairesine giren herkesin Allah icin yaptığı kucuk-buyuk her hayır, Yuce Rabbimiz tarafından değerlendirilecek ve karşılığında vaad ettiği rahmet verilecektir. İnsan, nefsi adına gunahkar da olsa, Rabbi icin hayır yapmaktan geri durmamalıdır. Arifler, hayrın da şerrin de kucuğu olmaz demişlerdir.
__________________