Mehmet ILDIRAR kaleme aldı, Semerkand Haziran 2011
Tasavvuf, nefsin terbiye edilip kalbin Allah’tan gayrısından temizlenmesi icin Kitap ve Sunnet dairesinde gayret etmek, calışmaktır. Burada nefsin terbiyesinin, kalbin temizliğinin onemi yanında, bu işin İslÂm’ın temiz akidesi, emir ve yasakları cercevesinde yapılmasının onemini oncelikli olarak vurgulamak gerekir. Cunku Allah TealÂ’nın İslÂm’dan başka bir dini yoktur ve bu dinin dışındaki başka bir inancla nefse muhalefet etmek kişiyi hakikate ulaştırmaz. ‘İstidrac’ denilen birtakım garipliklerle kişi doğruya ulaştım zannederken, iyice yanlışa saplanıp kalır.
İslÂmî olculerle kontrol edilmeyen nefs terbiyesi tasavvuf değil; şeyhi şeytan, akıbeti cehennem olan bir sapık yol olur. Bu sapıklıkla elde edilecek bazı olağandışı hallerin insanların gozunu boyamaktan ote hicbir kıymeti yoktur. Butun mesele kalbi Allah TealÂ’nın razı olduğu ahlÂk ile selim bir hale kavuşturmak ve İslÂm olarak yaşatmaktır.
İmam Rabbanî k.s. hazretlerine gore tasavvuf uc şeyin temini icindir: Once kalbi manevi hastalıklarından temizler. Kalp, emir alemindendir ve aslen yuzu Allah’a donuktur. Fakat dunya hayatına saplanarak kirlenmiş, ahlÂkı bozularak ilÂhi olan cevheri zarar gormuştur. Bize şah damarımızdan yakın olan Allah TealÂ’yı unutup uzaklaşmış, birer hastalık olan kotu huylar edinmiştir.
Tasavvuf, kalbi Allah TealÂ’ya karşı cahilleştiren, onu karanlıkta bırakan bu durumdan kurtarmak icin yapılacak olanın yolunu gostermiş, Ehl-i Sunnet sınırları icinde yontemi belirlemiştir. Usulunce calışılınca tasavvufun sağladığı ilk kazanc kalbin butun hastalık ve dunyanın gereksiz ağırlıklarından kurtulması, kendi gercek haline donmesidir.
İkinci olarak, kalp aslına donunce şuphe ve vesveselerden arınmış sağlam bir imanla kişi Allah TealÂ’nın rızasını kazanmayı can u gonulden ister ve itikad, ibadet ve muamelÂtıyla dinine dort elle sarılır, emirleri yerine getirip, yasaklardan sakınır.
Ucuncu olarak, tasavvuf terbiyesi altında yetişmiş musluman icin Peygamber Efendimiz s.a.v.’in sunnetini ihya etmek buyuk onem kazanır. Cunku doğru yolun, dinin, dolayısıyla tasavvufun habercisi O’dur. İnsanları kurtuluşa goturecek olan yaşayış şeklini, hal ve davranışları yine O gostermiş, nasıl yapmamız gerektiği konusunda ornek olmuştur. O’nun elinden tutmadan, O’nun yolunu takip etmeden, O’nun duası ve şefaati olmadan tasavvuf terbiyesi mumkun değildir. O butun murşitlerin murşidi, yol gostericilerin yol gostericisidir.
Tasavvuf, kişiyi Peygamberine bağlı, O’nun bildirdiklerine sadık bir musluman yapmaya calışırken, nefs, şeytan ve kotu insanlar da duşmanlıklarından geri kalmayacaklardır. Fakat tasavvuf terbiyesi zaten bu duşmanları alt ederek ilerlemeyi sağlamak icindir.
En onemli duşman da kişinin kendi nefsidir. Nefs aşırı isteklerle dunyaya onelir, Allah TealÂ’nın emir ve yasaklarına karşı lÂkayt ve tembel davranıp sadece kendi zevklerinin tatminini ister. Kalbi de aşağı cekmeye calışır. Cunku kalp melekleşmeye meyilli olduğundan nefsin istediği hayatla tamamen zıt hareket edip onu engeller.
Kalp nefse teslim olmadığı surece nefsin yapabileceği bir şey yoktur. Cunku kalp insan varlığında en onemli yere sahiptir ve padişah hukmundedir. Bu padişahın hastalanıp yataklara duşmuş, kimseye soz geciremeyip cevresine oyuncak olmuş hali icler acısıdır. Fakat insanın aklı kalbin yardımcısıdır. Eğer akıl insafla hareket eder, gecici dunyaya bağlanmanın, gercek ve sonsuz hayat olan ahirete sırt donmenin sacmalığını itiraf ederse, kalbe yardım etmiş olur.
__________________
Tasavvufun Uc Meyvesi
Dini Bilgiler0 Mesaj
●27 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Tasavvufun Uc Meyvesi