“Biz hep dine karşı olanları, din duşmanlarını konuşuyoruz. İHL’lerde ve Kuran kurslarında pek oğrenci kalmadı diye şikayetci oluyoruz. ‘28 Şubat sureci yuzunden bunlar başımıza geldi !’ diyoruz. Ancak ben oyle duşunmuyorum. “Allah bizi cezalandırdı!” diye duşunuyorum.
İHL ve Kuran kursları ağzına kadar doluyken sanki biz o oğrencilerin kıymetini bildik mi? Cocuk psikolojisinden, ergenle iletişimden anlamayan hocalar yuzunden cocukları camiden de dinden soğuttuk.
“Eti senin kemiği benim” diyerek cocuklarını kurslara teslim etti aileler. Uslup yanlış olsa da niyetleri iyi idi. “Dayak cennetten cıkmıştır” yalanına iman etmiş hocaların elinde bir neslin cocuklarını ve genclerini heba ettik.
Şimdi de oğrenci gelse de okutsak diye dua ediyoruz.”

“Ozeleştiri yapmak ve hataları itiraf etmek” insanın gecmiş hatalarını yok etmez, ancak ilerde yapabileceği hataların onune gecer. Yukarıda ki sozleri, bir Kuran kursunda hocalık yapan değerli bir arkadaşım soyledi. İcerden birinin bu kadar samimi itiraflarda bulunması bence cok onemlidir.

Cocuk eğitimi konusunda toplum olarak cok buyuk hatalar yaptık. Ancak en buyuk hatayı da, maalesef dindar insanlar, cocuklarına dini sevdirme adına yaptı.
Bir insan, evladına ders calışma alışkanlığı kazandırmayı başaramasa, cocuğun okul hayatı sıkıntılı gecer. Zayıflar alır, sınavları kazanmaz vs. liseyi zoraki de olsa bitirip hayata atılır. Herkes okumak zorunda değil.
Bir insan evladına calışkan olmayı oğretemezse, tembel bir insan olur. İş hayatında durağan bir surec yaşar. Calışkan bir insanın geldiği yere gelemese bile, hayatını o şekilde devam ettirir.
Ancak bir insan evladına dinini sevdirmeyi başaramazsa, cocuk dinden soğur. Ozellikle de, dini sevdirme adına yapılan hatalar, cocuğu dinden iyice uzaklaştırabilir.

* * * * * * *

Sabah namazı yuzunden Ateist oldum”


Dindarların cocuklara dini sevdirme hatalarını konuştuğumuz bir arkadaşım, işyerinde ki “ateist” bir arkadaşından dinlediklerini bana anlatmıştı.
“Sabah namazına beni kaldırmaya gelen babam, bir surahi su dokerek beni kaldırırdı. O zamanlar babamdan korktuğum icin kalkardım. Tabi ne abdest alırdım ne de namaz kılardım. Abdest alıyormuş gibi yapar, namaz kılmış gibi geri yatardım. Ancak babama olan ofkem artardı.
Babama olan ofkem evden uzaklaşınca babamın savunduğu tum değerlerden uzaklaşmak olarak hayatım da yerini aldı. Babama olan ofkem beni bugun ateist yaptı.”
Ateist haklı değil elbette, ancak “bir surahi su ile” oğlunu sabah namazına kaldırmaya calışan baba da masum değil.

* * * * * * *


Sabah namazına cocukları alıştırmak icin oğrendiğim bir yontem cok hoşuma gitmişti. Eskiden alimler sabah namazına kalkınca, cocukları kac aylık yada kac yaşında olursa olsun, yanına gider cocuğun burnundan hafifce sıkar, evladına dua eder, sonra da namaza gider yada namaz sonrası yatarmış.

Her gun sabah namazı vaktinde burnu sıkılarak, uykusuna hafif bir “sekte” vurulan cocuğun sabah namazına kalkma alışkanlığı kazanması cok daha kolaydır. Bir surahi sudan daha etkili, daha kalıcı, daha faydalı bir yol olduğu kesin.

* * * * * * *


Turkiye’de dindar insanlar yıllarca, Peygamber efendimizin tek bir cocuk dovmediğini bildiği halde, “Dayak cennetten cıkmıştır” yalanına inanarak, cocuklara dine sevdirmek icin, dayak yontemini kullandık.
Hata yaptığımızı itiraf etmeliyiz.

Namaz kılmayı cocuklara sevdirmenin “kalıcı” yontemlerini bilmeyen dindar insanlar, yıllarca cocuklara namazı sevdirme adına hatalar yaptılar.
Hata yaptığımızı itiraf etmeliyiz.

Hatalarımızı itiraf etmeyip, doğru yontemleri oğrenmeye ve kullanmaya başlamazsak, “sabah namazı yuzunden ateist olan” insanların sayısı artmaya devam edecek.

Sait CAMLICA Eğitimci – Yazar
__________________