Meal Muslumanlığı
Uveys AKI
İnternet ve iletişim teknolojisinin de gelişmesiyle, Batı’nın İslÂmı ortadan kaldırma planlarının bir parcası ve basamağı olan “Kur’an Muslumanlığı” ya da “Kur’an merkezli İslam anlayışı” adı altında, insanları Sunnetten koparılmış bir Kur’an anlayışına surukleme calışmaları da hız kazanmaya ve Muslumanlar arasında sesini duyurmaya başladı. Temeli, Sunneti inkar ederek Kur’an ayetlerini kendilerinin yorumlamasına zemin hazırlamak olan bu tuzağa ne yazık ki Muslumanlardan aldananların sayısı azımsanacak sınırı aşmış gorunuyor. Herhalde bu aldanmanın en buyuk sebebi, soylemlerin “Kur’an merkezli” maskesi taşımasıdır. İşte bu maske ile gercek duşman asıl yuzunu gizlemeyi başarmış ve bize de onların oltalarına takılanları uyarmak kalmıştır. Aslında bu sapkın anlayışa karşı ilk uyarıyı yapan bizler değil, şu kavli şerifi ile bizzat O Sunnetin sahibi olmuştur;
"Benim emrettiğim veya nehyettiğim bir konu kendisine iletildiğinde sakın sizden birinizi, koltuğuna yaslanmış olarak, "biz onu bunu bilmeyiz. Allah'ın kitabında ne gorursek ona uyarız, o kadar" derken bulmayayım."[1]
Hadiste ki “Koltuğa yaslanmış olarak” vurgusu, kendini Sunnetten mustağni goruşun, kibrin, ucûbun ve kustahlığın sunnet munkirleriyle butunleştiğinin ifÂdesidir. Son kelime zaten tehdit icerikli olup, bu insanların sapkınlığını ortaya koymaya ziyadesi ile kÂfidir.
Gercek şudur ki; RasulullÂh(aleyhisselam)’ın sozleri, fiilleri ve takrirleri Kur’anı Kerim’in tefsiridir.
O halde muminler, Sunnete karşı nasıl bir tavır takınmalıdır ?
Bu sorunun cevabını da Kur’anı Kerimde buluyoruz.
“Aralarında hukum vermek icin Allah’a ve Resûlune davet edildiklerinde, mu’minlerin soyleyeceği soz ancak, “işittik ve iman ettik” demeleridir. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.”[2]
Peygamber Efendimiz(aleyhisselam)’e itaati emreden daha bircok ayetler mevcuttur. O halde bu ayetlerle, bildiğimiz hatta ezberlediğimiz bir gercek de isbÂtına kavuşuyor ki; oda islamın kaynağının yanlız Kur’an değil aynı zamanda Sunnet olduğu ve kurtuluşun da her ikisine tabi olmakla mumkun olduğudur.
Bu sapkın anlayışın Turkler uzerindeki tezahuru, arapca bilmeyişin de etkisi ile farklı bir boyut kazanmaktan kendini alamamış olacak ki, teoride “Kur’an Muslumanlığı” yada “Kur’an merkezli İslam anlayışı” soylemleri, pratikte meal muslumanlığı şeklini almaktadır.
Meal muslumanlarının Sunnete temessuk etmeden, ilimsiz, usulsuz, mucerred akılla Turkce mealler okuyarak kendi hevalarına gore İslam dinini anlamaya calışma cabalarının sonu kacınılmaz olarak meal muctehidliği olmaktadır.
Bakın Elmalılı Hamdi yazır bu gibiler hakkında ne diyor;
“Doğrusu Kur’an’ı cidden anlamak, tetkik etmek isteyenlerin onu usuluyle Arapcasından ve tefsirlerden anlamaya calışmaları zaruridir. Kur’an’ın falan tercumesinde şoyle demiş diyerek hukumler cıkarmaya calışmamalıdır. Bunu imanı olanlar yapmaz. Kendini bilen insaflı insan da yapmaz.
Kur’an’dan bahsetmek isteyenler onu hic olmazsa harekesiz olarak yuzunden okuyabilmelidir. Mamafih oyle kimseler goruyoruz ki Kur’an’ı harekesiz olarak okumak şoyle dursun, harekesiyle bile duzgun okuyamadığı halde onun hukumlerinden ve manalarından ictihada kalkışıyor. Oylelerini goruyoruz ki Kur’an’ı anlamıyor ve ‘tefsirlere mufessirlerin yorumları karışmıştır’ diye onları da kaale almak istemiyor da, eline gecirdiği tercumeleri okumakla Kur’an’ı tetkik etmiş olacağını iddia ediyor. Duşunmuyor ki okuduğu tercumeye, alim mufessirlerin tevili (yorumu) değil de cahil mutercimin goruşu ve yorumu, hatası ve noksanı karışmıştır.” [3]
Kur’anı Kerim hakkında ilmi olmaksızın konuşmayı Peygamber Efendimiz(aleyhisselam) şu hadisi şerifleriyle yasaklamış ve bu işin neticesini bizlere haber vermiştir;
“Kur’an hakkında ilmi olmaksızın soz soyleyen cehennemdeki yerine hazırlansın”[4]
“Kendi re’yiyle Kur’an hakkında soz soyleyen kimse isabet etsede hata etmiştir”[5]
Burada Kur’an hakkında kendi re’yiyle soz soylemekteki temel maksad, Sunneti ve işin ehli olan mufessir ulemayı goz ardı ederek, ayetleri ilimsizce kendi hevÂsına uydurmaya calışarak izah etme gayretidir. Boyle yapan isabet etse de hata etmiştir, zira din gibi en onemli bir meselede burnunu bilmediği ve ehli olmadığı işlere sokmuştur .
Tabiin imamlarından Mucahid (rha) “Allah’a ve ahret gunune iman eden bir kişi icin; Lugat-ı Arabiyyeyi bilmeden Kur’an hakkında konuşmak helal değildir”[6] buyurmuş, AllÂme Alûsi ise “Lugatı Arabiyye konusunda Âlim olmayan bir kişinin Kur’anı tefsir etmeye kalkışması haramdır”[7] diyerek meselenin imÂni boyutlara kadar varan tehlikesine ve toplumun İslam anlayışına getireceği carpıklığa işaret etmiştir.
Bu sapmış guruhun bir başka versiyonu da Kur’ana uymayan hadisleri kabul etmiyoruz, diyerek hadisleri guya meallere kıyasla pirinc ayıklar gibi ilimsiz ve şuursuzca ayıklamaya calışanlardır. Temelde vardıkları veya varmaya calıştıkları nokta aynı olup, sunneti inkar etmede yalnızca biraz daha geliştirilmiş bir metodları vardır. Ama ne hikmetse hep on dort asırlık hataları duzeltmeye muvaffak olurlar !. Mesela İsa (aleyhisselam)’ın ahir zamanda ineceğine dair manevi tevatur mertebesine ulaşmış sayıdaki hadisleri uydurma, tum ehli sunnet ulemasını da cuhela ilan ederek inkar ederler. “Deliliniz nedir ?” derseniz Kur’an meallerini kast ederek “Kur’an” derler. Biraz daha netleştirmelerini istediğinizde alacağınız cevap “İsa (aleyhisselam) ahir zamanda gelecek olsa idi bu konuda Kur’anda acık beyan bulunması gerekirdi.” şeklinde olacaktır. İşte onların Kur’an’dan delilleri budur. Hadisleri inkar etmede ve icmayı yok saymadaki tek delilleri, Kur’an meallerinde hadislerle aynı manada ayetler bulamayışlarıdır. Bu durumu da, hadislerin Kur’ana muhalif olması zannederler. İşte onların hadisleri Kur’an suzgecinden gecirme mantıkları boyledir ve en ufak bir tereddut gostermeden sahih olup olmamasına da bakmaksızın hadisleri boylece suzer ve atarlar. Zira bu iş onların indinde makarna suzmekten bile daha kolay ve risksizdir !
O halde bunca ehli sunnet ulemasının durumu nedir onlara gore derseniz ? “Uyduruk rivayetleri din zanneden, hayatında Kur’anı hic okumamış yada okusada onlar kadar anlayamamış cahillerdir”(HÂşa).
Bu konuda soylenmesi gereken daha cok sozler vardır, ancak koşemiz bu kadarına musait olduğundan dolayı şu hadisi şeriflerle makaleme son veriyor ve meselenin yorumunu vicdanlarınıza bırakıyorum.
“Ummetimin ihtilafa duştuğu zamanda sunnetime sımsıkı sarılan kor ateşi elinde tutan gibidir”[8]
“İnsanlar uzerine oyle bir zaman gelir ki, o zamanda dini uzere sabreden kimse kor ateşi elinde tutan gibidir.”[9]
Selam ve dua ile…
[1] Ebu Davud-Sunen, Tirmizi-İlim, İbni Mace-Mukaddime
[2] Nur Suresi 51
[3] Hak Dini Kur’an Dili Cild:1 sahife:15
[4] Suneni Tirmizi
[5] Suneni Tirmizi
[6] Et-tibyan Fi Ulumi’l Kur’an
[7] Ruhul Meani (Alusi) c:1 sh:5 Beyrut-1975
[8] Hakim İbni Mesud’dan
[9] Tirmizi
__________________
Meal Muslumanlığı
Dini Bilgiler0 Mesaj
●26 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Meal Muslumanlığı