Aslında binlerce vardır ama benim hoşuma giden bir bolum var. Sizinle paylaşmak istedim

"
Bir eczahanede, gayet muhtelif maddelerle dolu, yuzer kavanoz şişeler bulunuyor. O edviyelerden, zîhayat bir macun istenildi. Hem hayattar, harika bir tiryak, onlardan yapılmak icap etti. Geldik, o eczahanede, o zîhayat macunun ve hayattar tiryakın coklukla efradını gorduk. O macunlardan herbirisini tetkik ettik.
Goruyoruz ki, o kavanoz şişelerden herbirisinden, bir mizan-ı mahsusla, bir iki dirhem bundan, uc dort dirhem otekinden, altı yedi dirhem başkasından, ve hÂkezÂ, muhtelif miktarlarda eczalar alınmış. Eğer birinden, bir dirhem ya noksan veya fazla alınsa, o macun zîhayat olamaz, hÂsiyetini gosteremez. Hem o hayattar tiryakı da tetkik ettik. Herbir kavanozdan bir mizan-ı mahsusla bir madde alınmış ki, zerre miktarı noksan veya ziyade olsa, tiryak hassasını kaybeder.


O kavanozlar elliden ziyade iken, herbirisinden ayrı bir mizanla alınmış gibi, ayrı ayrı miktarda eczaları alınmış.
Acaba hicbir cihette imkÂn ve ihtimal var mı ki, o şişelerden alınan muhtelif miktarlar, şişelerin garip bir tesaduf veya fırtınalı bir havanın carpmasıyla devrilmesinden, herbirisinden alınan miktar kadar, yalnız o miktar aksın, beraber gitsinler ve toplanıp o macunu teşkil etsinler? Acaba bundan daha hurafe, muhal, bÂtıl birşey var mı? Eşek muzaaf bir eşekliğe girse, sonra insan olsa, “Bu fikri kabul etmem” diye kacacaktır.
İşte bu misal gibi, herbir zîhayat, elbette zîhayat bir macundur. Ve herbir nebat, hayattar bir tiryak gibidir ki, cok muteaddit eczalardan, cok muhtelif maddelerden, gayet hassas bir olcuyle alınan maddelerden terkip edilmiştir. Eğer esbaba, anÂsıra isnad edilse ve “Esbab icad etti” denilse, aynen eczahanedeki macunun, şişelerin devrilmesinden vucut bulması gibi, yuz derece akıldan uzak, muhal ve bÂtıldır.
Elhasıl, şu eczahane-i kubrÂ-yı Âlemde, Hakîm-i Ezelînin mizan-ı kaz ve kaderiyle alınan mevÂdd-ı hayatiye, hadsiz bir hikmet ve nihayetsiz bir ilim ve herşeye şÃ‚mil bir irade ile vucut bulabilir. “Kor, sağır, hudutsuz, sel gibi akan kullî anasır ve tabÂyi ve esbabın işidir” diyen bedbaht, “O tiryak-ı acip, kendi kendine, şişelerin devrilmesinden cıkıp olmuştur” diyen divane bir hezeyancı, sarhoş bulunan bir ahmaktan daha ziyade ahmaktır. Evet, o kufur ahmakane, sarhoşÃ‚ne, divanece bir hezeyandır."


Daha fazlası icin Bediuzzaman hazretlerinin Tabiat Risalesini okuyabilirsiniz. Cok istifadeli..

__________________