Dil, insanın gonlunun, gonul ise rûhun, rûh da, insanın hakikatinin aynasıdır. Dil, iki tarafı keskin bir bıcak gibidir. İnsana zarar, dilinden gelir ve dil, insanı aziz ettiği gibi, zelil de eder. Bunun icin Peygamber (s.a.v.) Efendimiz;
(Ya hayr soyle, ya sukût et, sus) buyurmuşlardır.

Bir kimse Eyyûb SahtiyÂnî hazretlerine;
-Bana nasîhatte bulunur musunuz deyince, cevap olarak;
-Diline sÂhib ol, az konuşmaya dikkat et buyurmuştur.

Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk, Allahu teÂlÂnın rÂzı olmadığı birşeyi soylememek icin, oniki sene mubÂrek ağzına taş koymuş ve uygun birşey soyleyeceği zamÂn, taşı cıkarırlarmış.

Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz;
(Bir kimse, dilini tutarsa, Allahu teÂl onun utanacak şeylerini orter. Gadabını tutarsa, kıyÂmet gunu, Allahu teÂl azÂbını ondan ceker. Bir kimse Allahu teÂlÂya yalvarırsa, onun duÂsını kabûl eder) buyurmuşlardır.

Kalb temiz olursa, dilden guzel sozler cıkar. Kişi, dilinin altında gizlidir, konuşunca belli olur.
Zunnûn-i Mısrî hazretlerine;
-Kalbini en guzel koruyan kimdir? diye sorduklarında;
-Diline en cok hÂkim olan cevÂbını vermiştir.
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de;
(En kıymetli amel, elinden ve dilinden kimsenin incinmemesidir) buyurmuştur.


Lokman Hakîm hazretleri, oğluna nasihat ederek buyurur ki:
“Ey oğlum! MerhÂmet eden merhÂmet bulur. Sukût eden selÂmete erer. Hayır soyleyen kÂr eder. Kotu konuşan gunÂhkÂr olur. Diline hÂkim olmayan pişman olur”

Bir kimse, dilini kontrol ederse, din ve dunyÂsı da ıslÂh olur, selÂmet bulur.
Sa’dî ŞîrÂzî hazretleri buyuruyor ki:
“Dil, şukretmek icindir. Rabbini bilen, dilini gıybet icin kullanmaz. Kulak; Kur’Ân-ı kerîm ve nasîhat dinlemek icindir. BÂtıl ve boş sozler icin değildir. Goz; Allahu teÂlÂnın kudret ve san’atını gormek icindir. Eşin dostun ayıbını gormek icin değildir.”
Hakiki bir musluman, diline sahip olur, yalan soylemez, gıybet etmez, dedikodu yapmaz ve dili ile, eli ile kimseyi incitmez. Zaten başkasını incitmek harÂmdır, gunÂhtır ve fitne cıkmasına sebep olur. Fitne cıkmasına sebep olmak ise, ayrıca dah buyuk gunÂh olur.
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz buyuruyor ki:
(Kimse ile munÂkaşa etmeyen, haklı olsa bile, dili ile kimseyi incitmeyen muslumÂnın Cennete gireceğini size soz veriyorum. Şaka ile vey yanındakileri guldurmek icin olsa bile, yalan soylemiyenin Cennete gireceğini size soz veriyorum. İyi huylu olanın Cennetin yuksek derecelerine kavuşacağını size soz veriyorum!)


Her muslumanın dilini koruması, ona sahip olması lÂzımdır. Zira 54 farzdan birisi de, kişinin dilini harÂm, fuhuş olan sozlerden korumasıdır. Korumazsa, bu hÂl insanı Cehenneme surukler.

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz;
(Cok namÂz kılan, oruc tutan, sadaka veren, fakat dili ile komşularını incitenin gideceği yer Cehennemdir) buyurmuşlardır.

İbrÂhim Desûkî hazretleri omrunun son gunlerinde talebelerine hitaben;
“Ey evlatlarım! Omrunuz her gecen gun azalmakta, eceliniz yaklaşmaktadır. Bir gun bu uzerinde yaşadığınız duny durulecek, kıyÂmet kopacaktır. Hergun amel defterinizi hayırlı işlerle doldurmaya bakınız. Boyle yapanlara mujdeler olsun. Amel defterlerini, yasaklardan kacmayarak gunahlarla dolduranlara da yazıklar olsun. Vakitlerinizi isrÂf etmeyiniz. Zamanlarınızı boşa gecirmeyip değerlendiriniz. Yoksa pişmÂn olursunuz. DuÂnızın kabûl olmasını istiyorsanız, helÂlden yiyiniz ve musluman kardeşlerinizin hakkında yersiz soz etmekten dilinizi tutunuz” diye nasîhat etmişlerdir.

Mansûr bin AmmÂr hazretleri de bir talebesine hitaben;
“Sıkıntıdan kurtulmak istiyorsan, dunyÂyı istemeyi bırak, ozur dilemekten kurtulmak istiyorsan, diline hÂkim ol” buyurmuştur.
Netice olarak, her fenalıktan uzak kalmanın yolu, dili tutmaktır. Zira dil, canavar gibidir, serbest bırakılırsa insanı parcalar. Dili muhafaza etmeli ki, insanı sokmasın. Cunku dil, buyuk bir yılan gibidir.

Bişr-i HÂfî hazretlerinin buyurduğu gibi:
“DunyÂda azîz olmak, Âhirette selÂmette kalmak isteyen, diline sÂhib olsun.”
Alıntıdır



__________________