İlk ne zaman yapıldı, Kim yaptı bilinmiyor: KÂbe

“Bir zamanlar İbrahim, İsmail ile beraber Beytullah’ın temellerini yukseltiyor. (şoyle diyorlardı) Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur: Şuphesiz sen işitensin, bilensin”. (Bakara Suresi – Ayet no: 127)

Kabenin yapılışı hakkındaki rivayetlere gore, Hz.Adem ile Havva cennetten cıkarıldıkları vakit yeryuzunde Arafat’ta buluşurlar, beraberce batıya doğru yururler.Kabenin bulunduğu yere gelirler. Bu esnada Hz.Adem, bu buluşmaya şukur olmak uzere Rabbine ibadet etmek ister ve cennette iken, etrafında tavaf ederek ibadet ettiği nurdan sutunun tekrar kendisine verilmesini diler. İşte o nurdan sutun orada tecelli eder ve Hz.Adem, onun etrafında tavaf ederek Allah’a ibadet eder. Bu nurdan sutun Hz.Şit zamanında kaybolur, yerine bir taş kalır. Bunun uzerine Hz.Şit, onun yerine taştan onun gibi dort koşe bir bina yapar ve o siyah taşı binanın bir koşesine yerleştirir. İşte bugun Hacerul Esved diye bilinen siyah taş odur. Sonra Nuh tufanında bina kumlar altında uzunca bir sure gizli kalır. Hz.İbrahim Allah’ın emri ile Kabe’nin bulunduğu yere gider. Oğlu İsmail, annesi ile birlikte orada iskan eder. Sonra İsmail ile beraber Kabe’nin yerini kazar. Hz.Şit tarafından yapılan binanın temellerini bulur ve o temellerin uzerine bugun mevcut olan Kabe’yi inşa eder. Ayette “Beytullah’ın temellerini yukseltiyor” cumlesi bunu ifade eder.”






"İnsanın ilk evi" şeklinde adlandırılan ve her gun yuz milyonlarca Musluman'ın, o yone donerek ibadet ettikleri Kabe'nin ne zaman ve kim tarafından yapıldığı bilinmiyor, ote yandan Kabe'nin Hz. İbrahim tarafından ikinci kez inşa edilmesi sırasında bazı esrarengiz olayların yaşandığı belirtiliyor.

DUNYADA YAŞAYAN ve ceşitli dinlere mensup insanların farklı farklı ibadet şekilleri vardır. Her inanc sahibi, kendi dininin gerek­tirdiği şekilde her gun ibadetini surdurur. Kabe, Muslumanların ibadetinde cok onemli bir yer tutar. Her gun dunya uzerinde yaşayan milyonlarca Musluman, nerede olurlarsa olsunlar, Kabe'nin bulunduğu yonu hedef alıp, o yone doğru namaz kılarlar.

Kabe'nin yerini arıyor
Bircok kaynağın bildirdiğine gore, Kabe'nin bu gunku duruma gelişi, Hz. İbrahim'in zama­nına değin uzanır. İslam metinlerinde Allah'ın Hz. İbrahim'i Kabe'yi inşa etmekle gorevlendirerek Mekke'ye gonderdiği yazılı­dır. Bununla birlikte, Kabe'nin Hz. İbrahim' den cok cok daha eski donemlere uzanan bir gecmişi olduğu da soyleniyor. Cunku Hz. İbrahim'in KÂbe'yi inşa etmek icin Mekke'ye geldiği sırada, "Kabe'nin yerini aradığından" soz ediliyor. İnanışa gore Kabe cok onceleride vardı. Fakat Nuh Tufanı sırasında yıkıla­rak kayboldu. İşte Hz. İbrahim de Kabe'nin ozgun yerini bulmak ve onu yeniden inşa etmekle gorevlendirilmişti.

Dunyadan 2000 yıl once yaratıldı
İslam bilginleri arasındaki yaygın inanca gore, "Allah gokleri ve yeri yaratmadan 40 yıl ince, Kabe su uzerinde bir kopuk halinde bulunuyordu." Yeryuzu o kopukten doşenmiştir. Dolayısıyla Kabe, kÂinatın mayasını oluşturmaktadır. Bir başka soylentiye gore de Allah yeryuzune ait hicbir şey yaratmadan 1000 yıl once Kabe'nin yerini yaratmıştı. Aynı inanışa gore Kabe'nin temelleri yerin yedi kat altına kadar uzanır.

İlk tavaf ne zaman oldu?
Hz. Muhammed'in oğlu Hz. Huseyin'in oğlu Muhammed, babası ile bir adamın arasında gecen ilginc bir konuşmaya tanık olduğundan soz eder. "Babam ile beraber Mekke'de Mes­cidi Haram'daydik. Babam Kabe'yi tavaf ediyordu, ben de onun arkasından gidiyordum. Birden babamın yanına bir adam yaklaştı ve şoyle dedi: 'Ey Resulullah'ın oğlu! Sana bir şey sormak istiyorum'. Babam ise tavaf bitin­ceye kadar adamla konuşmadı. Daha sonra babam tavafını bitirdi ve Kabe'nin oluğunun (mizab) altında durdu. O adam tekrar geldi ve babama şunu sordu: 'Kabe'yi tavafın başlangı­cını soruyorum. Tavaf ne zaman, nasıl ve nicin yapılmıştır?' Şam yoresinden geldiğini oğrendi­ğim bu adama babam şunları anlattı:"

"Yeryuzune bir halife gondereceğim"
"Şam'lı kardeş, şimdi sana soyleyeceklerimi iyi ezberle ve doğru olarak anlat. Kabe'yi tavafın başlangıcı şoyledir: Allah meleklere, 'Ben yer­yuzune bir halife gondereceğim' dediği zaman melekler ona, 'Ey bizim Rabbimiz! Halife, yer­yuzunu fesada uğratacak, orada kanlar akıta­cak, duşmanlıkta bulanacak, suc ve cinayet işleyecek kimselerden, yani bizden başkasın­dan mı tayin olunacak? Rabbimiz, o halifeyi bizim aramızdan sec' şeklinde ısrar ettiler. Allah ise şoyle dedi: 'Ben şuphesiz sizin bilme­diklerinizi de bilirim.' "


Gokteki beyt
"Melekler bunun uzerine Rab'larına karşı yap­tıkları bu itirazdan oturu, O'nun gazabını anla­***** Arş'a sığındılar. Başlarını yukarıya kaldırarak Allah'a yalvarmaya başladılar. Bu şekilde hic durmadan saatlerce arşı tavaf etti­ler. Bu hareketlerinden oturu Allah meleklere acıdı. Bundan sonra da Allah arşın altında dort direkli bir 'Beyt' (ev) koydu. Bu Beyt'in direkle­rini kırmızı yakuttan susledi ve ona Beyt'ud Darrah adını verdi. Sonra da meleklere şoyle dedi: "Arşı tavaf etmeyi bırakın da bu Beyt'i dolaşın.' Bunun uzerine melekler bu gokteki Beyt'in cev­resinde tavafa başladılar. (Bazı araştırmacılar Darrah'ın, gokte tam Kabe'nin hizasında bulunduğunu ve buna da Beyt'ul-Mamur denildiğini one suruyorlar).

Melekler Kabe'nin temelini kazıyorlar
Yine bir diğer İslam inancına gore, Âdem, cennetten yeryuzune indirildiğinde, Allah onu teselli etmek icin melekler aracılığıyla yeryuzune bir beyt indirmişti. Melekler yeryu­zune inip Kabe icin yedinci kata kadar varan bir temel kazdılar. Temele ancak otuz kişinin kaldırabileceği buyuklukte taşlar yerleştirdi­ler. Âdem de bu sağlam temelin uzerine cen­netten indirilen beyti yerleştirdi. Ve onun cevresinde ilk tavaf eden kişi oldu.

Tufan'da kayboldu
Nuh Tufanı'nda ise Kabe'nin yeri kayboldu. Tufan'dan, Hz. İbrahim'in zamanına kadar yeri de belirsiz kaldı. Sadece Kabe'nin bulun­duğu alan biliniyordu. Bu yer de kırmızı top­raklı ve sel sularının ulaşamayacağı kadar tumsek bir tepe durumundaydı. Yeri kesin olarak belli olmamakla birlikte, insanlar tara­fından Kabe'nin yerinin bu bolgede olduğu biliniyordu ve tıpkı bugun olduğu gibi o zaman da yeryuzunun ceşitli yerlerinden insanlar Kabe'nin bulunduğu bolgeye gelip dua ederlerdi, ibadet ederlerdi.

Esrarengiz bulut
Bu durum Hz. İbrahim'in Allah tarafından Kabe'nin yeniden inşa edilmesiyle gorevlen­dirildiği zamana kadar surdu. Bu konuya iliş­kin kaynaklardaki bilgilere gore Kabe'nin Hz. İbrahim tarafından inşasında birtakım esrarengiz olaylar oldu. Sozgelimi Hz. İbra­him, Kabe'yi inşa etmek icin Mekke'ye geldi­ğinde, yanında bir melek ve 'Sekine' adı verilen bir "şey" vardı. Sekine'nin ne olduğu konusunda celişkili ve farklı bilgiler one suru­luyor. Kimilerine gore, Sekine iki kanadı ve kedi başı gibi bir başı olan ve cok hızlı ucan bir "kuş" idi. Kimilerine gore ise Sekine'nin insan yuzune benzeyen bir yuzu vardı ve bir tur inilti sesi cıkarırdı. Daha başkaları ise Sekine'nin hoş bir ruzgÂr olduğunu one suruyorlar.


Musluman hacıların Kabe' de tavaf ettikleri sırada cekilen bir gece fotoğrafı, islami inanışa gore ilk tavaf Âdem Peygamberden once melekler tarafından yapıldı. Meleklerin gokte tavaf ettikleri yer, tam bugunku Kabe'nin bulunduğu yerin ustundeydi


Bulut yere iniyor
Hz. İbrahim, bugunku Kabe'nin bulunduğu yere gelince Sekine, ona, "Burada dur!" dedi. Kabe'nin yeri bu şekilde belirlendikten sonra Sekine, icinde baş şekli bulunan bir bulut bici­minde yere indi. Bulut ona Kabe'nin inşa edi­leceği yer uzerinde gorunerek şoyle dedi: "Ey İbrahim! Rabbin sana bu bulutun altında ve onun olcusunde bir temel kazmanı emrediyor." Hz. İbrahim de bulutun gosterdiği olculerde yeri kazmaya başladı. Oğlu Hz. İsmail de ona yardım ediyordu. Bir sure sonra Kabe'nin Adem tarafından inşa edildiği zamanki ilk temeline ulaştılar. Bundan sonra meleklerin de yardımıyla Kabe inşa edilmeye başlandı. Kabe'nin inşasında kullanılan taşların, Sina, Lubnan, Hira, Zeytinlik ve Cudi dağlarından getirildiği soyleniyor.





Kabe'nin kapısının uzerindeki siyah ortu hac mevsiminde kaldırılır. Kapıya el surmek hacıların yerine getirmesi gereken bir davranış olarak kabul ediliyor

Levite olan taş


Kabe'nin yuksekliği yerden bir adam boyu olunca bulut birden kayboldu. Bundan sonra Kabe'nin duvarları inşa edilmeye başlandı. Hz. İsmail taş taşıyor, yaşlı babası Hz. İbra­him de duvar oruyordu. Fakat binanın duvar­ları yukselip de insan boyunu aşınca Hz. İsmail ozel bir taş getirdi. Bu taş denildiğine gore yere temas etmiyordu ve Hz. İbrahim'in ihtiyacına gore alcalıp, yukseliyordu. Kabe' nin duvarı Hacer-ul Esved taşının bulunduğu
yere gelince Hz. İbrahim oğluna şoyle dedi: "Bana oyle bir taş getir ki, onu bu koşeye koyayım." Bunun uzerine Hz. İsmail, babası­nın istediği taşı bulmak icin cevrede dağlara cıktı. O sırada kırşısına Cebrail cıktı ve ona Hacer-ul Esved taşını verdi. Taş boylece bugunku yerine yerleştirildi.




İnsanlar kirletmeseydi, şifa verecekti
Hz. Muhammed'in ise Hacer-ul Esved ile ilgili olarak şoyle dediği soyleniyor: "Bu taş eğer cahiliye devrinin pislikleri ve kirleri ile kirletil­miş olmasaydı onunla her turlu hastalık, veba ve musibetten kurtulmak icin Allah'tan şifa istenirdi. Allah elbette bir gun onu ilk yarattığı şekle dondurecektir. O, cennet yakutlarından beyaz bir yakut idi, fakat, Allah onu, kotulerin gunahlarından oturu değiştirip, ziynetini zalim ve gunahkÂrlardan gizledi. Cunku onlar, cen­netten cıkma bir şey bakmaya layık değillerdir."










Cennetten getirildiğine inanılan Hacer-ul Esved taşı, Hz. Muhammed'e gore bu kara taş onceleri bembeyazdı, insanların gunahları onu kararttı.



"Hacer-ul Esved cennete donecektir"
Hz. Muhammed'in Hacer-ul Esved ile ilgili diğer sozleri de şoyle: "Hacer-ul Esved cennet taşlarından bir taştır. Eğer ona kirli eller dokunmasaydı, şimdi aynen indiği şekilde kala­caktı... Hacer-ul Esved Allah'ın yeryuzundeki sağ elidir. Allah onun vasıtasıyla kulları ile tokalaşır... Cebrail, Hacer-ul Esved'i cennetten getirdi ve onu gorduğunuz yere yerleştirdi. O sizin desteğinizdir. O durdukca siz iyilik uze­rinde kalırsınız. Ona gucunuz yettiği kadar yapışın. Cunku şuphe yoktur ki, Cebrail bir gun gelip onu getirdiği yere goturecektir... Hacer-ul Esved cennet yakutlarından bir yakuttur. Donup gideceği yer de yine cennettir."
İbni Abbas ise şoyle diyor: "Yeryuzunde cennete ait sadece iki varlık vardır. Bunlardan biri Hacer-ul Esved, diğeri ise Makamı ibrahim'dir. Eğer bunlara muşriklerin elleri dokunmamış olsaydı, onlara dokunan kimse­lere Allah şifa verecektir."


Dunyaya ait değil
Hacer-ul Esved taşı, Kabe'nin doğu koşe­sinde, kapıya yakın bir yerde ve yerden 1,5 metre yukseklikte yer alır. Bu taş, 30 cm capında, yumurta biciminde, hafif sarı ve kır­mızı damarlı bir taştır. Bilim adamları Hacer-ul Esved'in yuzyıllardır ceşitli etkilerle karşı karşıya kalmasından oturu, onun yapısını anlamanın son derece guc olduğunu soylu­yorlar. Ayrıca bu taşın yeryuzunde kendi turunde "tek" olduğunu one surenler de var. Bazı araştırmacılar da Hacer-ul Esved'in dun­yaya ait bir taş olmadığını, başka bir dunya­dan getirilmiş olabileceğini belirtiyorlar.


Kabe ve 19 sayısı
Ote yandan, gizemli 19 sayısının Kabe ve cev­resinde de ortaya cıktığı goruluyor. Derinle­mesine olmamakla birlikte, yapılan kucuk bir inceleme, şu sonuclan ortaya koydu: Kabe' nin de icinde bulunduğu Mescid-ul-Haram'ın kapılarının sayısı 19'dur. Hacer-ul Esved ile Makamı İbrahim'in arasındaki uzaklık 19 metredir. Kabe'nin icerisinde bulunan levha­ların toplam adedi 38'dir (2X19). Bu levhalar­dan yine 19 tanesi yeşil renktedir. Kabe'nin guney koşesi (Rukn-ul-Yemani) ile doğu koşesi (Rukn-ul Esved - Hacer-ul Esved'in bulunduğu koşe) arasında 19 taş vardır.


Ruhsal enerji merkezleri
Yazılı tarihin bilgilerine gore Kabe'nin ne zaman, hangi uygarlık zamanında, nasıl ve nicin yapıldığına ilişkin hicbir bilgi yok. Bazı gizemciler Kabe'nin, yeryuzunun en buyuk ve en guclu ruhsal enerji merkezi olduğunu belir­tiyorlar. Onlara gore yeryuzunun ceşitli yore­lerine dağılmış durumda bulunan psişik enerji santralları var. Esrarengiz yeraltı ulkesi Agarta, Paskalya Adası'ndaki dev heykeller, İngiltere'deki Stonehenge megalitleri, ve Piramitler bunlardan sadece birkacı. Ote yandan, bilindiği gibi ley araştırmacıları da bu soz konusu noktalarda, "ley enerjisi" adını verdikleri fakat iceriği tam olarak bilinmeyen bir enerjinin akıştığından soz ediyorlar.
Eski insanlar ve enerjinin odaklandığı noktaları şu ya da bu şekilde biliyorlardı ve bu odak noktalarına ceşitli yapılar kurmuşlardı. Tarihin ceşitli donemlerinde insanların bura­larda dinsel torenler duzenledikleri biliniyor.






Hacıların Safa ve Merve arasında yapmaları gereken yuruyuşten bir gorunuş



Hatta Druid rahiplerinin izleyicileri gunu­muzde bile, yılda bir kez Stonehenge megalitleri cevresinde toplanıp dinsel toren yapıyorlar. Fakat kuşkusuz tum bu enerji merkezleri artık, o ilk etkinliklerini kaybet­mişe benziyorlar.







Kabe'nin, Hacer-uI Esved ve Makamı İbrahim'in İcinde yer aldığı Mescid-ul Haram. Mescid-ul Haramın 19 kapısı var. Ayrıca Hacer-ul Esved ile Makamı İbrahim arasındaki uzaklığın da 19 metre olduğu belirtiliyor.



Kozmik enerjileri topluyor

Eğer gercekten Kabe denildiği gibi bir ruhsal enerji merkezi ise, etkinliğini hÂl tum canlılı­ğıyla surduruyor demektir. Kabe'nin, birta­kım kozmik enerjileri bunyesinde toplayarak yeryuzune dağıttığı, boylece bir tur transfor­mator işlevi gorduğu soyleniyor. Bunun sonucunda da her gun milyonlarca Muslu­man, Kabe yonune donerek oradan yayılan psişik enerji ile uyuma geciyorlar. Ayrıca, namaz sırasında yapılan hareketler de bu

enerjinin, insanın ruhsal ve fiziksel varlığının tum unsurlarına nufuz etmesini sağlıyor. Kabe'de tavaf yapıldığı zaman ise, yani enerji­nin odak noktasının cevresinde donulduğu zaman bu psişik enerji ile en ust duzeyde bağ­lantı kurulduğu an oluyor. Nitekim insanların tavaf sırasında birtakım normalotesi olaylar yaşadıkları soyleniyor. Bunların arasında zaman kaymaları, ışınlama olayları, apor olayları, ceşitli ruhsal goruntuler var. Hatta tavaf sırasında gokte ucandaire gorduğunu soyleyenler bile var.






Şeytan taşlama yeri. İslam inanışa gore Hz. ibrahim, oğlu İsmail'i Allah'a kurban etmek istedi. Denildiğine gore Hz. ibrahim'i boyle yapmaya zorlayan şeytan oldu. Hz. İbrahim once buna karşı cıktı ve Şeytan ile aralarında bir mucadele başladı. Şeytan, Hz. ibrahim' e taşlar atmaya başladı. Bu olayın gectiği yer olduğuna İnanılan noktaya sonraları fotoğrafta gorulen sutun dikildi. Bu sutuna taş atılarak şeytan'ın kovulacağına inanılıyor .



Kıyamet gunu tanıklık yapacak
Hacer-ul Esved taşının ise Dunyadışı bir kokeni olduğu one suruluyor. Ayrıca Hacer-ul Esved'in, oyle sadece basit bir taş olmanın otesinde evrensel duzeyde bir işlevi olduğu belirtiliyor. Bu işlevin ise Dunyadışı zekÂlarla bağlantılı bir tur kozmik bilgisayar olabile­ceği duşunuluyor. Nitekim, bazı gizemciler, Hz. Muhammed'in şu sozunun, ancak bu şekilde bir anlam kazanabileceğini vurgulu­yorlar: "Şuphesiz, Allah bu taşı, goreceği iki gozu ve kendisini openlere şahitlik yapacağı bir dili ile kıyamet gununde insanlar icin konuşturacaktır."


Kendi taramalarım + derlememdir.


__________________