Ahmet şahin in yazısından alınmıştır..:



Miras paylaşımını soran okuyucularıma soyleyebileceğim fazla bir şeyim yoktur. Cunku yururlukte olan mevzuat bu konuda kimseye soz soyleme hakkı bırakmıyor. Zaten miras paylaşımında da itiraz bitmiyor.




Ancak vaktiyle kız kardeşimizle yaptığımız bir miras paylaşımını arz edersem, soru sahipleri aradıkları mesajı alabilirler bu şifahi paylaşımda, diye duşunuyorum. Kısaca arz edeyim olayı.
Yozgat' ın Cayıralan ilcesine bağlı Yahya Sarayı koyumuze yapılacak baraj icin gelen istimlak memurları, tarlalarımızı dort oğlan kardeşin uzerine yazmıştı. Aradan seneler gecti, nihayet istimlak paralarının odeneceği yazısı geldi bize. Dort oğlan kardeş gidip Ziraat Bankası' ndan ismimize yazılı istimlak paralarını aldıktan sonra bir kahvede oturup cay iciyorduk ki, ağabeyim Mustafa olanca duygusallığıyla ortalığa bomba gibi duşen sorusunu şoyle sordu:
-Biz burada dort kardeş olarak hissemizin parasını alıp cebimize koyduk. Ancak biz gercekten de 4 kardeş miyiz, yoksa bir de listede ismi yazılı olmasa da kız kardeşimiz de var mı? Hem de koyde bizden daha zayıf halde mi o kız kardeşimiz?
En buyuğumuz Arif:
-Mustafa, dedi, lafı uzatma da ne demek istiyorsan onu soyle. Elbette bizim evlenip başka aileye karışmış bir de kız kardeşimiz var koyde!..
- Oyle ise hani onun mirastan payına duşen para? Neden dort kardeş olarak aldık istimlak parasını?
-Kız kardeşimizin listede ismi yok. Kanunun vermediğini biz mi vereceğiz?.
- İnsanların yazdığı beşer kanunu vermiyorsa vicdanımızdaki İlahi kanun, bu parada ablanızın da payı vardır, diye feryat ediyor. İslam ona yarım hisse verirken biz onu dahi vermiyor, tumuyle mahrum bırakıyoruz listede ismi yok diye! Allah razı olur mu bu ayrıma!..
Şok etkisi yapan bu sozlerden sonra ağabeyim cebinden cıkardığı paralardan ayırdığı hisseyi: İşte benim paramın icinde bacımın hissesi, diyerek masanın uzerine koydu. Artık daha fazla bekleyemezdik. Hepimiz de ablamızın payını ayırıp masanın uzerine koyduk. Teklifi yapan ağabeyimle birlikte hemen kalkıp koydeki bacımızın evine yonelerek akşam ansızın misafiri olduk. Yatsı namazından sonra caylarımızı yudumlarken ağabeyim henuz bilmedikleri ziyaret sebebini anlattı:
-Ablacığım dedi, İstimlak memurları tarlalarımızı yazarken ismin yazılmadığından istimlak parasında sana hisse ayrılmamıştı. Bunu sen de biliyorsun. Biz dort kardeş cağrılıp da isimlerimiz okununca paramızı aldık. Kahvede oturup duşunduk. Kanun hisse ayırmasa da biz bacımızın hissesini ayırmalıyız diyerek hisseni hem de fazlasıyla ayırdık. İşte senin paran, al hakkını helal et, biz de vicdan huzuru icinde olalım, anne babamız da mezarlarında rahat etsinler, diyerek ablamın parasını hemen oracıkta sayarak onune koydu. Beklenmedik bir sessizlik oldu. Bir şaşkınlıktı sanki bu. Boyle bir sebeple geldiğimiz bilinmiyordu. Neden sonra kendini toparlayan bacımız, koyun muhtarı olan kocasına yonelerek sırtındaki yuku atmışcasına rahat bir nefes aldıktan sonra dedi ki:
-Kardeşlerimin beni kardeş kabul etmeyip babamın mirasından mahrum ettiklerini soyluyordun. Ben ise benim kardeşlerim yapmazlar oyle adaletsizliği, beni unutmazlar diyordum. Sen de goreceğiz, diyordun. Şimdi gordun mu kardeşlerimi? Kanun beni unutsa da kardeşlerim unutmadılar, hissemi hem de kendi hisselerine denk şekilde fazlasıyla getirdiler!.
Bu sırada ablamın gozyaşlarının suzulduğunu goruyordum. Artık ablamızın gonlundeki burukluk gitmiş, zedelenen sevgi, saygı tekrar yerini almış, boylece mirasta gonulden helalleşme fırsatını bulmuştuk..
Şimdi aradan kırk sene gecmesine rağmen bu miras paylaşımını duşununce derin bir vicdan huzuru duyuyoruz. O paralar bitti, ama bıraktığı vicdan huzuru hic bitmedi, belki de mahşere kadar da devam edecektir..
Demek isterim ki boyle şifahi miras paylaşımında care, zayıflar kollanmalı, dağıtım sonunda da gonulden helalleşme sağlanmalıdır.
__________________