İnsan okumak zorundadır...
Diyorlar ki, “Bizim okumaya vaktimiz yok. İş, guc, coluk, cocuk...” İnsan mazeret ureten bir varlıktır. Mazeretler ebedi saadetin yoluna dikilmiş manialardır.
Bir gun 24 saat. 8 saat dinlenelim, uyuyalım. 8 saat calışalım. Geriye yine bir 8 saat kalıyor. Goruyorsunuz, aslında bir gun her şeye yetiyor. İnsan insanın rahmanı, insan insanın şeytanıdır. Aynanın arkasından bakarsak hicbir şey goremeyiz. Aynayı cevirirsek aynada bir dunya goruruz. Gozunu kapatan, kendini karanlığa mahkum eder. Nasıl ki midemiz icin ceşit ceşit gıdalar alıyorsak, beynimiz icin de okumalıyız.
Ekmek midemizi, kitap beynimizi doyurur. Peki, beynimiz neyin midesi? Ruhumuzun... İslamiyet oyle buyuk bir din ki, İslam tarihi cilt cilt dizilmiş, kutuphanede duruyor. Ama bizim okumaya vaktimiz yok(!) Kitap okumaya vaktimiz yok, diyenlerin iyi insanları ziyaret etmeye de mi vakitleri yok? Guzel şeyler duşunup, tefekkur etmeye de mi vakitleri yok? Televizyona ayıracak zaman var da, kitap okumaya mı vakit yok?
Kitap okumaya vakit ayırmayanlar, bilgisizliğin karanlık dunyasında deli gibi dolaşırlar. Okumayan insanın hayatında kara noktalar belirir.
Canım sıkıldığı zaman kutuphanemin karşısına gecer kitaplara dikkatlice bakar, bir tanesini elime alır onunla meşgul olurum. Kahvede oturmaktansa kitap karıştırmak daha iyi değil mi? Peygamberimize (sas) gelen ilk vahiy, “Oku! Seni yaratan Rabb’inin adıyla oku!” diye başlar. Boylece Kur’an, neyi, nasıl okuyacağımızı bize anlatıyor.
Okuduğumuz kitapta İslamiyet’in izlerini bulmalıyız. Okuduğumuz kitap Kur’an’a ayna olmalı, perde olmamalı. Kur’an-ı Kerim bir bahce gibidir. İnsan elinin yetiştiği kadar meyvesini toplar. Kitaplar da boyledir.
Biz cok yemekler yedik bugune kadar. O yemekler nerede? Yok. Ama biz yaşıyoruz. Cok şeyler okuduk. O bilgiler nerede? Yok. Yemekler enerjiye, kitaplar kulture donuştu.
Dunya muspet ilme yoneldi. Yani ispat edilen ilme. Boylece insanlar bir noktaya bağlı değil de, ispat edilen bilgilere bağlı oldular. Okul ders kitapları ispat edilen bilgilerle dolu. Ve dediler ki: “Kur’an’daki bilgiler ispat edilemez.” Keşifler ve icatlar ayetlerin daha iyi anlaşılmasında onemli rol oynadı. Goruldu ki dunya yaşlandıkca Kur’an gencleşiyor. Kur’an, her asrın, her insanın, her ilim adamının ve her bilgisizin ihtiyacına cevap vermiştir. Kur’an insanlar icin, insanlar Kur’an icindir.
Her kitap okunur mu? İnsan beyni bilgi uretebilir, bilgi toplayabilir, topladığı bilgilerle sentez yapabilir. Yani insan, sonsuz sayıda bilgi ortaya cıkarabilir. Bu bilgilerden hangisi doğru, hangisi yanlış? Bu durumda kitaptaki bilgiler Kur’an’ın mihengine vurulmalı.
Hayvanlar neden okumaz? Cunku hayvanlar okumasını bilmez. Her evin mutfağı olduğu gibi, her evin kutuphanesi de olmalı. Sigara icene kadar, bir gazeteye, dergiye abone olunabilir. Baktım insanlar paket paket sigara yakıp, dumanına bakıyorlar. Ben de “Sigara parasını kitaba vereceğim.” dedim. Kutuphanemi boyle kurdum. Kutuphanesi olanla olmayanın durumu, kafesteki kuşla, ozgurce ucan kuşa benzer. Kafesteki kuş, birileri bir şeyler verirse yer, serbest olan kuş dunyaları dolaşır.
İlim bir saraydır. O saraya girsek goruruz ki, koşk icinde koşk var.
Ya bil, ya oğren, ya alimleri sev. Bu hallerin dışında kalmak insanı perişan eder.
Allah kimseyi kitapsız bırakmasın.
(bu yazı Hekimoğlu İsmail'in 15 nisan 2006 tarihli yazısından alınmıştır.)
__________________
İnsan Okumak Zorundadır...
Dini Bilgiler0 Mesaj
●36 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- İnsan Okumak Zorundadır...