İslam Alemi Hedefte
14 Ocak 2003 Salı, Cuma dergisi
Bush'un "haclı seferi" nitelemesi gercek yuzunu gosteriyor. Dunyanın her tarafında Muslumanların "teror" tohmetinin altına sokulmasına, boylece siyonistlerin ve modern haclıların organize terorlerinin yahut devlet terorlerinin hedefi haline getirilmelerine calışılıyor. Bu cercevede Muslumanlara yonelik fiili ve medyatik saldırılar artırılıyor. Bir tarafta Muslumanları karalamayı amaclayan reklamlar yayınlanıyor. Bir yanda bizzat devlet yetkilileri tarafından Muslumanlar hedefe yerleştiriliyor. Bir yanda kimliği ne olursa olsun İslam aleminden olan herkesin hedef olması gerektiğine dair iddialar gundeme getiriliyor. Muslumanların Kızılderililer gibi yok edilmeleri gerektiğini soyleyenler rahatca boy gosterebiliyor. İşte Irak'a yonelik saldırı planını da bu cercevede ele almamız ve ona gore değerlendirmemiz gerekiyor. Yani dunyada Muslumanları, İslam alemini hedef alan gelişmeleri iyi değerlendirmemiz ve olan bitenlerden ders almamız gerekmektedir. Irak'a yonelik saldırı planı Saddam meselesinden kaynaklanan veya onun sultasına son verilmesini amaclayan bir plan değildir. İslam alemini tumuyle modern haclıların ve siyonistlerin kontrolune sokmaya calışan, İslam alemindeki butun İslami gelişmeleri ortadan kaldırmayı, Muslumanları koleleştirmeyi, cağdaş haclı guclerinin ve siyonistlerin hizmetcileri haline getirmeyi amaclayan yeni bir hareketin parcasıdır. Bu gerceği gorebilmemiz icin yaşanan gelişmeleri, olan bitenleri cok iyi tahlil etmemiz, hadiselerin biraz derinliklerine inmemiz gerekmektedir. Biz bu haftaki yazımızın başlangıcında bu hatırlatmayı yaptıktan sonra İslam aleminde son bir hafta icinde yaşanan bazı onemli hadiselere temas etmek ve genel bir değerlendirmesini yapmak istiyoruz. Fakat gundemin birinci maddesi yine Irak konusu olduğundan oncelikli olarak bu konu uzerinde durmak ve bu meseleyle ilgili gelişmelerin bir değerlendirmesini yapmak istiyoruz.
ABD Hazırlanırken Endişeleniyor
ABD şartlar ne olursa olsun, Irak'a saldırma konusunda kararlı olduğu imajını vermeye calışıyor. Bunun icin yoğun bir hazırlık icerisinde. Savunma bakanı 35 bin askerin daha Korfez'e gonderilmesi emrini verdi. Bu durum karşısında artık herkesin zihninde şartlar ne olursa olsun ABD'nin bu saldırıyı muhakkak gercekleştireceği ve hic kimsenin bu saldırıyı engelleyemeyeceği on yargısı oluşmuş durumda. Biz tabii kesin bir hukum verme imkanına sahip değiliz, ama Amerika'nın butun bu hazırlıklarının hala bir psikolojik savaş mahiyeti taşıdığını ve ABD'nin bu hazırlıkları surdururken bir yandan da ciddi bir endişe icinde olduğunu duşunuyoruz. Cunku Amerika'nın ozellikle bolgedeki yalnızlığı devam ediyor. Turkiye'de savaş karşıtı tepkiler gittikce yaygınlaşıyor ve hukumet bu savaşa destek vermeye hic arzulu değil. Turkiye'nin sadece hava uslerini acması Amerika'nın Irak'ı kuzeyden ve guneyden sıkıştırması icin yeterli değil. Mutlaka kuzeyden bir kara cıkartmasına da ihtiyac olduğu duşunuluyor. Gerci zaman zaman ABD medyası, Amerika'daki yetkililerin artık Turkiye'nin kuzeyden desteği olmadan gercekleştirilecek saldırı planları uzerinde durduklarını dile getiriyor. Fakat bu haberlerin Turkiye'yi oldu bittiye getirmeyi ve Turkiye'nin bu saldırıya destek vermesini sağlamayı hedefleyen bir zorlama amacına yonelik olduğunu sanıyoruz. Bizim tahminimize gore ABD kuzeyden kara saldırısı olmadan gercekleştirilecek bir saldırı planını henuz goze alabilmiş değildir. Cunku boyle bir şey saldırının ters tepmesine ve hesapların ABD aleyhine donmesine sebep olabilir. Denilebilir ki, ABD işi hava saldırısıyla da halledebilir. Irak'ın, Amerikan hava saldırılarını engelleme ve bu saldırılara etkili şekilde cevap verme imkanı yok. Dolayısıyla bu tur saldırılarla Irak'ın belini kırar. Sonra da Basra korfezinden kara kuvvetleriyle giriş yaparak kontrolu ele gecirebilir. Bu belki mumkun olabilir. Ama ABD hava saldırılarıyla Irak'ın belini kırabileceği konusunda şuphelidir. Dolayısıyla guneyden yapılacak kara saldırılarına Irak'ın etkili şekilde cevap vermesi, ABD kara kuvvetlerine mensup askerlerin teker teker oldurulmesi ve bu askerlerin tabutlar icinde Amerika'ya gonderilmesi durumunda ABD kamuoyundan yukselecek sesler bu ulkenin yonetiminin gozunu korkutabilir ve o zaman savaş onların aleyhlerine donebilir. İşte bu sebepten dolayı ABD henuz, Turkiye'nin desteği olmadan bir kara hareketi başlatmayı goze alabilmiş değildir. Bu yuzden Turkiye'nin desteğinin kazanılabilmesi icin yoğun faaliyetler yurutuluyor. Son olarak TUSİAD başkanı adeta ABD ağzıyla bir acıklama yaptı ve Turkiye'nin Amerika'nın yanında yer almasını istedi. Bizim kanaatimize gore bu acıklamanın arkasında ABD temsilcilerinin yuruttuğu lobi faaliyetlerinin ve Turkiyeli iş adamlarına Amerika'da birtakım ihaleler verileceğine dair vaadlerde bulunulmasının etkisi var. Fakat savaşın bu ulkeye vereceği zarar Amerika'nın vereceği ihaleleri belki ona katlayacaktır. Vatanlarını ve uluslarını sevenlerin en once hadisenin bu yonunu duşunmeleri gerekir. Turkiye'nin bu işten asgari zararla cıkmasının tek şartı savaşın dışında kalmasıdır. Savaşa iştirak etmesi ve Amerika'nın yanında yer alması durumunda asgari değil azami zararla cıkacaktır. Savaşın sonunda Amerika kazansa da kaybetse de Turkiye zararlı cıkacaktır.
Filistin'de Yaşanan Gelişmeler
Dunya kamuoyunun dikkatleri Irak uzerinde yoğunlaşmış olsa da asıl hareketlilik yine Filistin'de yaşanmaktadır. İslam coğrafyasının hala en hareketli bolgesi Filistin'dir. Bu yuzden Filistin'de gectiğimiz hafta icinde yaşanan bazı gelişmelere temas etmeden gecmemiz doğru olmaz.
İsrail işgal devleti bu sıralarda yoğun bir şekilde parlamento secimlerine hazırlanıyor. İşgal devletinin başbakanı Ariel Şaron ise secim propagandalarını Filistinlilere yonelik vahşi saldırılarını daha da şiddetlendirmek suretiyle surduruyor. Cunku onun acısından en iyi propaganda malzemesi akıtılan kandır. Gerci genel olarak siyonizmin propaganda malzemesi kandır. Ancak siyonizmin sol kanadı bu kez kanı propaganda malzemesi olarak kullanmamayı tercih ediyor. Bunda belki muhalefette olmasının birinci derecede rolu var. İkinci olarak da siyonistlerin icinde bulundukları guven ve istikrar probleminin cozumu acısından boyle bir tercih sunmanın daha faydalı olacağını duşunmesinin etkisi vardır. İşin gerceğinde ise sol kanadın başına gecirilen Amram Mitzna da her ne kadar "barış" ve "goruşme" yanlısı olarak gosterilse de asker kokenlidir ve pek cok yerde kan akıtılmasına, saldırılara o da fiilen iştirak etmiştir. Biz Mitzna'nın goruşlerine ve onun goruşlerinin Filistinliler acısından ne anlam taşıdığına daha once yayınlanmış yazılarımızda temas etmiştik. Bu yazılarımızı Web sitemizde bulmanız mumkundur.
Kan ve saldırıyı onemli bir propaganda aracı olarak goren İsrail işgal devleti gectiğimiz gunlerde Filistinlilere yonelik vahşi saldırılarının dozajını da ciddi bir şekilde artırdı. Ozellikle son Pazar ve Pazartesi gunleri Gazze'ye yonelik yoğun saldırılar gercekleştirdi. Bu saldırılarda iki gun icinde Filistinlilerden 10 kişi şehit edildi. Bunların ikisi Pazar gunu Gazze'deki hava saldırısında oldu. İşgal devleti Pazar gunu Gazze'nin Han Yunus kasabasına once havadan helikopterlerle saldırı duzenledi. Arkasından da tanklarla kasabaya girerek bir katliam ve yıkım gercekleştirdi. İşte bu saldırıda Filistinlilerden 2 kişi şehit olurken, 18 kişi de yaralandı. Saldırıda işgalciler Filistinlerin 30 adet atolyelerini de iclerine patlayıcılar yerleştirmek suretiyle tahrip ettiler. Bir Filistinli de aynı gun el-Halil'de bir yahudi yerleşimci tarafından olduruldu. İki kişi de Gazze'nin guneyinde bir aracın havadan helikopterlerle vurulması neticesinde hayatlarını kaybettiler. Buradaki saldırıda uc kişi de yaralandı.
İşgalcilerin saldırılarına karşılık Filistinlilerin de birtakım eylemleri oldu. Pazar ve Pazartesi gunu Filistinlilerden hayatlarını kaybeden on kişiden beşi de işte bu eylemlerde şehit olanlardı. Bunların ucu Mısır-Filistin sınırında meydana gelen catışmada oldurulenler, ikisi Gordiş ciftliğine yonelik bir eylem gercekleştirenlerdi. Mısır-Filistin sınırında meydana gelen catışmada İsrail işgal guclerinden de bir kişinin oldurulduğu bizzat İsrail tarafından acıklandı. Ancak İsrail işgal devleti askeri kayıplarını genellikle gizlediğinden gercek kaybının daha fazla olması muhtemeldir. Batı Yaka'daki el-Afule yakınında bulunan Gordiş ciftliğine ise İslami Cihad Hareketi mensubu iki genc sızarak İsrail'in sınır guvenlik birimleri adı verilen askeri birliklerine mensup iki askeri oldurdu, uc askeri de yaraladılar. Kendileri de catışmada şehit oldular. İslami Cihad Hareketi'nin askeri kanadı durumundaki Kudus Seriyyeleri tarafından yapılan acıklamada, eylemin İslami Cihad'ın Kabatiye'deki ileri gelenlerinden Hamza Ebu'r-Rabb'in şehit edilmesinin intikamı icin gercekleştirildiği bildirildi. Ayrıca HAMAS'ın askeri kanadı durumundaki İzzettin Kassam Birlikleri tarafından da Gazze'deki bazı yahudi yerleşim merkezlerini koruyan askeri noktalara karşı havan topu ve roket saldırısı gercekleştirildi.
İsrail, işgal devletinin saldırısı sadece Gazze'deki Han Yunus kasabasına yonelik hava ve kara saldırısından ibaret değildi. Bunun dışında da bircok bolgeye ve yerleşim birimine saldırılar gercekleştirdiler. Gazze'deki Beyti Hanun kasabası bunların başında geliyordu. Bazı yorumcular Şaron hukumetinin ekonomik alandaki başarısızlıklarını ve burokratik konulardaki eksiklerini bu saldırılarla kapatmaya calıştığına dikkat cektiler.
Cezayir'de Hareketli Gelişmeler
Dunyanın diğer bolgelerindeki onemli gelişmeler sebebiyle son zamanlarda iyice golgede kalan Cezayir'de gectiğimiz gunlerde oldukca onemli ve hareketli gelişmeler yaşandı. Bu gelişmelerden biri askeri guclerin bir yerde rejim karşıtı gucler tarafından pusuya duşurulmesiydi. 5 Ocak 2003 tarihinde meydana gelen bu olayda 43'u askerlerden olmak uzere toplam 56 işi kişi hayatını kaybetti. Bir diğer onemli gelişme de bir valiyle yardımcısının oldurulmesiydi. Şetaybi kenti Valisi Hasan Gazali ve yardımcısı, askeri cuntaya karşı savaşan gerillalar tarafından pusuya duşurulerek olduruldu. Yine Ayn Defla kentinde askerleri hedef alan bombalı bir saldırıda da 1 asker oldu. Aslında belirttiğimiz uzere Cezayir'in golgede kalması sebebiyle bu ulkedeki gidişatın ne yonde olduğuna dair cok sağlıklı ve yeterli bilgiler alamıyoruz. Dolayısıyla bu ulkenin yeniden bir ilgi cemberine alınmasına ve gelişmelerin biraz etraflıca tahlil edilmesine ihtiyac var.
Rus Askerler Kacıyor
Cecenistan'da Cecen gerillalar karşı zorla savaştırılan Rus askerler fırsatını bulduklarında kacıyorlardı. Fakat şimdi bu askerden kacma olayı Rus ordusunda gittikce yaygınlaşıyor. Bu da tabii ki Rusya'nın gozunu korkutuyor. Zaten son zamanlarda Rusya, Cecenistan cephesinde surekli kayıp vermekte ve askeri yonden zayıflamaktadır. İşte bu askerden kacma gerceği sonunda Rusya Federasyonu Savunma bakanı tarafından da dile getirildi. Rusya savunma bakanı Sergei Ivanov hadiseyi dile getirdikten sonra ordunun yuz yuze olduğu askerden kacmalar konusunda kabahatin komutanlarda olduğunu iddia etti. Ivanov, bazı komutanların altları ile nasıl calışacaklarını bilmediklerini belirtti. Bakan bu acıklamayı yapmaya, bir grup askerin birliklerini terk ederek St Petersburg kentinde Asker Anaları orgutu binasına giderek dovulduklerinden ve işkence gorduklerinden yakınmalarından sonra ihtiyac duydu. Soz konusu askeri birlikten, ikisi bobrekleri zedelenmiş toplam dort asker hastaneye kaldırılmıştı. Savunma bakanı Ivanov, askerlerden gordukleri kotu muamele konusunda hukumet dışı orgut olan Asker Anaları komitesine gitmek yerine askeri savcılara şikayette bulunmalarını istedi. İşin gerceğinde mesele sadece bir alt - ust meselesi veya askerlerin subaylar tarafından dovulmesi meselesi değil. Moral kaybının ve can korkusunun, ayrıca Rusya hukumetinin insanları istemedikleri bir savaşın icine itmesinin birinci derecede rol oynadığının da itiraf edilmesi gerekir
__________________
İslam Alemi Hedefte.MESUT NCL-1506
Dini Bilgiler0 Mesaj
●31 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- İslam Alemi Hedefte.MESUT NCL-1506