İslÂmiyette emr-i bil maruf ve nehy-i anil munker adı verilen, insanlara İslÂm’ın guzel gorduğu şeyleri emredip kotu gorduğu şeylerden ise menetmek anlamını taşıyan ve farz-ı kifÂye olan bir vazife vardır. Farz-ı kifÂye olduğundan dolayı Muslumanlardan bir grubun bu vazifeyi yerine getirmesi gerekiyordu ki diğer muslumanlar sorumluluktan kurtulsun.
İşte “Hisbe”, bu vazifeyi yerine getirmek icin kurulmuş olan bir muessesedir. Muhtesib de başındaki sorumlu kişidir. Hisbe, Hazreti Muhammed zamanından itibaren uygulanıyordu. Bu nedenle hisbe teşkilatı, daha sonraki butun İslÂm devletlerinde onemli bir muessese olarak varlığını surdurmuştur.
İyilikleri emretmek ve kotuluklerden vazgecirmek amacı ile kurulan bu muessesenin başında bulunan muhtesib, İslam dininin hoş karşılamayıp cirkin gorduğu butun kotuluğu ortadan kaldırmaya calışırdı. İslÂm’da, iyiliğin emredilmesi ve kotuluklerden sakınılması aslında butun Muslumanların yerine getirmesi gereken ortak bir vazifedir. Ancak diğer bazı emirlerde olduğu gibi, bunun da bir grup Musluman tarafından yerine getirilmesi, diğer Muslumanları da sorumluluktan kurtarırdı.İkinci halife Hz. Omer (r.a.) zamanında tam teşkilatlı bir muessese haline gelen hisbe teşkilatının temeli, Kur’an-ı Kerîm’deki “el-emr bi’l-marif ve’nnehy ani’l munker” Âyetine dayanmaktadır. Temeli, boyle bir emir olan hisbenin değil yalnızca Hz. Omer; butun Muslumanlar uygulanmış olması gerekir.
Muhtesib, cok geniş yetkilere sahip bulunuyordu. Muhtesib din ve dini emirlerle alay eden, namaz kılmayan, oruc tutmayan, icki icip sarhoş olan, kumar oynayanları cezalandırdığı gibi erkek nufusu kırkı aşan yerlerde cami inşa edilmesini de sağlardı. Muhtesib ayrıca, okulları teftiş eder, oğrencileri gereksi yere doven oğretmenleri cezalandırır, duşmanın eline gectiği zaman, işine yarayabilecek her turlu savaş malzemesinin satışını yasaklar, carşıların nizam ve duzenini sağlamaya calışır, olcu ve tartıları kontrol eder, şeriatla alay edenleri takibe alır, komşu hakkına tecavuzu onler, zimmilere ait binaların Muslumanlarınkinden daha yuksek yapılmamasına dikkat ederdi.
Muhtesibte bulunması gereken ozellikler şunlardır:
1. Muslumanlık: Muhtesib, Musluman ve mumin olmalıdır. Zira hisbe işi, dini bir hizmettir. Bundan dolayı dinin aslını inkÂr eden ve Musluman olmayan bir kimse bu vazife icin gorevlendirilemezdi.
2. Mukellefiyet: Muhtesibliğin şartlarından biri de mukellefiyettir. Bundan dolayı, mukellefiyet cağına gelmemiş bir cocuğun, emir ve yasaklara riayet etmesi, gerekli uyarılarda bulunması caiz olmakla beraber, vazifesi değildir.
3. Adalet: Muhtesibte bulunması gereken ozelliklerden biri de adalettir. Bu sebeple bazı kimseler, amel ve hareketlerinde dini emirlere gereği gibi uymayan yani bir fÂsıkın, hisbede bulunamayacağı duşunulmektedir.
4. İlim: Muhtesibte bulunması gereken ozelliklerden biri de alim olmaktır. Muhtesibin emredeceği iyilik ile yasaklayacağı kotulukleri iyi bilip tanıması ve şeriat kurallarına hakkiyle vÂkıf olması gerekirdi.
5. İlmiyle Âmil Olmak: Muhtesib, ilmiyle amil olması gereken bir kişiydi. Bildiği şeyleri ilk once kendi nefsinde tatbik etmelidir. Aksi takdirde, yani bildiği ile amel etmeyip başkasının amel etmesini istemesi, cemiyet uzerinde olumsuz bir etkiye sebep olurdu.
6. Allah Rızası: Muhtesib, eylem ve sozleri ile Allah’ın rızasını gaye edinmelidir. İyi niyet sahibi olmalı; riya ve gosteriş gibi başkalarına yaranmaya neden olacak kotu huylardan uzak durmalıdır.
7. Vera’ ve TakvÂ: Muhtesib, vera ve takv sahibi olmalıdır. Cunku bildikleri ile amel etme onemli olcude bunlara bağlıdır.
İslÂm devlet teşkilÂtının geniş kadrosu icinde muhtesib diye isimlendirilen bu gorevliyi Osmanlılar da genel olarak aynı şekilde isimlendirmişlerdir. Osmanlı Devleti’nde ihtisÂb gorevini yerine getiren yetkilinin resmen bu vazifeye ne zaman getirildiği kesin olarak bilinmemektedir. Osmanlılarda da ozellikle dinî emir ve yasaklara nezaret ile ahlÂk ve geleneklerin nesilden nesile bozulmadan aktarılmasını sağlamak konusunda her zaman titizlik gosterildiği bilinmektedir.
Hisbe teşkilÂtı, Osmanlı donemi şehir hayatında vazgecilmez bir unsur olarak gorunmektedir.Cunku toplum hayatında bilhassa şehir yaşayışını sağlam temellere oturtmak ve sosyal duzeni korumak, en onemli konulardan biriydi. Bunun yanı sıra zorunlu gunluk ihtiyac maddelerinin halkın eline uygun ve ucuz bir şekilde gecmesini sağlamak da devletin goreviydi. Bu gaye ile esnaf ve diğer ticaret erbabının kontrol altında tutulması gerekiyordu. Bu konuyla ilgili doneme ait bir cok kanunname bulunmaktadır.Kaynaklarda, muhtesibin, vazifesini yerine getirirken takip edeceği yontemler şoyle belirtilmiştir:
1- Bilmek: Haberdar olmak. Bundan asıl amac, kotuluğun işlendiği zaman ondan haberdar olabilmektir. Bunun da meşrû bir şekilde olması gerekir.
2. Bildirmek: Kotuluğun işlenmesinin nedeni bazen bilgisizlik olabilir. Bu yuzden bazı hatalar işlenebilir. Bundan dolayı bilmediği icin emir ve yasakları ciğneyen ve dini kurallara aykırı hareket eden kimselere, bilmedikleri konular munasip bir şekilde izah edilirdi.
3. Oğut vermek: Doğru yolu gostermek, Allah korkusunu, ahirette uğrayacağı azabı hatırlatmak yoluyla kotuluğun n işlenmesine mani olmaya calışmak. Cunku bir insan olarak, başkasının hakkına tecavuz edemeyeceğini, bunu yaptığı zaman gerek dunyada ve gerekse ahirette ceza goreceğini hatırlatmak gerekir.
__________________
Hisbe Teşkilatı Nedir?
Dini Bilgiler0 Mesaj
●27 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Hisbe Teşkilatı Nedir?