Diğer takımlardan daha cok Hispania Racing Team etrafında donup duran spekulasyonlar ve dedikoduların devamı gelecek gibi gorunuyor. Fakat atılan ilk imzayla takımın 2011 yılında F1'de kalacağını gosteriyor oyle ki takım gelecek sezondan itibaren Williams'ın kendilerine sağladığı vites kutusunu kullanacak. Bu yıl ilk kez yer aldıkları Formula 1 sahnesinde Hispania (HRT) Cosworth motoru ile birlikte calışan standart Xtrac vites kutusu ve hidrolik sistemi ile Dallara şasisi kullanıyor. Griddeki uc yeni takım FIA'nın kendilerine sağladığı bu standart sistemlerle yarışıyor fakat bunun yanında Virgin kendi dişli kutusunu kullanıyor. Ayarlar konusunda herhangi bir sıkıntı yok fakat en buyuk sorun farklı transmisyon parcaları tarafından kontrol edilen hidrolik paketinin dayanıklılığıyla ilgili. Bu konudaki eksiklik uzun yıllardır F1 araclarında goruluyor neyse ki mevcut takımlar en azından hidrolik sistemlerindeki dayanıklılık sorununu aşmış gorunuyor. Yani Xtrac'ın ilk cağdaş hidrolik paketinin deneyimli F1 takımlarının sahip olduğu paketlerden daha az dayanıklı olduğu soylenemez. Yeni takımlar 2011 yılında ileri adım atmak ve dayanıklılığı geliştirmek icin vites kutusu ve transmisyon teknolojisi konusunda alternatif sağlayıcılar arıyor. Williams da şu anda Cosworth motoru ve kendi vites kutusunu kullanıyor ve aynı motoru kullanan yeni takımlara yardımcı olmak icin coktan temasa gectiler bile. Yani Williams'ın diğer takımlara kişiye ozel teknoloji fırsatını sunması şaşırtıcı değil. Williams yaptığı acıklamada 2011 yılından itibaren HRT'ye transmisyon sistemi sağlayacağını duyurdu. Acıklamada ayrıca 2013 yılında değişiklik yapılması beklenen yeni motor kuralı ile birlikte mevcut Cosworth motor anlaşmasının omrunun uzayacağı da belirtildi. Bu acıklamada altı cizilmesi gereken husus Hispania takımı bu yıldan sonra da Cosworth CA2010 V8 motorunu kullanmaya devam edecek. Williams vites kutusu teknolojisini paylaşıma actı ve Toyota'ya kusursuz bir vites kutusu teknolojisi sağlamanın yanında bu ikili 2007 yılında ortak motor sağlayıcısını kullandılar. Williams 2006 yılında kusursuz bir vites sistemi kullanıyordu zaten fakat cift debriyaj ayarı takımın ikinci jenerasyon ayarlarında ıskartaya cıkarıldı. Son versiyon ise Toyota ile paylaşıldı ve kusursuz vites değişimi sağlamak icin ortak method olarak cift secicili mekanizma kullanıldı. Williams'ın HRT'ye sağlayacağı paketin icerisinde dişli kutusunun da dahil olduğu tam bir vites kutusu olacak. Williams uzun yıllardır dokme aluminyum kutu ile yarışıyor ve bununla birlikte yine yıllardır karbon ve titanyum kutular uzerinde araştırma yapıyor fakat kendileri icin en iyi cozumun aluminyum kutu olduğunu duşunuyorlar. Ozel uretim bir kutu yerine Williams takımının kullanacağını benzer ozellikle bir konfigurasyonun anlaşmaya dahil olup olmadığı sorulduğunda takım bunun 'ozel' bir anlaşma olacağını soyleyecektir. HRT'nin sınırlı butcesi muhtemelen iki takım arasında makine ile işleme konusunda farklılık oluşturacaktır. Vites ve dişli kutusunun yanı sıra Williams HRT'ye 'ilgili butun hidrolik' aksamları da temin edecek. Muhtemelen anlaşmanın en onemli yanı da burası, vites kutusu teknolojisi ticari anlamda cok da bir şey ifade etmiyor, diğerlerine nazaran daha ulaşılabilir. Buna rağmen hidrolik pakete sahip olmak daha zor ve geliştirmek daha fazla zaman alıyor. Sistem diğer motorsporları dallarında genellikle yaygın bir cozum olarak kullanılmıyor ve detaylarıyla incelendiğinde Aerospace sisteminden farklılık gosteriyor. Her şeyin otesinde Williams doksanlarda kazandığı dunya şampiyonlukları ve aktif suspansiyon sistemi ile birlikte modern elektro hidrolik kontrol sistemini geliştirdi. Buna karşılık seksenli yıllarda sistemin F1'de girmesiyle Lotus takımı sistemin kullanılmasına onculuk etti. Gelecek yıl KERS bir kez daha F1'in bir parcası olacak ve Williams, Williams Hybrid Power ile diğer takımlara ozel teknoloji sunacak. Bununla birlikte Williams yaptığı acıklamada "anlaşmaya KERS'in dahil olmadığını" doğruladı. Bu da demek oluyor ki Hispania KERS cozumu icin Cosworth ya da bir başka sağlayıcıdan yardım alacak. Williams arka kaza yapısının başlangıcından itibaren motorun arka mimarisinin tamamını muşterisine sağlayacak. İlk olarak HRT'ye Williams tarafından uretilen aynı arka suspansiyon temin edilecek. Williams 2010 yılında daha alcak hatlı bir yapı kullanmak icin kendi itme kollu suspansiyon sistemi uzerine odaklandı. Bilindiği uzere Red Bull'un cekme kollu suspansiyon sistemi oldukca fazla gundemi meşgul etmişti. İtme kolu kullanmak kulbutorlerin, torsiyon cubuklarının, damperlerin ve denge cubuklarının dişli kutusu uzerinde olmasını zorunlu kılıyor. Cift katmanlı difuzorle birlikte itme kollu sistem difuzor icin daha fazla alan yaratıyor. Gelecek yıl cift katmanlı difuzor yasaklanıyor ve difuzor paketine daha az etki etmesi ve arka kanada daha iyi bir havaakımı sağlamasında dolayı cekme kollu sistem daha yararlı olabilir. Sam Michael FW32'nin lansmanında itme kollu sistemin 2010 yılı icin değerlendirildiğini fakat bu duşunceden vazgecildiğini doğruladı. Fakat 2011 yılında itme kollu suspansiyon sisteminin geri donmesi mumkun olabilir. Bu nedenle HRT Williams'ın suspansiyon geometrisini kullanacak ve tasarımcılar arka suspansiyonu bu yonde adapte etmeye calışırken on suspansiyonu da aynı şekilde verimli kullanma yolu arayacaklar. Arka bolumun buyuk bir kısmının belirlenmesiyle aracın geri kalanını tasarlamak HRT'ye kalıyor. 2010 yılında kullandıkları arac Dallara tarafından tasarlandı fakat acılış yarışlarının ardından ilişkileri parcalanmaya başladı. İtalyan kurucu ile bağları koparana kadar danışman rolundeki Geoff Willis Dallara ve HRT projesinde kritik bir rol oynuyordu. Son donemde cıkan dedikodular HRT takımının artık gridde olmayan Toyota ile anlaşacağı ve Toyota motor sporları takımı tarafından F1 icin tasarlanan aracını satın alacağı yonunde. İspanyol markanın merkezi Almanya ve Colin Kolles fabrikası ise Greding'te yer alıyor ve Cologne ve Toyota arasındaki mesafe yalnızca dort saat. Bir başka dedikodu ise takım Toyota'nın operasyon departmanı icin 50 milyon dolarlık bir odeme gercekleştirdiği yonunde. Mevcut Toyota IP ile ya da kendi oluşturacakları tasarı ekibiyle aracın geliştirilmesi hala mumkun. Alman merkezli tasarım yeteneğini kullanarak Willis'ın liderliğinde tasarım ofisi ile bunu yapmak da mumkun, aracın tasarımda yol gosterici rolunu ustlenebilir. Bu yaklaşım 2010 aracının tasarımı ve piste surulmesi aşamasında Lotus tarafından kullanıldı. Umarız herhangi bir tasarım programına başlanmıştır aksi halde aracın tasarlanması konusunda cok gec kalacaklar. HRT'nin aero konsepte, suspansiyona, elektronik ve ana yapıya (monokok ve kaza yapısı gibi) ihtiyacı var. Bu programda tasarım ve uretim acısından hazırlık zamanı cok uzun bir surec ve sezon neredeyse tamamlanmak uzere, Şubat testlerine kadar onlerinde yalnızca dort aylık bir zaman dilimi kalıyor. HRT henuz 2011 şasi programı hakkında bir detay vermedi. Yani anlaşma duyulsa bile gelecek yıl gridde olup olmayacakları hala cok net değil. TurkiyeF1.Com __________________