
MAHB Planlamadan Sorumlu Genel Muduru Khair Mirza, Turizm Guncel’in sorularını yanıtladı. Yerel ortaklık fikrine kapalı olmadıklarını anlatan Mirza, mevcut Turk kadrodan son derece memnun olduklarını belirtti
Eda OZSOY- Turizm Guncel
Khair Mirza ile yaptığımız roportajdan satırbaşlarını sizlere aktarıyoruz;
- Sabiha Gokcen Havalimanı'nın tamamını satın aldınız? Neden bu kararı aldınız?
Malaysian Airports Holdings Berhad’ın (MAHB) birinci sınıf havaalanları kurma stratejisiyle uyum icerisinde olan bu kararımızla, MAHB’nin Turkiye’de bir havaalanı yoneticisi ve havaalanı işletmecisi olarak varlığını ve etkisini guclendirmeyi hedefliyoruz.
2008 yılından beri uc katılımcısı olan bu konsorsiyumun teknik ihtiyaclarını karşılıyoruz. MAHB, bircokları tarafından farkına varılmasa da, etkili operasyonlar yurutebilmek icin kritik onemde olan terminal tasarımına ve yolcu akışına onemli katkılar sağladı. MAHB ayrıca operasyonların yeni terminal binasına taşınmasına da liderlik etti. Bunlara ek olarak MAHB, kalifiye bir Turk profesyonel bulunup kurum bilgilerini edinerek gorevi devralana kadar ihtiyac duyulan Operasyonlar Direktorluğu (COO) pozisyonunun gerekliliklerinin yerine getirilmesine de destek verdi.
YEREL ORTAKLIK FİKRİNE KAPALI DEĞİLİZ
Bu ve benzeri ornekler, MAHB’ın 2008 yılından bu yana Turkiye’de varlığını guclendirdiğini gosteriyor. Bugunku gelişmeler ise yalnızca hisselerin el değiştirmesini kapsıyor. Diğer yandan gelecek icin yerel ortaklık fikrine de kapalı değiliz. Bu surec, verilecek son kararın gerek MAHB gerekse ISG icin optimum yapıda olabilmesi adına, onumuzdeki gunlerde tarafımızdan detaylı bir şekilde incelenecek.
- Sabiha Gokcen'de ne gibi projeler yapmayı duşunuyorsunuz?
Mevcut Turk yonetim kadrosunun başardığı işlerden memnuniyet duyuyoruz ve onlarla birlikte calışmaya devam etmek niyetindeyiz. Diğer yandan uluslararası tecrubemizi değerlendirerek ulkelerimiz arasında tecrube paylaşımı sağlamayı ve capraz paylaşımlarda bulunmayı da hedefliyoruz.
- Turkiye'deki havacılık sektorunun geleceğini nasıl goruyorsunuz?
Turkiye havacılık sektorunun geleceği cok parlak. Turkiye dunyanın en cok ziyaret edilen altıncı ulkesi konumunda ve Avrupa’nın en hızlı buyuyen major ekonomisine sahip. Buna ek olarak Turkiye, 2014’ten 2016’ya sergilediği yuzde 9’luk yıllık birleşik buyume oranıyla, Avrupa’nın en hızlı buyuyen havacılık endustrisi. Ote yandan Turkiye hukumetinin bu dinamik havacılık sektorune bulunduğu katkılar da cok buyuk onem taşıyor. Turkiye hukumetinin bu konuda gecmişte sağladığı başarılı performans, MAHB gibi geleceği duşunen oyuncular icin onemli bir avantaj sağlıyor.
TURKİYE İLE İLGİLİ YENİ PROJELERE HAZIRIZ
- Turkiye'de başka havalimanlarıyla ilgili projeleriniz var mı?
Bunu soylemek icin cok erken. Turkiye’de yetkililer tarafından davet edildiğimiz takdirde her daveti ciddiyetle değerlendireceğimizden emin olabilirsiniz.
- Hangi ulkelerde buyumeyi duşunuyorsunuz?
Sizin de fark edebileceğiniz gibi Sabiha Gokcen Havaalanı’nda, ulkelerden ziyade, iki yeni tip hava yolu ya da ucuş rotası var. Birincisi, Turkiye’nin, İstanbul’un ve ozellikle Anadolu Yakası’nın ekonomik buyumesine paralel olarak Sabiha Gokcen’e yapılan ucuşlarda buyuk bir artış yaşanması. İkincisi, İstanbul Ataturk Havaalanı’nda istedikleri zaman aralıklarına yerleşemeyen uluslararası havayolu şirketleri Sabiha Gokcen’e daha fazla gelmeye başlaması.
Goruluyor ki, İstanbul’a ve Turkiye’nin diğer bolgelerine gercekleşen ziyaretci artışında onemli katkısı bulunması acısından, Sabiha Gokcen’in buyumesi İstanbul’un ve Turkiye’nin buyumesi icin onem taşıyor.
BİZE KARŞI YOĞUN BİR EMPATİ VAR
- Malezya Havayolları'nın bir ucağı kayboldu, bir diğeri duştu. Kayıp ucakla ilgili bir gelişme var mı? Bu iki uzucu kaza, sizin durumunuzu nasıl etkiledi? Konuyla ilgili neler yapmayı planlıyorsunuz?
Sadece altı ay icerisinde iki buyuk trajediye şahitlik etmek, modern havacılık tarihinde hic bir ticari havayolu şirketi acısından bu zamana kadar karşılaşılmamış bir durum. Ve her iki olay ile ilgili olarak, dunya genelinde Malezya Havayolları icin yoğun bir empati olduğunu soyleyebilirim.
Elbette, Malezya Havayolları’nın yolcu sayısı artışında bir azalma oldu fakat bu durum Malezya’ya ucuşu olan diğer hava yolu şirketlerini olumsuz etkilemiş gorunmuyor. Bu anlamda surdurulebilir, buyume odaklı bir stratejiye sahip olmanın onemi ortaya cıkıyor.
Son olayın uzerinden henuz sadece iki ay gecmiş olması sebebiyle, belki de bu olayların yarattığı potansiyel zararlar konusunda bir sonuca varmak icin henuz erken bir donemdeyiz.
KAYNAK
__________________