• 16-07-2022, 20:46:48
    #1



    Her turlu şiddet ve baskıdan arınmış bir topluma otoriter yontemlerle ulaşamayacağımız, geride bıraktığımız yuzyılda kesinleşti. Peki, utopik duşunceyle vedalaşıldı mı?
    Bu soruya “hayır” diye cevap veren Kaufmann, anarşizmin ozgur ve adil bir toplum oluşturma doğrultusunda siyasi gelişmeye yon verebilecek, gercekleştirilmesi mumkun bir utopya olduğu inancını Aydınlanmış Anarşi'de bizimle paylaşıyor. Ona gore anarşizm, birey ve toplumun ozgur ve yaratıcı bir bicimde gelişmesi icin zorbalara teslim olmadan utopyasına sahip cıkan tek alternatif duşunce bicimi.

    Kaufmann once, siyaset ile felsefe arasındaki ilişkileri irdelerken, siyasetin temel unsurları olarak şiddet ve toplumsal sozleşme gibi bazı kavramları tartışıyor. Birey ile cemaat arasındaki ilişkileri; devletin meşruiyet koşullarını ve birey uzerindeki başlıca baskı araclarından biri olan vergi ve cezalandırmayı inceliyor. Ozgur ve adil bir toplumun kurulması yonunde onemli adımlardan biri olarak, bireyin devlet baskısından korunmasını oneriyor ve bu bağlamda demokrasi, ozgurluk, eşitlik, insan ve yurttaş haklarıyla, doğal mulkiyet hakkı gibi konulara değiniyor. Antik donemden gunumuze dek var olan felsefi ve siyasi goruşlerin anarşist sezgiler ışığında yeniden gozden gecirildiği kitap, bu yanıyla siyaset felsefesine giriş niteliği de taşıyor.

    Kaufmann daha sonra, kendi “aydınlanmış anarşi” vizyonunu geliştirirken, kişilerin kendilerini geliştirebileceği “ozgur ve eşit ustun insanlar cemaatinin” nasıl olması gerektiği ve nasıl oluşturulabileceği uzerine aktif bir bicimde duşunuyor. Sadece “reddedilecek” ve “sınırlanacak” şeylerle kendini sınırlamıyor; reel politikaya mudahale etmek, gundelik hayatımızı donuşturmek gerekliliğine de dikkat cekiyor. Toplumsal olarak donuklaşma tehlikesine karşı sanatın uyarıcı ve donuşturucu etkisinden soz ediyor... Kaufmann'ın anarşizm tasarımı, toplumsal ve siyasi yapıyı yeniden şekillendirme talebinin gundeme geldiği ulkemizde de, onemli tartışma perspektifleri sunuyor. Duşunsel tembellikten kendimizi kurtarmak ve bugune dek doğal kabul edileni sorgulamak icin anarşist bir provokasyona hic bugun olduğu kadar ihtiyac duymamıştık. Kureselleşme sureciyle birlikte ulusal devlet organizasyonunun ve devletlerarası kuruluşların nasıl olması gerektiği ve birey karşısında devlet baskısının nasıl sınırlandırılacağı gibi konular uzerine kafa yorarken temel anarşist sezgilerden oğrenebileceğimiz cok şey var.

    Ceviri: Yakup Coşar
    Baskı Yılı : 2003
    Sayfa Sayısı : 288


    Gizli İçerik:
    Gizli içeriği görmek için mesaj yazmalısınız.