Sibel Ozbudun & Temel Demirer - Derin Milliyetciliğin Siyasal İktisadı
Utopya Yayınları, 1. Basım, 2006
Turkiyenin derin yakın tarihcesi, tekrar tekrar okunması gereken bir kitap gibi duruyor onumuzde. Her kapattığımızda bir başka uğursuz olayla sayfalarını yeniden karıştırmak zorunda kaldığımız, bir turlu bitmeyen/bitirilemeyen, bir kara kitap. Susurlukla bitti denilen, Şemdinli'yle tıslayarak kaldırıyor başını. Yakın bir ornek ise milli katil Mehmet Ali Ağca'nın bir derin devlet celmesiyle futursuzca tahliye edilmesi oldu. Bu tahliye kolektif unutuşlarımızda Abdi İpekci suikastından Kartal Askeri Cezaevi firarına bir dizi operasyonu canlandırmamızı tetikledi. Anımsadık... Bir kez daha unutmak uzere. İşin vahim yonu, her anımsayışımızda/unutuşumuzda, ellerinde bayraklar, 'Turkiye seninle gurur duyuyor!' nidalarını yukselten hilal bıyıklı guruhun biraz daha buyumesi. Unutuşlarımızdan, tepkisizliklerimizden, umursamazlıklarımızda, umarsızlıklarımızdan beslenerek buyuyorlar.
Bu kitabın baskısı tamamlanıncaya dek, kim bilir daha kac kez karıştırmak zorunda kalacağız o sayfaları... Ve kim bilir kac kez, sokaklara dokulecekler, bayrakları, İstiklal marşları, kurt başı işaretleri ve cığırtkanlıklarıyla...
Gidişat karanlık. Orhan Pamuk liberalizmi-Hukukcular Birliği milliyetciliği farsları arasında sıkışan Turkiye siyaset(sizliğ)i, dış dinamiklerin (AB dayatmacılığı/cozumsuzluğu, Irak'ın kacınılmaz parcalanması, daha da vahimi ABD-AB'nin olası İran mudahalesi) de zorlamasıyla, Derin Devleti ve onun milliyetciliğini bir kez daha tam istim goreve cağıran bir konjonkture doğru hızla ilerliyor.
Bu ulkeyi, gercekte aynı madalyonun iki yuzu olan komprador liberalizm-reaksiyoner milliyetcilik siyasetsizliğ)inden kurtarmak, unutmayan, unutturmayan insan kararlılığıyla mumkun. Yazdıkları bu kararlılığın bicimlenmesinde bir nebze katkıda bulunursa yazarlar kendilerini mutlu sayacaklar. (Arka Kapak)
Teksayfa duzenlemesi icin "mucellit" dostumuza teşekkurle:
Utopya Yayınları, 1. Basım, 2006
Turkiyenin derin yakın tarihcesi, tekrar tekrar okunması gereken bir kitap gibi duruyor onumuzde. Her kapattığımızda bir başka uğursuz olayla sayfalarını yeniden karıştırmak zorunda kaldığımız, bir turlu bitmeyen/bitirilemeyen, bir kara kitap. Susurlukla bitti denilen, Şemdinli'yle tıslayarak kaldırıyor başını. Yakın bir ornek ise milli katil Mehmet Ali Ağca'nın bir derin devlet celmesiyle futursuzca tahliye edilmesi oldu. Bu tahliye kolektif unutuşlarımızda Abdi İpekci suikastından Kartal Askeri Cezaevi firarına bir dizi operasyonu canlandırmamızı tetikledi. Anımsadık... Bir kez daha unutmak uzere. İşin vahim yonu, her anımsayışımızda/unutuşumuzda, ellerinde bayraklar, 'Turkiye seninle gurur duyuyor!' nidalarını yukselten hilal bıyıklı guruhun biraz daha buyumesi. Unutuşlarımızdan, tepkisizliklerimizden, umursamazlıklarımızda, umarsızlıklarımızdan beslenerek buyuyorlar.
Bu kitabın baskısı tamamlanıncaya dek, kim bilir daha kac kez karıştırmak zorunda kalacağız o sayfaları... Ve kim bilir kac kez, sokaklara dokulecekler, bayrakları, İstiklal marşları, kurt başı işaretleri ve cığırtkanlıklarıyla...
Gidişat karanlık. Orhan Pamuk liberalizmi-Hukukcular Birliği milliyetciliği farsları arasında sıkışan Turkiye siyaset(sizliğ)i, dış dinamiklerin (AB dayatmacılığı/cozumsuzluğu, Irak'ın kacınılmaz parcalanması, daha da vahimi ABD-AB'nin olası İran mudahalesi) de zorlamasıyla, Derin Devleti ve onun milliyetciliğini bir kez daha tam istim goreve cağıran bir konjonkture doğru hızla ilerliyor.
Bu ulkeyi, gercekte aynı madalyonun iki yuzu olan komprador liberalizm-reaksiyoner milliyetcilik siyasetsizliğ)inden kurtarmak, unutmayan, unutturmayan insan kararlılığıyla mumkun. Yazdıkları bu kararlılığın bicimlenmesinde bir nebze katkıda bulunursa yazarlar kendilerini mutlu sayacaklar. (Arka Kapak)
Teksayfa duzenlemesi icin "mucellit" dostumuza teşekkurle: