[IMG]http://img405.**************/img405/1911/71039176.jpg[/IMG] Adamımız, Sor Kurokodayru! Toprak adam ve colun efendisi!.. Uzun boyu, yapılı vucudu, baygın gozleri, karizmatik yuz yarası, altın kancası, asil duruşu, taviz vermez karakteri ve radikal fikirleriyle, baş karakterimiz Monkey D. Luffy'e mağlup olmasına rağmen bir cok kişinin bir numaralı adamı olmayı başarmıştır Crocodile. Bunu nasıl mı başardı? Cunku o, Grand Line'ın tecrubeli adamıydı, karizmatik bir duruşu ve ustaca yonettiği muazzam bir orgutu vardı. Buyuk işlerin peşindeki buyuk adamlardandı. İlk kez onu duyduğumuzda, eminim hepimiz Hasır Şapkalar icin endişelenmişizdir. Zira aniden, yeni girdikleri o korkunc okyanusun en buyuklerinden biriyle karşılaşmışlardı. Bu onlar icin cok cok fazlaydı. Lakin bizimkilerin iman gucu, boylesi bir tehlikeyi bile alt edebilecek seviyedeydi. [IMG]http://img195.**************/img195/2114/36349613.jpg[/IMG] Onu ilk gorduğumuzde, animeciler icin, sesinden bile ne denli korkutucu biri olabileceğini anladık. Eline aldığı ciceği aniden kurutması, belki coğumuzun yureğini titretti. Bir Shichibukai olduğunu oğrendiğimizde ise, Nami'nin aşırı tepkisinden bile anlaşılıyordu Crocodile'ın dehşeti. O zamanlar acıklanan eski odulu ise, ilk bolumler icin muazzam kalıyordu. Zira East Blue gibi gucsuz bir okyanustan gelen Hasır Şapkalar icin bu odul, oldukca fazlaydı. Daha once gorduğumuz en yuksek odulun bile 4 katıydı Croco'nun odulu. Ancak ilerleyen bolumlerde o odulun aslında o kadar da yuksek bir odul olmadığını anlamış bulunduk ve Croco, bize gucsuz biri gibi gorundu. Onun devrilişinden 30 bolum sonra acıklanan Doflamingo ve Kuma'nın odulleri bir cok kişinin dudaklarını ucuklattı, eminim. Ve o anda anladık ki, Croco hic bir şeydi boyle adamlar icin. Lakin, cok sonraları odulun gucte buyuk etken olmadığını gorduk. Croco, o kadar da hafife alınacak biri değildi. [IMG]http://img811.**************/img811/8784/96650803.jpg[/IMG] Luffy ve tayfası, Croco'nun planlarını bozmak icin yolculuğa cıkarken, Croco da Arabasta'yı devirecek planını uyguluyordu. Vivi ve yandaşlarını yakalamak icin guvendiği adamlarını onların peşine vermişti. Başarısızlığı affetmeyen bir karakteri olduğundan, yenilen adamlarını oldurtmek icin başka adamlarını yolladı. Onlar boylesi kucuk işlerle uğraşadursun, bizim Croco, buyuk planı icin ortamı neredeyse hazırlamış ve guvendiği butun adamlarını yanına cağırmıştı. Onlarla ilk kez tanışacaktı. Şu işe bakın hele! Yıllardır yonettiği buyuk orgutunun uyeleri daha liderlerini tanımıyorlardı bile! Bu nasıl bir yonetim şeklidir, nasıl bir iktidardır boyle! Guclu guclu insanlar, daha yuzunu bile gormedikleri bir adama korkuyla hizmet ediyorlardı. Teşkilatın en iyi yonu de şuphesiz buydu, sadakat! Korkuyla bile olsa sadakat. İşte bu da, Croco'nun ne denli ince bir zekaya ve planlamaya sahip olduğunu gosteriyordu bize. [IMG]http://img4.**************/img4/4596/45101802.jpg[/IMG] Croco'nun biraz da gucunden bahsedelim. Bildiğiniz uzere, Suna Suna No Mi'yi yiyerek kum adam olmuştur. Bedenini kuma donuşturebilir, haki ve su olmadığı surece fiziksel darbe almaz. Evet! Su! Su, toprağı camurlaştırarak zerrelere ayrılmasına, yani toz haline gelmesine engel olur. Croco'nun gucu de toza donuşup saldırılardan kurtulmak ve o toz icinde rakiplerini boğmaktır. Eğer bunu engelleyen bir faktor varsa, işte o zaman Croco'nun işi zora duşecekti ki duştu de. Bu muazzam, kuma hukmetme gucuyle, daha nice şeyler yapabilir Croco. Tuttuğu canlının icinde butun sıvıyı emerek yaşamdan edebilir. Devasa kum fırtınaları oluşturup cevresindeki her şeyi savurabilir, koca bir alanı cole cevirebilir, kum bıcakları yaparak kesme saldırıları yapabilir ve kumla yapılabilecek akla gelen hemen her şeyi yapabilir. Aslında cok muazzam ve yıkıcı bir guctur bu. Zıddının kolay bulunmadığı col ortamında ise yenilmez kabul edilir. Yavaşca ilerleyelim. Croco, Rainbase'de, elemanlarıyla tanışıp planının son aşamasını anlatırken, Hasır Şapkalar da onlara doğru geliyorlardı. Kısa sure sonra olay yerine varan Hasırlar, cok gec kaldıklarını, gec de olsa oğrendiler. Kendilerini buldukları yer, onları kovalayan Smoker ile beraber, Croco'nun kairoseki kafesiydi. Buradaki Croco'yu ozellikle inceleyelim. Peşindeki azılı adamları, bir kereden ve ustaca bir kafese kilitlemişti. Yanında duran alımlı Nico Robin ile beraber, avlarıyla adeta alay ediyor, kucumsuyor ve onların bu işler icin daha kac fırın ekmek yemeleri gerektiğinden dem vuruyordu. Sonradan yanlarına gelen Prenses Vivi ile adeta oyun oynamış ve bir prenses ne derece aşağılanabiliyorsa o derecenin de bir kac katı daha aşağılamıştı. Onlara, tam orada butun planlarından bahsetmiş ve korsanlara hic guvenmeyen asi denizci Smoker'ı bile şaşkına cevirmişti. İşte biz de orada oğrenmiş oluyorduk Croco'nun asıl planını ve zekasının boyutunu. Ancak daha acıklanmayan şeyler vardı. Bu kucumseyişi, alay edişi ve ustun kibri, elbetteki ileride başına dert olacaktı. O kadar olgunlaşmış bir karakter, nasıl olur da hafife almanın tehlikeli bir şey olduğunu anlayamaz, anlamış değilim. [IMG]http://img818.**************/img818/2645/36469961.png[/IMG] Croco ve Robin yola cıkarken, bir şekilde onun kafesinden kurtulan Hasır Şapkalar, karşısına dikildi ve dovuşmeye kalktılar. Ancak acilen olayları durdurmaya gitmeleri gereken Vivi ve diğerleri, Luffy'i, yine Luffy'nin isteği ile geride bırakmış ve yollarına devam etmişlerdi. Luffy, kendine fazlasıyla guvenerek, arkadaşlarını onden gondermiş ve kendinden emin bir şekilde geri doneceğini de soylemişti. Butun bunlar, Croco'yu sadece guldurmuştu. Dovuşleri kısacık surmuş ve Crocodile, Luffy'i kancasının ucuna takarak havaya dikmiş ve ona Ramiz Dayı oğutleri vermişti; "Senin gibi onlarca caylak var bu denizde! Kendinizi hayallerinize fazla kaptırıyorsunuz ancak bu denizin vahşiliğini gorduğunuzde, siz de o hayallerden vazgececeksiniz!" Ne tecrube dolu sozler! Bu cumleler, aslı tamamen yazdığım gibi olmasa da, Croco'nun ne denli tecrubeli ve gun gormuş bir adam olduğunu anında kanıtlıyordu. Neler yapmıştı bu herif gencliğinde!? Nelere goğus germiş, nasıl bir şeytanlık onun gibi idealleri olan bir adamı boyle hayallerle alay eden ve vahşi birine cevirmişti!? Bunu henuz hic kimse bilmiyor! Croco, bir başına Alubarna'ya doğru yola cıkarken, ona ihanet eden Robin ise Luffy'yi bataklıktan cıkarıp Pell'in eline vererek kurtulmasını sağlamıştı. Eğer onlar olmasaydı, Luffy diye bir efsane var olmayacaktı. Croco, daha en baştan kolay yenilmeyecek biri ve Luffy'e gore cok ust bir ligde olduğunu kolayca gostermişti. Ancak bu ilk dovuşte Luffy, Croco'nun zayıflığını keşfetmişti; su! Evet, Luffy, boynundaki mataradan sızan suyun, Croco'yu tutabilmesine imkan verdiğini fark etmişti. Crocodile ve Robin, savaşın kucağındaki Başkent Alubarna'ya vardıklarında, direkt olarak saraya sızmış ve asıl planlarını gercekleştirmek icin harekete gecmişlerdi. Croco'nun akıl dolu planları burada bir kez daha karşımıza cıkıyordu. Kralı kacırıp bağlamış, kılık değiştirebilen adamını kralın kılığına sokmuş ve zaten taşmak uzere olan halkın ofkesini, sahte kralın vicdansızca hareketleriyle kopurtmuştu. Artık halk, kralı indirmeye tamamen kararlı hale gelmişti. Butun bu karışıklıkta Croco ise, istediği muazzam silahı ele gecirecek ve ulkeyi bu durumdan kurtararak kahraman ilan edilecekti. Boylece Arabasta ve butun halkı, onun avuclarında olacaktı. Ve bu planların akabinde, cok cok daha buyuk işlere kalkışıp, Dunya Hukumetini devirerek tamamen kendine ait bir hukumet kuracaktı. Vay canına! Şu herifteki planlamaya, şu cesarete, şu zekaya, şu kararlılığa bakın hele! Butun bunların yanında, temiz bir ortam yaratmak icin, kendi askerleri de dahil, alandaki butun insanları tereddut etmeden oldurecek kadar da cani biridir Croco! Bu adamı bu hale getiren neydi acaba, cidden merak ediyorum. [IMG]http://img594.**************/img594/6370/62437375.jpg[/IMG] Croco, kral ve adamlarını adeta hizaya dizmiş ve onune geleni kolaylıkla yerlere serip bir de alay ediyordu. Saray muhafızları, olumlerine sebep olacağını bildikleri halde guclenmek adına iksir icip boylesi cesur ve asilce bir davranış sergilemelerine rağmen Croco, bu yaptıklarıyla alay etmiş ve hepsini kolayca yenerek yerin dibine batırmıştır. Bu bile, fedakarlık, dostluk, asalet ve vicdan gibi kavramlara hic nem vermediğini gosterir Croco'nun. O askerleri telef ettikten sonra da, sarayın baş muhafızı Chaka'yı da kolayca alt edip o unlu laflarından birini daha soylemişti; "Bu kadar gucsuz olmak gunahtır!" Bu cumlesinden anladığımız da, guce cok nem verdiğiydi. Guc, belki de onun icin her şeydi. Gucu olmayan, daima kaybetmeye mahkumdu. Bu, her zaman boyle değil miydi zaten? Ondan once, Vivi'yi de laflarıyla dovmuş ve bir kez daha hunharca aşağılamıştı. Onun aşırı idealist hareketlerinden iğrendiğini acıkca dile getiren Croco, yine Ramiz Dayılık yaparak eşsiz fikirlerini eşsiz cumlelerle dile getirmişti; "Bunu yaparsam isyanı durdurabilirim! Şunu yaparsam isyanı durdurabilirim! Ac gozlerini prenses!.. Ateşli idealizmin beni tiksindiriyor! İdealler, ancak onları gerceğe donuşturebilecekler tarafından ağza alınabilir!" Vay be! İşte bu adamı bu kadar sevmemdeki en buyuk etkenlerden biri. Bu muhteşem fikirleri! Benimle aynı şeyi duşunuyor bu adam, karakterler uyuşmasa da. [IMG]http://img571.**************/img571/6876/23978624.jpg[/IMG] O, Alubarna Sarayı'nın bahcesinde kral ve adamlarını telef ederken, Luffy, Pell'in sırtında meydana gelir. Bu kez hazırlıklı gelen Luffy, Croco'yu biraz hırpalasa da yine kacınılmaz sonla karşılaşarak mağlup olur. Burada da Croco'nun muazzam gucune şahitlik ediyoruz. Luffy'den yediği beklenmedik yumruklar karşısında yine de ayakta durmuş ve fiziksel gucunun de o kadar işe yaramaz olmadığını gostermiştir. Karizmatik bir hareketle, saray bahcesini tamamen cole cevirmiş ve Mizu Luffy'i, icindeki suyla beraber kurutarak savaş alanına bir kağıt parcası gibi atmıştır. Luffy, yine şansı sayesinde kurtulmuş ve yine Croco'nun akıl dolu planlarını mahvetmek icin yola koyulmuştu. Croco'yu, sarayın alt mahzenlerinde, tarihi değiştirebilecek bir silahın sırlarını ararken bulmuştu. Croco, Nico Robin'in arkeolojideki uzmanlığından yararlanarak kitabeleri okumayı ve silahın yerini bulmayı planlıyordu ancak hesaba katmadığı şey, Robin'in gecmişi ve kotu emellere alet olmayacağıydı. Ancak bu ihaneti de bir nebze duşunmuş olsa gerek ki, silahın yerini oğrenir oğrenmez, Robin'i oldurmeyi planlamıştı. Robin kitabeleri yanlış okuyunca, onu da acımadan oldurmeye yeltenmişti Croco. Kitabeyi okuyamasa bile, bunun bir zaman meselesi olduğunu ve Arabasta'yı ele gecirdikten sonra muhakkak o silahı bulacağını soylemişti. Ucuncu karşılaşmalarında Luffy, bu kez onu yenmek icin butun iman gucunu toplamış ve en sert şekilde, hayatında vazgecerek saldırmıştı. Ancak Crocıdile, hala kolay lokma değildi ve Luffy'yi cok zorladı. Cok sert gecen dovuşun sonunda kazanan Luffy olsa da bu dovuş, bize Croco'nun karakteri ve gucu hakkında biraz daha ipucu veriyordu. Dovuşu kaybedebileceğini anlayan Croco, haince bir şey yaparak, kancasının altından zehir sacan kucuk kancasını ortaya cıkarmıştı. Bununla defalarca Luffy'e vurmasına rağmen, Luffy inatla kalkıp dovuşmeye devam etmiş ve Croco'yu hayatından bezdirmişti. Luffy'nin tamamen fiziki olan saldırıları karşısında bu kadar uzun sure dayanıp da Luffy'i ağır şekilde yaralayabilmesinden yola cıkarak, Croco'nun fiziksel gucunun de yuksek seviyede olduğu kanısına varabiliriz. O anlarda Luffy, son hamlelerini yapıp onu yenerken, animede calan muzik ise Cek Cumhuriyeti Yeni Senfoni Orkestrası tarafından bestelenmişti. [IMG]http://img818.**************/img818/1470/91784132.png[/IMG] Butun bu olaylardan sonra tutuklanan Croco, gecici olarak kucuk bir denizci hapishanesine kilitlenmişti. Onu yenenin Luffy olduğunu ozellikle saklamak isteyen Hukumet, olayları ortbas ederek, Croco'yu Smoker'ın tutukladığını ve ona rutbe verildiğini tum dunyaya duyurdu. Bir adam icin boylesi bir uygulama, o adamın cok onemli ve yaptığı işlerin cok tehlikeli olduğunu gosterir. Smoker dedim de aklıma geldi. Croco'nun smoker hakkında soylediği bir soz ile onun karakterini biraz daha tanıyalım; "Yaralarını yalamak icin kacan kopeklerin adaletten bahsetmeye hakkı yoktur!" İşte onun kişiliği gozler onune seren bir cumle daha. Adamın adalet anlayışı, vazgecmemek, surekli savaşmak ve azim uzerine kurulu, bu cumleden anladığımız kadarıyla. Yaralarını yalamak icin kacmayacaksın, o yaralarla da olsa savaşacaksın inandığın şey icin. Benim anladığım budur bu cumleden. Siz ne anlarsınız bilemem. Kapak hikayelerinden gorduğumuz uzere, son hayali de elinden alınan Croco, mapuslara duşmuş olmasına rağmen, onu kurtarmaya gelenleri reddetmiştir. Bu da, ne derece hayattan soğuduğunu ve artık sukunet aradığını gosteriyor bir nebze. [IMG]http://img803.**************/img803/9335/x10p.jpg[/IMG] Ayrıca, gencliğindeki hayalinin de Korsanlar Kralı olmak olduğunu da kapaklardan oğreniyoruz. Ancak bu hayali, bilinmeyen biri tarafından yerle bir edilmiştir. Bunu yapan her kimse, ben, Croco'nun yuzunu cizen ve sol elini alanın da o olduğunu duşunuyorum. [IMG]http://img442.**************/img442/6783/x11mr.jpg[/IMG] Daha sonra da, yakalanan diğer adamlarıyla birlikte, buyuk hapishane İmpel Down'a kapatıldı Croco. Bu hapishaneyi hepimiz biliriz. Ne kadar korkunc ve korunaklı olduğunu. Mahkumlara uygulanan olumcul cezalardan hic korkmadan nasiplenen kişilerin sayısı bir elin parmağını gecmez ve bu elin icinde Croco da vardı. Bu yaptığıyla, ne kadar korkusuz olduğunu da bir kez daha gostermiş oluyordu. Hucresine kapanmış, kimseyle konuşmayan, hayattan soğumuş bir adam olarak cıktı karşımıza Crocodile İmpel Down'da. Hapsi karıştıranların Hasır Şapka ve yandaşları olduğunu oğrendiğinde cok sakin karşılamış ve o unlu, şahane guluşuyle Luffy'e, "Uzun zaman oldu Hasırşapka" diyerek selam vermiştir. [IMG]http://img560.**************/img560/2526/x12y.png[/IMG] Beyazsakal ve Denizciler arasında bir savaşın patlak verdiğini duyduğu anda ise o olmuş arzuları yeniden alevlenmişti Croco'nun. Peki bu ani alevlenmenin sebebi neydi? Bunu da kendisi soyluyordu; Beyazsakal! Onunla bir gecmişleri olduğu da ilk kez burada ortaya cıkıyordu. Belki de gencliğinde onun hayallerini yıkan, sol elini alıp yuzune kocaman bir yara acan adam da Beyazsakal'ın ta kendisiydi! Neden olmasın! Bunu yine kendisi, bu sozuyle ima ediyor; "Beyazsakal ve Roger'a yenilip de gozyaşlarını yutmak zorunda kalanları bir duşunun! Bu okyanusta onlardan binlercesini bulacaksınız!" Demek sen de onlardan biriydin ha Croco? Bu cumleden başka ne anlayabiliriz ki zaten? Evet, zamanında Beyazsakal'a yenilmiş ve ona kin guduyor. Kinci biri olduğunu da oğrendik burada... Kacmaya calışanlara yardım edeceğini soyleyerek, ekibe bir kat daha guc katmıştı Croco. Yanına da, saygı duyduğu tek adamı Celik Adam Daz Bones'ı alarak, kacmak icin Luffy ile anlaşma yapmıştı. Bu arada kendisi, cok daha farklı şekilde cıktı karşımıza. Daha karizmatik bir duruş ve kıyafetlerle. [IMG]http://img707.**************/img707/2417/x13h.png[/IMG] Yine burada, Croco hakkında başka bir şey daha oğreniyoruz. Onun bir sırrının olduğunu... Daha doğrusu bir zayıflık. İva, onu bu zayıflığı duyurmakla tehdit ettiğinde yuzunun rengi atmıştı. Neydi ki bu sır boyle!? Croco gibi bir adamı korkutan bir sır, ciddi bir sırdır elbet. Bunun hakkında coğu kişi eskiden kadın olduğunu soylemekte.. [IMG]http://img198.**************/img198/4333/x14sl.jpg[/IMG] Kısa surede hapsin katlarını gecerek, en ust kata cıkmış ve gemilerin gittiğini gorduklerinde ise umutlarını yitirmemişlerdi. Bir savaş gemisi calmak gibi delice olduğu kadar cesurca bir fikri kabul edenlerin arasında, daha once cesaretine defalarca tanık olduğumuz Croco da vardı. Korkusuzca savaş gemisine saldırıp hemencecik de aldılar gemiyi, adamı Daz Bones ve Jinbei'nin yardımıyla. [IMG]http://img29.**************/img29/5938/x15f.png[/IMG] Daha sonraki hedefleri de savaşın adresi, Marineford olacaktı. Croco'nun buraya gitmesinde tek bir amac vardı; Beyazsakal'ı oldurmek! Buggy gibi şakasına değil elbet, ciddi ciddi oldurmek ve intikam almak! Savaş alanına geldiklerinde, butun dikkatleri uzerilerine cekmişlerdi. Ozellikle Garp'ın durum ozetinde, Croco'nun adını diğerlerinden ayrı soylemesi de onun onemini ve gucunu bir kez daha gosterdi. Belalı biri olduğunu ve başlarına iş acacağını direkt anlamışlardı. Savaşta olup bitenlerle hic ilgilenmeyen Crocodile, direkt olarak Beyazsakal'ın bulunduğu gemiye yonelmişti. Arkasından yaklaşıp, hainlik de etmeyerek onu haberdar edercesine, Uzun zaman oldu Beyazsakal, demişti. Beyazsakal ise hic istifini bozmadan, tokat gibi bir cevap yapıştırdı; Alsa oğrenemeyeceksin değil mi!? Uvvv! Bu cumleyi hatırladık mı? Evet! Aynen oyle! Croco da bu cumleye benzer bir şeyi Luffy'e soylemişti! Tecrubesiz, caylak, kendine cok guvenen, asla yenilmeyeceğini duşunen biri olduğunu ima etmişti Croco Luffy'nin. Şimdi de aynısını ona Beyazsakal soyluyordu! Ne ironi ama! Demek sen de Luffy gibiyken kaybettin zamanında ha Croco!? [IMG]http://img607.**************/img607/6889/x16x.jpg[/IMG] Tam saldıracakken de Luffy cıkıp onu geri fırlattı ve Beyazsakal'a dokunmasına engel oldu. Luffy ile anlaşmalarının bittiğini ve ona karışmaması gerektiğini soyledi. Neden Luffy'e dalmadı acaba? Cunku onu daha once tatmıştı Croco. Ve Luffy, yine hazırlıklı gelmişti, tamamen suya bulanarak. Bu yuzden sadece uzak durdu ve Luffy gittikten sonra saldırmayı duşundu. Luffy gittiğinde ise, Oyaji'yi korumaya calışan korsancıkları temizleyerek zaman olduruyor ve cok fazla olduklarından şikayet ediyordu Croco. Bir turlu ulaşamıyordu Beyazsakal'a... Tam ulaşacağı anda ise ortaya birden o iri cussesiyle Elmas Jozu cıkıverdi ve şiddetli bir haki yumruğuyla Croco'yu yere serdi. Croco, o hayvani yumruğu yedikten sonra bile, normal bir yumruk yemiş gibi ayağa kalktı ve Jozu'ya saldırmaya yeltendi. Elbette burada da, hepimizin bildiği gibi, araya Doflamingo girdi. Jozu'yu hareketsiz kılıp Croco'ya iş teklifi yaptı. Gel benimle calış, dedi. Croco ise bunu bir hakaret kabul ederek şiddetle reddetti ve kendisinin ondan daha ust seviye olduğunu acıkca soyledi. Yine kibir! Vre, koskoca Doflamingo senin emrinde calışacak değil ya! E tabi koskoca Croco da onun emrinde calışmaz. Sonuc ise direkt kavga olur. [IMG]http://img822.**************/img822/9069/x17ie.jpg[/IMG] Burada duralım ve bu yaptığını inceleyelim Croco'nun. Doflamingo, ortak calışmayı teklif etti ancak Croco, onu aşağılarcasına reddetti ve ben senden ustunum dedi acıkca. Neden boyle dedi? Zamanında koskoca orgutu hic falso vermeden yonetmiş adam, Hukumeti tehlikeye sokup titreten adam, nasıl olur da kendi rutbesindeki birinin emrinde calışabilirdi? Elbette işin icinde gurur var! Bunun dışında da şiddetli bir kibir var. Kendini hala yenilmez ve efendi sanan Croco, Doflamingo gibi tehlikeli bir adama bile rahatca posta koyacak duzeydeydi. Bunun başka bir nedeni de, Croco'nun, gucune, Doflamingo'yu yenebilecek kadar guvenmesiydi. Boş yere posta koymadı adama! Demek ki yenebileceğini duşunuyordu. Bu bile gosteriyor adamımızın ne olduğunu ha? [IMG]http://img801.**************/img801/5950/x18.png[/IMG] Savaşın ilerleyen anlarında, hic beklenmedik hamleler yaprak Luffy'i olumden kurtardı. Bunu neden yaptı peki? Kendi acıklamasıyla, Denizcileri mutluyken gormek istemiyordu. Gayet gecerli bir sebep. Bu yaptığı, adama olan saygımı daha fazla arttırıyor. Başına buyruk bir insan, ne ala! O an icinde hoşuna gideni yapıyor, hoşuna gitmeyeni yapmıyordu. Sebep bu kadar basit aslında. Luffy'yi Mihawk gibi bir canavarın elinden de rahatca kurtardı. Sonrasında ise Mihawk bunun nedenini sorduğunda, cok guzel bir cevap verdi; "Şu an moralim epey bozuk Şahingoz, kendine dikkat etsen iyi olur!" Demek ki Mihawk gibi bir adamdan da cekinmiyor ve onu oldurebileceğini acıkca soyluyor. Bu dovuşu gorseydik acaba nasıl olacaktı. Tartışılır elbet. [IMG]http://img831.**************/img831/654/x19v.jpg[/IMG] İlerleyen anlarda ise, butun savaş meydanını etkileyen bir hamle yaptı ve Ace'i idamdan kıl payı kurtardı! Bunu neden yaptı ki? Yine aynı sebepten; "Sizin gibileri eğlenirken gormek beni iğrendiriyor!" Lafa bak be! Duşmanımın duşmanı dostumdur hesabı işte budur. En esaslı duşmanı olanlar hukumettekilerdi elbette. Tam burada, yine atarlı Doflamingo ortaya cıkıyor ve Croco'nun onu reddedişini onur kırıcı olarak bulduğunu soyluyor. Tabi soylemeden once kafasını koparıyor Croco'nun. Bizimki hic istifini bozmadan, kafasını yerine takıyor ve tekrardan aşağılıyor Doflamingo'yu. Sonra ise yine yarım kalan bir duello; Bundan sonra ise Croco'yu, yine Luffy'yi kurtarırken goruyoruz. Hem de Akainu'nun elinden! Amiral Akainu, iplerini koparmış halde Luffy ve Jinbei'ye doğru gelirken, aniden ikiye bolunur. Tabi ki Croco'nun kum bıcağıyla. Sonrasında karizmatik bir hareketle bedenine burunen Croco, Jinbei'nin teşekkur etmesine bile fırsat vermeden, lafı da cakarak sables ile meydandan uzaklaştırır. Lafı da cok sağlamdır yani; "Bir işi yapıyorsan adam gibi yapacaksın!" Boyle bir şeydi işte. Ancak ne ala bir cumle değil mi? Neden Jinbei'ye teşekkur ettirmedi? Cunku eski duşmanını kurtarmak onun icin onur kırıcı bir şeydi ve muhattab bile olmak istemiyordu. [IMG]http://img825.**************/img825/4687/x21x.jpg[/IMG] Savaştan sonra ise onu, baş adamı Daz Bones ile birlikte, Yeni Dunya'ya acılmak uzereyken goruyoruz. Adamına, yeniden Yeni dunya'ya doneceğini ve onunla gelip gelmeyeceğini sorar. Bones ise dunden razıdır. Bu ikisi Yeni Dunya'ya acılınca elbette boş durmayacakalardır. Peki neler yapacaklar, ne işler karıştıracaklar yine? Kim bilir! Henuz goremedik kendisini 3d2y'den sonra. Oda gosterir umarım yakın zamanda.
Alıntıdır. __________________
Sir Crocodile - Karakter Analizi
Anime Manga0 Mesaj
●45 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Dizi - Film - Sanat Forumu
- Yabancı Diziler
- Anime Manga
- Sir Crocodile - Karakter Analizi